A

Er
09 Eylül 2014
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
5 üye
Görüntülenme (?)
9 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
A
9 yıl
Verimli Ders Çalışma / Kafama Girsin Artık Şu Dersler
< Resime gitmek için tıklayın >

Verimli Ders Çalışma

Kafama Girsin Artık Şu Dersler

Değerli dostum, merhaba. Yepyeni bir yazı dizisi ile karşındayım. Mail adresime gelen mailler arasında en çok talep alan konulardan birisi de verimli ders çalışma konusuydu. Üniversite sınavlarında defalarca derece yapan, yüzlerce öğrenciye koçluk ve eğitim danışmanlığı yapmış bir eğitmen olarak tüm ipuçlarını paylaşmaya karar verdim. Hazırsan kemerini bağla, çünkü bugüne kadar bildiğin her şeyin aslında ne kadar farklı olduğunu göreceksin. :)

"Belirli derslerde çok başarılıyım fakat öyle dersler var ki onları bir türlü yapamıyorum."
"Ömrüm boyunca bu dersi yapamayacağım sanırım."
"Yok arkadaş ben okulu bırakıyorum."

Bu ve buna benzer cümleleri sen de kuruyorsan bu yazı tam da senin için. Tüm dersler için kendine özgü çalışma metotlarının olduğu ve her dersi kendine has tarzında çalışıp neredeyse %80-90 düzeyde anlayabileceğin bir model olsaydı bu nasıl olurdu? Bence harika olurdu.

Gerçekten verimli ders çalışma diye bir şey var mı?

Evet, var. Fakat bunun için tek bir yöntem veya mucizevi bir ilaç mevcut değil. (Yakın zamanda böyle bir yöntem yada ilaç çıkarsa piyasaya yazımı hemen güncelleyeceğim.) Daha önceki paylaşımlarımı takip ettiysen her insanın dünyayı algılama modelinin ve filtrelerinin farklı olduğunu etkili iletişim yazı dizimde görmüşsündür. Düşünme sistemi, öğrenme stratejileri, algılama şekli ve hatırlama biçimi tüm insanlarda farklı işler. Bu yüzden gerçekten verimli ders çalışmanın yolunu arıyorsan önce kendini keşfedeceğin bir yola çıkacaksın. Hangi konuları deşeceğiz birlikte bakalım.

1. Kendimi tanıyıp, nasıl öğrendiğimi keşfetmeliyim.
2. Kendime uygun verimli ders çalışma modelini nasıl oluştururum?
3. Not tutmak mı? O da ne?
4. Hafıza teknikleri diye bir şey var, o neydi ya?
5. Hızlı okuma, peki ya anlamazsam?
6. Sonuç: Dünya korksun benden!


Kolları sıvadık, birinci bölüme başladık.

1. Kendimi tanıyıp, nasıl öğrendiğimi keşfetmeliyim.

Öğrencilik hayatımda bir çok metot denedim. Ve bu metotlar hep başkalarının bana önerdiği metotlardı. Sonra fark ettim ki bana tavsiye veren tüm insanlar aslında kendilerinin başarılı olduğu metotları sunuyorlardı ve ben başarısızlığın kitabını yazmak üzereydim. (Şaka değil ha matematikten 0,5 aldığım bile oldu.) Ben özelim ve kimsenin metotlarına ihtiyacım yok. Sen de özelsin! Yaşadığın her saniye o kadar kıymetli ki başkalarının metotlarıyla bu değerli vaktini harcamamalısın. Kendine özel çalışma metotlarını ve verimli ders çalışma tekniklerini bulmalısın, çünkü sen özelsin! Bu kadar gazdan sonra lütfen yazıyı kapatıp "this is spartaaaaaaaa" moduna girme, okumaya devam et.

Verimli ders çalışma tekniklerini oturtmak ve bunlara alışıp uygulamaya geçmek bazı bedelleri ödemeyi gerektirir. Bu nokta da sana bir soru doğurur. "Var olan sistemini değiştirip, kendine has verimli çalışma metotlarını keşfetmek için bunu yapmanı sağlayacak kadar güçlü bir hayale sahip misin?"

Dünya algını öğrenmek, çevrende olup biten her şeyi nasıl algıladığını, bilgiyi nasıl işlediğini sana gösterecek. Sınıfta bazı öğrenciler dil ve anlatım gibi dil bilgisi içeren derslerde çok başarılıyken matematikte başarısızlık konusunda üst sıralarda yer alabilir. Normalde bunun olması mümkün değildir. Öğrenmek üzere var olan bir canlı olan insan nasıl olur da bir şeyi mükemmel öğrenebilirken bir diğerini öğrenemez ve hatta dil bilgisi ve matematiğin beynin aynı bölgesinde işlem gördüğü kanıtlanmışken nasıl olur da birini yaparken diğerini yapamaz. Bilimsel olarak bunu başaramamak mümkün değildir. Eğer yanlış metotlarla öğrenememek üzere beynini yıkamadılarsa.

