C

Çavuş
20 Haziran 2009
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
2 üye
Görüntülenme (?)
27 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
C
16 yıl
Erol Manisalı

Orduevinde gizlice sesini kayda almışlar < Resime gitmek için tıklayın >

Ergenekon terör örgütü davasının tutuksuz sanıklarından Prof. Dr. Erol Manisalı'nın, JİTEM tarafından gizlice ses kaydının alındığı ortaya çıktı. İddianamenin ek klasörleri arasında JİTEM'e ait olduğu iddia edilen 'GİZLİ' ibareli belgeler de bulunuyor.

Jandarma İstihbarat Başkanlığı başlığı altında, 'Cumhuriyet Çalışma Grubu Devre Raporu-11- 16 Şubat 2004 tarihli rapor Prof. Dr. Erol Manisalı ile yapılan görüşme sonuçları' yazıyor. Raporu kaleme alan kişi veya kişiler, raporun giriş kısmına şunları yazmış: "12 Şubat 2004'te Harbiye Orduevi lobisinde buluşuldu. Restoranda öğle yemeği ikramının ardından 1.007 numaralı odada görüşmeye başlandı. Tüm görüşme, kendisinden habersiz olarak ses kaydına alındı."

Raporda, Prof. Dr. Manisalı, ilginç tespitlerde bulunuyor. ÇYDD eski başkanı Türkan Saylan'ı 'gardırop Atatürkçüsü' olarak niteleyen Manisalı, "Türkan Saylan gibi gardırop Atatürkçüleri var. Avrupa Birliği'ne laf söyletmiyor, Gümrük Birliği'ni savunuyor, Atatürkçüyüm diyor. Olmaz böyle şey. TÜSİAD'dan farkı yoktur. Atatürkçülüğü istismar ediyor, kullanıyorlar." diyor. Klasördeki belgelere göre, Manisalı, kimliği belirsiz kişi veya kişilerle yaptığı toplantıda, hükümetin acil eylem planıyla ilgili görüşlerini de açıklıyor. Manisalı, bu sırada bazı kişilerin isimlerini vererek "kullanabilirsiniz" diyor. Manisalı'nın görüşmede kullandığı ifadeler şöyle: "Yol-İş'ten Fikret Bey'i, ATO Başkanı Sinan Aygün'ü, Aydınlık'tan Adnan Bey'i kullanabilirsiniz, Aydınlık bir defa yazınca birçok köşe yazarı oradan alıntı yapıyor. Doğan ve TÜSİAD medyası yüzde 70 düzeyinde. Anadolu medyası, birbirinden kopuk. Bunları birleştirip koordine edebilirseniz bir güç haline gelirler. Yerel televizyonlar birliğini bırakıp ayrı ayrı güvenilir televizyon ve gazetelerle temas etmek lazımdır."

Link

C
16 yıl
Annenin evladına olan sevgisi
Gelen kutusuna düşen ve gözüme takılan bir e-posta. Az daha her zamanki SPAM postalardan sanıp siliyordum. Bir bölümünü paylaşmadan edemedim. Annelerimizin bizlere olan sevgilerinin sınırlarıyla ya da sınırsızlığıyla ilgili güzel bir paylaşım.


Fotoğrafları bizlere aktaranların dediğine göre "son nefesini verecekken bile" halâ başında ağlayan oğlunu düşünen bir vefakâr anne.
Öyle sanıyorumki Filistin'de ya da Lübnan'da çekilmiş fotoğraflar. Uzun süredir bu fotoğraflar internet ortamında bir çok forumda ve e-posta gruplarında paylaşılıyormuş. Ben yeni farkettim.



quote:


Belki annenin senin için kalbinde taşıdığı sevginin büyüklüğünü bilemezsin. Ancak evlenip çocuk sahibi olduktan sonra annelerin çocukları için taşıdıkları sevginin büyüklüğünü anlarsın! Şimdi anlattıklarımdan sonra annenin senin için kalbinde taşıdığı sevginin büyüklüğünü hissetmiyorsan senin kalbinin çorak bir araziden farksız olduğunu kabul etmelisin...