Adım 1: Dünya algımı keşfediyorum.

Geçen günlerde paylaşmış olduğum etkili iletişim yazı dizimden bir bölüme götüreceğim seni. O bölümde kendine temsil sistemleri testi uygulayıp dünyayı nasıl algıladığını keşfedeceksin. Bu algın görsel, işitsel veya dokunsal temsil sistemi ağırlıklı olabilir. Bunlardan hangisini ağırlıklı olarak kullandığını öğrendiğinde çalışma metotlarını ona göre düzenleyebileceksin. Ve ekstra olarak zayıf olduğunu düşündüğün temsil sistemini geliştirebilmen için sana egzersizler vereceğim. Hazırsan burayı tıklayarak testi uygula ve hangi temsil sistemini ağırlıkta kullandığını keşfet.

Adım 2: Çevresel faktörlere dikkat.

Öğrenme her ne kadar kendi kendine yapılan bir eylem olsa da çevresel faktörlerin de öğrenme üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Hangi ortamda ve şartlarda daha iyi öğrenebildiğini keşfetmen verimli ders çalışma metotlarını oturtman için büyük fayda sağlayacaktır. Bunun için aşağıdaki soruları yanıtlayarak, kendi öğrenme sistemini sorgulamaya başlayabilirsin. Hadi bakalım:

Soru-1: Bugüne kadar en iyi hangi ortamda öğrenme eylemini gerçekleştirebildim?

Soru-2: Bugüne kadar öğrenmeyi en iyi hangi ruh halimde gerçekleştirdim?

Soru-3: Bugüne kadar verimli çalışabilmek adına hangi metotları uyguladım? Bu metotlardan en çok işe yarayanlarının ortak noktaları nelerdi? Hangi çalışma tekniklerini barındırıyordu?

Soru-4: Bugüne kadar uyguladığım metotlardan hangisi daha çok işe yarardı?

Soru-5: Yalnız çalışarak mı daha iyi öğreniyorum yoksa grup ortamında mı daha iyi öğreniyorum?

Adım 3: Bugüne kadar nelerde başarılı oldum?

Bu sadece ders olmak zorunda değil. Şu ana kadar hangi derslerde ve ders dışı aktivitelerde başarılı olduğunu düşünmeni ve bunları yazmanı istiyorum. Yazdıktan sonra bunları incelersen başarılı olduğun dersler ve konular arasında benzerlikler göreceksin. Bu bir tesadüf olamaz değil mi?

Gerekli adımları ve testleri uyguladıktan sonra yazı dizimin 2. bölümünde kendine has, sana tamamen uyan çalışma tekniklerini nasıl oluşturacağın konusunda detayları inceleyebilirsin.

Kaynak:http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2014/12/verimli-ders-calsma-kafama-girsin-artk.html

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Verimli Ders Çalışma - 2 / Kafama Girsin Artık Şu Dersler


Değerli dostum, tekrar merhaba. Verimli ders çalışma tekniklerini incelediğimiz yazı dizisinin 2.bölümüyle karşındayım. Verimli ders çalışma tekniklerini oluşturmanın 1. adımının kendini tanımak olduğundan bahsetmiştim. Eğer yazının 1. bölümünü okumadıysan buraya tıklayarak okuyabilirsin. Bu bölümde, önceki bölümde yaptıklarını kullanarak kendi tekniklerini nasıl oluşturacağını göreceksin. Genel çerçeve oluşurken yazı dizimin son bölümünde tüm teknikleri kullanarak kendi çalışma tekniğini nasıl geliştireceğine değineceğim.

Temsil Sistemleri Testim Bana Ne Anlatıyor?

Temsil sistemleri testini yaparak dünyayı nasıl algıladığını bulmuş oldun. Her insanın kendine has dünyayı algılama tarzı vardır ve bilgileri ağırlıklı temsil sistemini kullanarak algılar. Ancak her ne kadar ağırlıklı temsil sistemini kullansan da bazı derslerde daha az kullandığın temsil sistemini kullanman gerekebilir. Bu yüzden bölüm sonunda temsil sistemlerini geliştirebileceğin egzersizler vereceğim.

Görsel Temsil Sistemi Ağırlıktayım, Ne Olacak Şimdi?

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanıyorsan, bilgiyi büyük çoğunlukta görsel olarak işlediğin anlamına gelir. Daha önce neden hızlı konuştuğunu düşündün mü? Hızlı konuşuyorsun çünkü bilgiyi görsel ağırlıklı işliyorsun. Bir şey düşündüğünde genellikle yukarı, yukarı-sağa veya yukarı-sola bakarak geçmiş referanslarından bir görsel çağırıyorsun. Görsel üzerine yüklediğin bilgileri hemen görüp anlatmak zorunda olduğun için hızlı konuşuyorsun.

Bilgiyi görsellerle işlemek hızlı hatırlaman açısından çok büyük avantajdır. Bu avantajın yanında dezavantajı ise görsel zihninden çok hızlı geçeceğinden eğer yakalayamazsan bazı detayları unutabilirsin. Bu detayları unutmaman için 3. bölümde özel bir not tutma tekniği paylaşacağım.

Bu temsil sisteminde dünyayı algılıyorsan artık ders çalışma tekniklerini bu temsil sistemine göre düzenlemelisin ki günlük hayatındaki hızını derslere aktarabilesin. Not tutma tarzını görsel ağırlıklı bir hale getirmek büyük fayda sağlayacaktır.

İşitsel Temsil Sistemi Ağırlıktayım, Ne Olacak Şimdi?

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanıyorsan, bilgiyi büyük çoğunlukta ses gruplarına göre işliyorsun demektir. Hatta bilgiyi hatırlamak için geri çağırırken heceler, sesler duyuyor olabilirsin. İşitsel temsil sistemi sözel yoğunluğu çok olan derslerde çok faydalıdır. Bununla birlikte geometri ve analitik geometri gibi yoğun görseller bulunduran dersler için görsel temsil sistemini geliştirme egzersizleri yapmanı tavsiye ederim.

Dünyayı işitsel temsil sistemi ağırlıkta algılıyorsan, artık ders çalışma tekniklerini daha fazla işitsel içerikle oluşturmalısın. Not tutma şeklini işitsel hatırlatıcı kelimelerle düzenlersen hatırlama gücüne sende şaşıracaksın.

Dokunsal Temsil Sistemi Ağırlıktayım, Ne Olacak Şimdi?

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanıyorsan, bilgiyi büyük çoğunlukta duygulara göre işliyorsun demektir. Bunun çok büyük bir avantajı var o da çok yoğun duygularla çalıştığın dersleri çok iyi hatırlarsın. Fakat duygularının nötr olduğu çalışmaları hatırlamakta zorluk çektiğini hissedebilirsin..

Dünyayı dokunsal temsil sistemi ağırlıkta alıgılıyorsan, artık ders çalışma tekniklerini daha fazla duygu içerikli hale getirmelisin. İyi de be adam dersin neresine duygu besleyeyim diyorsan bu konuya bir sonraki bölümlerde değineceğim. Not tutma şeklini sana duygularını hatırlatacak şekilde düzenlersen tüm detayları hatırladığını hissedeceksin.

Verimli ders çalışma tekniklerini oluşturmak sabır gerektiren bir çabadır. Bu bölümümüzde genel anlamda hangi temsil sistemini yoğunlukta kullanıyorsan o temsil sistemine göre düzenlemeler yapman gerektiğinden bahsettim. Şimdi ise egzersiz zamanı. :)

Görsel Temsil Sistemim Zayıf Nasıl Geliştiririm?

Görsel temsil sistemini geliştirmenin yolu imgeler canlandırmak ve bu canlandırmaları düzenlemekten geçer.

Egzersiz: Öncelikle bulunduğun ortamdan bir nesne seç. O nesneyi eline alıp incele. Tüm detaylarını gözden geçirdikten sonra yerine bırak ve bir yere otur. Daha sonra gözlerini kapatıp az önce incelediğin nesneyi gözünde canlandırmaya başla. İlk etapta zorlanabilirsin, ancak egzersizlerle bunu ne kadar geliştirebileceğine şaşıracaksın. :) Gözünde canlandırdığın o nesneyi olduğu yerden hayali olarak havaya kaldır. Havaya kaldırdıktan sonra kendine doğru yaklaştır ve yüzüne yakın olduğunu gördüğünde nesneyi hayali olarak incele. İşte şimdi en eğlenceli kısmına geldik. Nesneyi odanın ortasına doğru uçurduğunu hayal et ve odanın ortasına gelince nesneyi büyütebildiğin kadar büyüt. En büyük haline geldiğinde dur. Burada önemli olan nesnenin büyürken hiçbir özelliğini kaybetmemesidir. Sonra küçültmeye başla hatta nokta haline gelene kadar küçült ve eski haline geri döndür. Eski haline döndürdükten sonra nesneyi kendi etrafında bir sağa bir sola döndürerek kendi yerine doğru havada süzüldüğünü hayal et. Yerine koyduktan sonra gözlerini açabilirsin.

Bu egzersizi düzenli yaparak imajinasyonunu geliştirebilirsin. Hatta kendine yeni egzersizler de türetebilirsin.

Görsel temsil sistemini geliştirmemin hangi derslere faydası olur?
Matematik, geometri, analitik geometri, fizik, organik kimya, uzay-zaman ve üç boyut algısı içeren tüm dersler

İşitsel Temsil Sistemim Zayıf Nasıl Geliştiririm?

İşitsel temsil sistemini geliştirmenin yolu sesleri zihninde canlandırabilmek ve bu canlandırmalarla oynayabilmekten geçer.