< Resime gitmek için tıklayın >

Gerçekte bu anne oğlunun elleri arasında can verdi

Fakat bir dakika! Gördüğünüz gibi ölüm anında bir şeyi unutmadı: oğlunun yanaklarındaki göz yaşlarını silmeyi...

Ve toprağa girmezden önce hakiki sevginin hikayesini tarihin satırlarına kaydetmeyi...
İşte bu durakta avuçlarını kaldırdı ve sanki şöyle diyordu "Sen önemlisin ey oğlum, seni kim koruyacak sana kim yardım edecek? Bu gece senin kederlerini kim duyacak, senin sevdiğin şeyleri sana kim pişirecek, elbiselerini nerede yıkayacaksın?



C
16 yıl
İlginç gelişmeler: Muhsin Yazıcıoğlu kazası/sabotajı

BBP Lideri`nden TSK`ya can alıcı soru

< Resime gitmek için tıklayın >

Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu`nun hayatını kaybettiği kazanın üzerinden yaklaşık 6 ay geçti, ancak olay üzerindeki sis perdesi henüz aralanmadı.


Konuya ilişkin çalışmaları yakından takip eden BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, yeni bir iddia ortaya attı.BBP liderini aramaya giden askerî helikopterin olay yerinde düştüğünü hatırlatan Topçu, görgü tanıklarının bir askerin şehit olduğunu söylemesine rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri`nin `Olayda yaralı yok` açıklamasını yapmasının akıllarda soru işaretleri bıraktığını söyledi. Kazanın gizlenmesinin şüphe uyandırdığını belirten Topçu, `Bu olayda bir şehit olduğunu herkes biliyor. Bir teröristin ölümünü bile internetten duyuran TSK, bunu neden açıklamadı?` sorusunu yöneltti.

Bugün Gazetesi`ne konuşan Topçu, olay yerini incelemeye gittiğini ve düşen Skorsky`nin kanatlarını gördüğünü anlattı. `Gittim gördüm, hâlâ kanatları orada duruyor. Kanat orada. Seri numarası var üzerinde. Pert olmuş.` diyen Topçu, bu yüzden Genelkurmay`ın `Helikopter kırıma uğradı. Ölü yok.` açıklamasını anlayamadığını ifade etti. Topçu, olayın fotoğraflarının ellerinde olduğunu kaydederek, şöyle konuşuyor:

`Bu olayda bir şehit olduğunu dünya alem biliyor. TSK, arama faaliyetlerinin neresindeydi? Neler yaptı? Neticesi ne oldu? TSK bu bilgiyi toplumla paylaşsa ne kaybeder?`

Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, Özel Kuvvetler Komutanlığı`na ait Skorsky helikopterin, 12 kişilik DAK timinin bölgeye inişi sırasında kırıma uğradığını, ancak kimsenin yara almadığını söylemişti.


http://www.tumgazeteler.com/?a=5440672
C
16 yıl
Anakart üreticisi FOXCONN ve HP Türkiye\u0027de üretime başlıyor!
HP ve Foxconn Türkiye’de PC üretecek

< Resime gitmek için tıklayın >

ABD’li teknoloji şirketi Hewlett-Packard ve Foxconn Teknoloji Grubu, 60 milyon dolar yatırımla Türkiye’de PC üretimine başlayacak.


ANKARA - HP, Foxconn Teknoloji Grubu ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, yaptıkları ortak açıklamada, Türkiye ve Orta Doğu’daki talep artışını karşılamaya yönelik Türkiye’de PC üretimine geçileceğini duyurdu.