Egzersiz: Bir sandalyeye otur ve gözlerini kapat. İç sesini susturduktan sonra elinle sandalyeye veya başka bir cisme vurarak ses oluştur. Oluşturduğun bu sesi ritmik olarak yapmaya devam et ve sesi zihninde incele. Hazır olduğuna inandığında vurmayı bırak ve duyduğun sesin aynısını zihninde canlandırmaya çalış. İlk denemede zorlanman çok doğal. Aynı ritimle sesi oluşturduğunu zihninde duyduktan sonra sesin bas tonunu artırmaya başla. En yüksek hale geldikten sonra eski haline geri döndür. Eski halinde bir süre daha sesi zihninde duyduktan sonra bu sefer sesi iyice tiz hale getir. En yüksek seviyede tiz hale getirdiğini zihninde duyduktan sonra sesi eski haline getirip gözlerini açabilirsin.

Bu egzersizi düzenli yaparak işitsel temsil sistemini geliştirebilirsin. Hatta kendine yeni egzersizler de türetebilirsin.

İşitsel temsil sistemini geliştirmemin hangi derslere faydası olur?
Edebiyat, coğrafya, tarih, felsefe, sosyoloji, biyoloji ve tüm işitsel ögeler içeren dersler

Dokunsal Temsil Sistemim Zayıf Nasıl Geliştiririm?

Dokunsal temsil sistemini geliştirmenin yolu bedenini hissetmenin farkındalığından ve canlandırmadan geçer.

Egzersiz: Sandalye veya rahat edebileceğin bir koltuğa otur. Gözlerini kapatıp bedenine odaklanmaya başla. Ayaklarınla önce zemini hisset. Pantolonunun bacaklarına dokunuşunu hisset. Üzerindeki kıyafetin sırtına, kollarına ve karnına dokunuşunu hisset. Sandalyenin sırtına dokunuşunu hisset. Daha sonra ayaklarındaki zemin hissini önce bacaklarına sonra üst bedenine yaydığını hissetmeye çalış. İlk denemede zorlanabilirsin ancak düzenli egzersizlerle bu zorlanma ortadan kalkacaktır. Bedeninin farklı bölgelerinde hissettiğin bu hisleri başka bölgelerde hissetmeye çalışarak dokunsal temsil sistemini geliştirebilirsin.

Bu teknikleri kullanarak kendine farklı ve yeni egzersizler oluşturabilirsin.

Dokunsal temsil sistemini geliştirmemin hangi derslere faydası olur?
Hafıza tekniklerinin temel yapı taşı olan dokunsal temsil sistemi tüm derslerde özellikle ezberlenmesi veya hafızaya alınması gereken sıralı bilgilerde bu sistemi geliştirmen faydalı olacaktır.

Bir bölümün daha sonuna gelirken tüm bunları uygulamak sağlam bir iç disiplin gerektirir. Aldığım maillerde tekniklerle beraber disiplin ve motivasyon üzerine destek isteyen bir çok takipçim oldu. Bu konulara da ilerleyen günlerde değineceğim. Bir sonraki bölümde görüşme üzere.

Kaynak:http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2015/01/verimli-ders-calsma-2-kafama-girsin.html
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Verimli Ders Çalışma - 3

Kafama Girsin Artık Şu Dersler

Değerli dostum, verimli ders çalışma tekniklerinin derinlerine indiğimiz bu yazı dizisinin tam ortasındasın. Önceki bölümde temsil sistemlerine göre nasıl çalışman gerektiğin konusuna değinmiştim. Eğer okumadıysan burayı tıklayarak okuyabilirsin.

Bu bölümde not tutmaya dair bütün bildiklerini sorgulayıp California Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan bir not tutma şeklini inceleyeceksin. Hazırsan başlayalım.

3. Not Tutmak mı? O da ne?

İlk okula başladığından beri mutlaka en az bir tane defterin olmuştur. Bu deftere yeri geldiğinde derslerle ilgili notlar aldın (genellikle öğretmen ne yaz dediyse onu yazmak zorunda kaldın) yeri geldiğinde arkadaşlarınla yazışmak için küçük yazılar yazdın. Peki gerçekten öğrendiklerinin kağıda aktarılmış halini o defterde gördün mü?

İnsan beyninin yapısına tamamen uygun, tekrar süreni her seferde 45 dakikadan 5 dakikaya düşürebilecek, eğlenceli, renkli, resimler çizdiğin ve öncekine notlarına oranla daha kısa notlar tuttuğun bir not tutma şeklin olsaydı bu nasıl olurdu?

İşte karşında son model not tutma sistemi! Eski not tutma sistemini getir, yeni not tutma sistemini ücretsiz götür!

Normalde herkes benzer şekillerde not tutar. Lineer (sıralı) bir şekilde, başlıkların altına yazıların uzun uzun yazıldığı notlar vardır. İyi de 80 sayfalık coğrafya defterini sınavdan önce nasıl tekrar edebilirsin? 10 dakikayı geçen tüm çalışmalar artık tekrar etmekten çıkıp ders çalışmaya girer. Görsel kavram haritaları sayesinde yüzlerce sayfayı bir kaç sayfaya sığdırabilirsin. Zaman ve enerjiden tasarruf zamanı.

Görsel Kavram Haritaları

Bu isim aslında eşimle birlikte bizim koyduğumuz bir isim. Kavram haritaları ile karıştırma tamamen farklı bir sistem. Tony Buzan bu sisteme Mind Map, Melik Duyar ise Beyin Haritaları diyor. Bizim Görsel Kavram Haritaları dememizin sebebi Türkiye şartları ve dersleri için bu not tutma şeklini özelleştirmiş olmamız.

Görsel Kavram Haritasının Faydaları:
Eğlenceli
Hızlı
Tekrar edilmesi çok kolay
Hafıza tekniklerine uygun
Hatırlatma gücü lineer not tutma yöntemine göre çok daha etkili
İnsan beynine tamamen uygun

Dipnot: Zamanında biyolojiyi hiç yapamazken bu not tutma sistemi ve düzenli tekrar ile (tekrar nasıl yapılır yazının sonunda anlatacağım) YGS'de 13 soruda 13 net, LYS'de 30 soruda 24 net yapabildim.
Bir Dersle ilgili Görsel Kavram Haritası Nasıl Oluşturulur?

Değerli dostum, birlikte adım adım görsel kavram haritası nasıl oluşturulur inceleyeceğiz. Bunu bilgisayarda yardımcı programlar vasıtasıyla ya da A4 kağıdına elle çizerek yapabilirsin. Elle hazırlanmasını daha faydalı buluyorum çünkü bu şekilde hazırlanması dokunsal temsil sistemini de harekete geçirerek hafızada kalıcılığını arttıracaktır. Kesinlikle renkli kalemler de kullanılmalı. Ben örnek olarak "Verimli Ders Çalışma" konusunu bilgisayarda senin için hazırladım.

Adım 1:

A4 kağıdını yatay biçimde tut. Yazmak istediğin konunun ana başlığını tam ortaya yaz. Ana başlığı daire/dikdörtgen içine al.

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-1


Adım 2:

Konunun tüm alt başlıklarını sırayla konu başlığı etrafına istediğin şekildeki renkli oklarla çiz.

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-2

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-3

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-4

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-5

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-6

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-7

Bu aşamaya kadar konunun alt başlıklarını resimleriyle birlikte farklı renklerde oluşturdun. Burada önemli olan her konuyu hatırlatacak bir resim çizmen. Renkli ve resimli bir içeriğe sahip olmasının nedeni beyninin sağ lobunun sıkılmasının engellenmesi, görsel hatırlamanın daha hızlı olması ve sağ beyin ile sol beyin arasında köprü kurulmasıdır.

Adım 3:

Her alt başlığın içeriklerini, konuya ait alt başlıktan ok çıkararak sana hatırlatacak şekilde çiz.

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-8

< Resime gitmek için tıklayın >
Görsel Kavram Haritası-9

Yazı dizimin 3. bölümünde olduğun için Görsel Kavram Haritasının sadece 2. bölüme kadar olan kısmını paylaştım. Son halini 6.bölümde görebilirsin.

Anahtar kelimeler ve resimler birleşerek öğrendiklerini adeta bilgisayardaki gibi sıkıştırır. Bunları gördüğün zaman sanki zip veya rar dosyası gibi paketi açarak tüm bilgiyi sana ulaştırır.
Nasıl Tekrar Yapmalıyım?

California Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre öğrenilen bilgi ilk 24 saatte tekrar edilmezse bilginin %80'i unutuluyor. Bilim insanlarının İngilizce kelimeleri hatırlama konusu üzerinde yaptığı deney sonrası ortaya ilginç bir tekrar süresi ortaya çıkıyor. Bundan sonra çalıştığın konuyu bu şekilde not tutarak çalışırsan elinde tekrar edebileceğin kısa bir özet olacaktır.

Tekrar süreleri:
Dersi çalıştığın günün akşamı 5 dakika tekrar
Dersi çalıştıktan 1 gün sonra 5 dakika tekrar
Dersi çalıştıktan 1 hafta sonra 5 dakika tekrar
Dersi çalıştıktan 1 ay sonra 5 dakika tekrar
Dersi çalıştıktan 6 ay sonra 5 dakika tekrar yaparak bilginin %90'ını kalıcı kılabilirsin. Önemli olan tekrarları kesinlikle kaçırmaman ve Görsel Kavram Haritaları üzerinden bu tekrarları yapman.

Görsel Kavram Haritaları ile not tutmaya başladığın zaman ilk etapta süre çok uzun gelebilir. Benim ilk başladığım zamanlarda sadece bir tane Görsel Kavram Haritası hazırlamam 2-4 saat sürüyordu. Şu anda yaklaşık 5 dakika sürüyor.