Foxconn tarafından işletilecek olan bölgesel üretim tesisinin, yaklaşık 60 milyon dolar değerindeki yatırımla birlikte 2 bin kişiye ulaşacak istihdam fırsatı sunacağı belirtilen açıklamada, HP’nin, yeni Foxconn tesisinin en büyük PC müşterilerinden biri olmayı hedeflediği belirtildi.

HP’nin, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (EMEA) Kişisel Sistemler Grubu’ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı Eric Cador da en son çıkan PC teknolojisine olan talebin çok hızlı arttığını belirterek, bu ortamda, HP olarak Türkiye’deki bireysel ve kurumsal kullanıcıların giderek artan ilgisini gözlemlediklerini bildirdi.

Foxconn Başkan Yardımcısı Jim Chang de Türkiye’de Çorlu’da kurulacak fabrikanın Foxconn tarafından yönetilen ve bilgisayarların üretileceği yeni bir üretim tesisi olacağını belirterek, Türkiye’nin, zengin ve yetkin iş gücü, stratejik konumu ve hükümetin desteği ile talep edilen ürünleri en hızlı ve en rekabetçi yollarla sunmak için ideal bir ülke olduğunu kaydetti.

Açıklamada, hem HP’nin hem de Foxconn’un Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’na bu önemli projeyi gerçekleştirme aşamalarındaki özel desteği dolayısıyla minnettar oldukları ifade edilirken, “Başbakanlık Yatırım Ajansı, yatırım yapılacak en doğru yerin bulunmasında, bulunan yerin satın alınması için gerekli görüşmelerin düzenlenmesinde, ilgili hükümet yetkilileri ve özel kuruluşlarla koordinasyonun sağlanmasında bu yatırıma destek verdi” denildi.


KORKMAZ: TÜRKİYE İDEAL KOŞULLAR SUNUYOR

< Resime gitmek için tıklayın >

Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz da Türkiye’nin dünyanın en büyük 15. ekonomisi olduğunu belirterek, şu görüşleri ifade etti:

“AB’ye üye 27 ülkeyle karşılaştırıldığında da en büyük ekonomiler arasında 6. sıradadır ve yatırımcılar için çok büyük fırsatlar barındırmaktadır. Küresel ekonomik kriz ortamında Türkiye, potansiyel yatırımcılara ideal koşullar sunmaktadır. Foxconn gibi çevreye duyarlı ve sosyal sorumluluk sahibi firmaların HP’yi desteklemek için bölgede bir yatırım yapma kararı almasından dolayı çok memnunuz. Küresel ekonomik karmaşaya rağmen Türkiye’de yatırım yapmayı bir fırsat olarak gören şirketler, mevcut krizden çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır.”


http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/476418.asp#storyContinues
C
16 yıl
En baba komplo teorisi
VATAN gazetesinden Okay Gönensin 'in köşe yazısı.

Haber linki:
< Resime gitmek için tıklayın >
Okay Gönensin
28.06.2008



En baba komplo teorisi

Kendisi siyaseti öyle pek yakından izlemez. Ama başka bir özelliği var: Dünyanın en çok polisiye ve casusluk roman okumuş kişilerinden biridir.

Geçen gün aradı, “çözdüm!” dedi.

Çözdüm dediği, “malum belge” etrafında sürüp giden kavganın kaynağıymış. Bana bir komplo teorisi anlattı ve yazmamı istedi. Yazmamı istedi çünkü Mahir Kaynak, Fehmi Koru ve Ruşen Çakır’ın, teorisi hakkında ne diyeceklerini merak ediyormuş.

“Pazar gününe yaz, insanlar daha rahat okur” dedi; anlattığı öyle bir teoriydi ki olur dedim. Fakat “Türklerin kendi aralarındaki karmaşık iktidar savaşları içinde görünmek istemediği için” adını vermemi istemedi.

***


Bu kişi önce şu soruyu soruyor: Söz konusu belge kimde çıkmıştır? Cevabını veriyor: Ergenekon soruşturması dolayısıyla zaten izlenmesi ihtimali yüksek olan bir kişinin ofisinde.