3. bölümün sonuna gelirken not tutma alışkanlığın uzun süredir var olduğu için bunu değiştirmen ve yeni sisteme alışman zor olabilir. Not tutma şeklini değiştirmek için bedel ödemeye hazır mısın?

Kaynak:http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2015/01/verimliderscalisma.html
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Verimli Ders Çalışma - 4

Kafama Girsin Artık Şu Dersler

Değerli dostum, merhaba. Nasıl hissediyorsun bugün kendini? Ben harika hissediyorum çünkü biliyorum ki bu satırları okumaya başladın. Verimli ders çalışma tekniklerinde ilerlemeye devam ediyoruz. 3. bölümde California Üniversitesi'nde yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan bir not tutma şeklini incelemiştin. Eğer o yazıyı okumadıysan burayı tıklayabilirsin. Bu bölümde şampiyonların tekniklerini inceleyeceksin.

Sherlock Holmes ile ilgili çekilen filmleri yada Sherlock dizisini izlediysen orada "zihin sarayı" diye bir terim duymuşsundur. Koskoca Sherlock bile hafıza tekniklerine ihtiyaç duyuyorsa bu konuyu incelemen gerekir. :)

Hafıza teknikleri diye bir şey var, o neydi ya?

Bazen televizyonda, gazetede veya internette inanılmaz hafızaya sahip olan ve önüne gelen her şeyi dakikalar içinde hafızasına alan kişiler görüyorsun. Bu doğuştan gelen bir yetenek, Allah vergisi bir durum değildir. Bir çok yerde hafıza teknikleri eğitimi almış, seminer ve eğitimler düzenleyen bir kişisel gelişim uzmanı olarak bunun herkes tarafından rahatça yapılabileceğini söyleyebilirim. Ancak gerekli bedelleri ödeyip gerçekten sıkı çalışan kişiler yapabilir. Bu bölümde hafıza teknikleri denilen şeylerin üzerine gideceksin.

Yazılı bir metni, ders notlarını, organik kimyadaki veya trigonometrideki formülleri hafızana farklı bir metotla yerleştirseydin ve bunları istediğin zaman hatırlayabilseydin bu nasıl olurdu?

Genellikle ilk aşık olduğun kişiyi, en nefret ettiğin insanı, en sevdiğin filmi ve yapmaktan en çok keyif aldığın şeyi unutmazsın. İstediğin zaman sanki az önce olmuş gibi net bir şekilde hatırlayabilirsin. Peki ilkokulda çözdüğün ilk matematik probleminin cevabı neydi diye sorsam. Yanıt vermen çok zor. O halde neden senin için değerli olduğunu hissettiğin şeyleri çok net hatırlarken dersler bir anda uçup gidiyor hafızandan? Cevap çok basit. İşin içine duygular giriyorsa hatırlarsın girmiyorsa hatırlamakta zorluk çekersin.

Her saniye beynimiz milyonlarca bit veriyi işler ve sınıflandırır. Bunlar arasından önemli olanları kaydederken önemsiz olanları kalıcı olarak kaydetmez. Buna senin duygularına göre karar verir. Bir işi yaparken ne kadar çok yoğun duygu hissediyorsan o iş senin hafızanda o derece kalıcı olacaktır. Beynimiz önemli veya önemsiz işleri bu yolla seçer.

Sana bulunduğun odada bir elma hayal et desem. Nasıl bir elma hayal edersin? Nerede olurdu o elma? Ne renk olurdu? Büyüklüğü ne kadar olurdu? Genellikle bu soruya yanıt şu şekildedir: "Masanın üzerinde, orta büyüklükte, kırmızı veya yeşil bir elma" Eğer sende bu şekilde düşündüysen maalesef o elma senin hafızanda kalıcı bir yere sahip olamayacaktır. Çünkü o sadece normal bir elmadır. Her gün görebileceğin türden bir şey. Ben sana bulunduğun odada bir elma hayal et dediğimde, mor, fil büyüklüğünde, aslan poposu şeklinde ve odadaki her şeyden daha ağır bir elma hayal edersen o asla hafızandan çıkmayacaktır. Çünkü bu günlük hayatta karşılaşmanın çok zor olduğu, şaşırtıcı ve gülünç bir durumdur. Beynin sıradan olmayan, seni şaşırtan, güldüren veya üzen şeyleri daha iyi hatırlar.

İyi de kardeşim ne yapayım matematiğe aşık olup asal sayıları öpeyim mi? dersen elbette hayır. Bunun için teknikler oluşturulmuş, en iyisi sayıları öpmek yerine teknikleri kullan. :)

Hafıza tekniklerini kullanarak bir çok şeyi başarabilirsin. Binlerce satırlık sayıları hafızaya da alabilirsin ya da dersler için de kullanabilirsin. Şahsen günlük hayatımda dahil olmak üzere bir çok noktada hafıza tekniklerini kullanıyorum. Sana katkısı ne oldu dersen bana, üniversite sınavlarında dereceler yapmak, okuduğum okullarda yüksek not ortalaması tutturmak, okuduğum kitapları kalıcı olarak hafızaya almak, arkadaş aile ortamında bir çok şov yapabilme olanağı sağlamak gibi faydaları oldu diyebilirim. Her şeyden öte başarısı ciddi oranda düşük bir öğrenci iken bir çok dereceye imza atmak beni en çok tatmin edendi.

Hafıza Teknikleri

1. Mnemonic (Nimonik) Teknikler

Nimonik teknikler, beynin sağ ve sol loblarının tüm fonksiyonlarını etkin biçimde kullanılması prensibine dayanmakta. Nimonik teknikleri kullanan öğrenciler periyodik cetveldeki elementlerin yerlerini ve özelliklerini eksiksiz olarak hafızaya alabilmekte, gerektiği zaman hatırlayabilmektedir. Klasik öğrenme metotlarında genellikle beynin sol lobu aktif olarak rol aldığı için öğrenme işlemi tamamlanamamakta ve bilgiler kalıcı hafızaya alınamamaktadır. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, sağ ve sol lobu birbirine bağlayan “Corpus Callosum” adında bir bölgenin varlığı tespit edilmiş ve bu bölge sayesinde beynin her iki lobunun biyolojik olarak eş zamanlı kullanabileceği kanıtlanmıştır. (Corpus Callosum dağlar arasında kurulan köprüye benzetilebilir.) Öğrenme sırasında beynin her iki lobunun da kullanılması için, eski bilgilerle yeni bilgiler arasında bağlantı kurulmalı, renkli, canlı ve görselleştirilmiş (duygularımızı harekete geçirecek komik ve abartılı) hafıza ilişkileri kurulmalıdır. Bu kadar akademik gittikten sonra tekniğimiz için örneğe geçebilirsin.

Bu tekniğin en basit örneği P.V=n.R.T formülüne uygulanmış halidir. Paran Varsa Ne RahaT. Farklı şekilde de söyleyenler var bu formülü, hatırlayanlar vardır mutlaka. :)

Bu tekniği kendim nasıl kullanabilirim?

Teknikteki temel amaç çok iyi bildiğin bir şey ile yeni öğrendiğin şey arasında hafıza ilişkisi kurmak. Burada çok ince bir nokta var. Hafıza ilişkisi birbirinden tamamen alakasız olmamalı ama aynı zamanda saçma, komik, gülünç veya şaşırtıcı olmalı.

2. Yerel Bağlantı Metodu (En çok kullandığım metot)

Yerel Bağlantı Metodu, hafızada sırayla tutulması gereken veya sırası önemli olmayan bilgiler için kullanılır. Hafızaya almak istediğin bilgilerle yerel bölgeler arasında bağlantı kurarak bilgilerin kalıcı hale gelmesini sağlayabilirsin. Yeni öğrenmeye başladığın ve hafızaya alman gereken bir konuda, konunun içeriğini hatırlatacak anahtar kelimeler seçip bu kelimeleri hayalinde görselleştirerek belirli bölgelere yerleştirme işlemi yapman, bölgelerle kelimeler arasında bağlantı kurmanı sağlar. Böylece sırayla anahtar kelimeleri yerleştirdiğin bölgelerden geçtiğinde beyninde görsel imgeler oluşarak anahtar kelimeleri sana çağrıştıracak ve hatırlamanı sağlayacaktır. Seçilen bölgelere, görselleştirilen bilgilerin yerleştirilmesi işlemi hayal gücüne bağlı olduğundan beynin her iki lobu da bu çalışma sırasında aktif olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bu metodu kullanarak 52‘lik bir iskambil destesini karışık sırada çok kısa sürede hafızaya alabilir ve hatırlayabilirsin. Hafıza şampiyonları da sıklıkla bu metoda başvurmaktadır.

Bu tekniğin örneğini kendi kullandığım bir listeden vermek istiyorum. Eskişehir'deki evimden Ankara'daki Bilkent Üniversitesi'ne kadar olan yolda belirlediğim bazı yerler var. Bu noktaları kafamda sabitleştirip bir liste hazırlıyorum. Bu liste benim için her zaman sabit ve defalarca gördüğüm için hep hafızamda. Hafızama almam gerekenleri de liste haline getirdikten sonra onları birer görsel nesneye dönüştürüyorum. Daha sonra belirli noktalarıma o görselleri yerleştirip onlarla komik şeyler yapıyorum. Bu sayede hafızamda kalıcı yere sahip oluyorlar. Eğer herhangi birini hatırlamam gerekirse önce nerede olduğumu düşünüyorum. Sonra orada ne yaptığımı düşündüğümde o komik görüntü ve nesne aklıma geliyor nesnenin anlamı olan hatırlamam gereken şeyi hatırlıyorum.