“Siz demiyor musunuz ki en olmadık kişiler bile izlendiğinden, telefonunun dinlendiğinden çekiniyor, bu kişi Ergenekon sanıklarıyla sürekli temas halinde ve ofisinde böyle bir belgeyi tutuyor!”

Belgeyi polis ele geçiriyor ve içeriğinin ciddiyetine uygun bir “muamele” söz konusu oluyor. Diyor ki teori sahibi: “Önce birinci amaç hâsıl oldu, belge daha dosyaya girmeden Fethullah Gülen’in bilgisine ulaştı, böylece hep söylenen ‘emniyette F tipi oluşum’la ilgili ortada somut bir kanıt oldu...”

O mesele henüz dediği kadar net olmayabilir, ama teori sahibi bunun önemli olduğunu, bundan sonraki mücadelede ciddi bir dayanak teşkil edeceğini söylüyor.

Dinlemeye devam edelim:

“Belgenin altındaki imzaya bakıldı, öyle bir kişi gerçekten vardı, üstelik Genelkurmay’da önemli bir görevdeydi. Dolayısıyla belgeyi ele geçiren ve kullanmak isteyen F grubu kendisini iyice sağlam hissetti. Belgenin gerçekliğini kanıtlama imkânı olmadığını düşünmediler; oysa belgenin yazıldığı bilgisayar çoktan herhangi bir yerde denizin dibini boylamıştır, ilk nüsha da kül halinde bir çöplükte, yüzlerce ton çöpün içinde yatmaktadır...

F tipi grubunu belgenin gerçekliğine iyice inandırmak için, ofisinde belge bulunan kişinin “polis koydu, komplo” diye bağırması gerekiyordu, öyle oldu ve amaç yine gerçekleşti, en önemli belgeyi yakaladıkları konusunda F grubunun hiçbir kuşkusu kalmadı...”

***


Teorinin sahibi, Deniz Baykal’ın daha ilk gün “bu belge sahte çıkarsa Ergenekon davası çöker” demesini de tecrübesine ve “koku alma” duygusunun çok güçlü olmasına bağlıyor, “Baykal işin nereye varacağını ilk anda sezdi” diyor.

Teori sahibine göre bu “operasyon”, yani karşı tarafı sahte bir belge ile yanlış yönlendirme ve zor durumda bırakma faaliyeti, Soğuk Savaş döneminin en “klasik” istihbarat oyunlarından biridir. “Merak edenler John Le Carrè’nin eski romanlarından işe başlayabilir” tavsiyesinde de bulunuyor.

Operasyonun tümüyle başarılı olduğunu “teori sahibi” şöyle anlatıyor:

“Birinci sonuç: Genelkurmay, demokrasi dışı herhangi bir faaliyet içinde olmadığını, ama bazı mihrakların ki bunların başında F grubu geliyor, Silahlı Kuvvetler’i bu yolla yıpratmaya çalıştığını kanıtlamıştır.

İkinci sonuç: F grubu “çırak çıkmış”, çok net bir gol yemiştir. Çünkü belgenin gerçekliğini kanıtlama ihtimali sıfırdır.

Üçüncü sonuç: Belgenin üzerine atlayan Tayyip Erdoğan ve AKP de zor durumda kalmıştır.

Dördüncü sonuç: Ergenekon davasında evinde ya da ofisinde belge yakalatmış olan herkes bunların polis tarafından konulduğunu rahatça iddia edebilecektir...”

***


Teori sahibi kesin olarak “operasyon tam bir başarıya ulaşmıştır” diyor.

Bu teoriyi pazar günü yazmamı istedi ki okuyanların “komplo teorisi dediğin böyle olur” diye düşünecek zamanı olsun.

Bir “sonuç” da bizden: Bu teoriden iyi bir casusluk romanı çıkar, üstelik oldukça inandırıcı bir roman...

DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.