En çok kullanılan ve en faydalı hafıza tekniklerini seninle paylaştım. Bu noktada bunlara alışman, hafızanı eğitmen ve bunları bilinç dışı yeterlilik boyutunda kullanabilmen zaman alacaktır. Çok fazla detaya boğmamak adına kısaca değindiğim noktalar var. Bununla ilgili soruların olursa mutlaka blogum üzerinden bekliyorum.

Kaynak:http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2015/01/verimli-ders-calsma-4-kafama-girsin.html
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Verimli Ders Çalışma - 5 / Kafama Girsin Artık Şu Dersler


Değerli dostum, sondan bir önceki bölümümüze hoş geldin. Önceki bölümde hafıza tekniklerini detaylı şekilde incelemiştin. Eğer o yazıyı okumadıysan burayı tıklayarak okuyabilirsin. Bu bölümde hızlı okuma tekniklerinin derinlerine ineceksin. Hızlı okuma nedir? Nasıl yaparım? Bana ne faydaları olur? Diyorsan bu yazı senin için.

Dakikada 600-1200 kelime hızla okusaydın ve %90 anlama oranına sahip olsaydın bu nasıl olurdu?

Hızlı okuma nedir? Hızlı okuma ismi doğru mu?

Öncelikle sana gözün kapasitesinden bahsetmek istiyorum. Sağlıklı bir insan gözü dakikada 1300 kelime algılayabilecek kapasiteye sahiptir. Maalesef ülkemizde lineer (sıralı), standart okuma teknikleri çok yaygın olduğu için Türk insanının ortalama okuma hızı dakikada 160-220 kelime arasında. Gözün ve beynin kapasitesi dakikada 1000 kelime hızı geçmeye müsaitken acaba bunun isminin hızlı okuma olması doğru mudur? Bana sorarsan hızlı okuma ismi yanlış bir terim. Çünkü zaten biyolojik olarak 1000 kelimenin üzerinde okuyabilecekken 160-220 kelime arasında bir hızla okumak yavaş okumadır. 600-1200 kelime okumak ise normal okumadır. Fizyolojine ve algına uygun tekniklere hızlı okuma teknikleri deniliyor.

Göz okuma sırasında düz bir yol izlemez. Atlamalar ve geri dönüşler yaparak okur. Hızlı okuma tekniklerini kullanarak okumak bu atlama oranını çok büyük ölçüde azaltarak sana hız kazandıracaktır.

Türkiye'deki hızlı okuma eğitimlerinin neredeyse hepsine katıldım. Piyasadaki tüm eğitim setlerini satın alarak hepsini inceledim. Aralarında çok değerli eğitim içeriğine sahip eğitimler olsa da bunlardan bir tanesi çok öne çıkıyor. Yazımın sonunda tavsiye olarak bu seti paylaşacağım.
Gözümü eğitiyorum:Takistoskopik Eğitim

Hızlı okuma tekniklerini etkili bir şekilde kullanmak için ilk etapta gözünü eğitmen gerekiyor. Gözünü eğitebilmen için var olan sisteme takistoskopik eğitim deniyor. Daha önceleri savaş pilotlarının görüş açısını genişletmek için kullanılan bu yöntem Tony Buzan ve Melik Duyar'ın yaptığı çalışmalarla hızlı okuma için de kullanılmaya başlandı.

Bu eğitimin amacı göz açılarını genişletmektir. Bunu yapabileceğin ücretsiz birkaç online site var. Ben düzenli olarak kullandığım siteyi paylaşacağım. Burayı tıklayarak egzersizlerini yapabilirsin.

Mega Hafıza firmasının ücretsiz uygulaması olan bu egzersiz programı 3 bölümden oluşuyor. Birinci bölümde ortadaki noktaya bakarak sağ ve soldaki sayıları görmeye çalışacaksın. Daha sonra gördüğün bu sayıları aşağıdaki kutucuğa yazarak enter tuluna basacaksın. Bu egzersizi tamamen doğru yapıncaya kadar tekrarlamalısın. Tüm sayıları doğru şekilde cevapladıktan sonra 2. egzersize geçebilirsin.

2. egzersiz ise gözünün atlama hızını artırmak için yapılıyor. Başlat tuşuna baktıktan sonra önce solda sonra sağda çıkan sayıları görüp aşağıdaki kutucuğa yazdıktan sonra enter tuşuna basabilirsin. Bu bölümü de tamamen doğru yaptıktan sonra 3. bölüme geçebilirsin.

3. egzersiz ise dikey olarak daha fazla görüş açısına sahip olman için yapılan bir egzersiz. Başlat tuşuna bastıktan sonra orta noktaya bakarak dört taraftan da çıkan sayıları aşağıdaki kutuya yazıp enter tuşuna basabilirsin.

Bu egzersiz senin gözünü eğitmen açısından çok önemli ve değerli. Uzun yıllardır 800/1200 kelime okuyan birisi olarak hala bu egzersizleri düzenli olarak yapıyorum ki gözlerim eski haline dönmesin. Senin de düzenli olarak her hafta veya iki haftada bir bunu yapmanı öneririm.

Türkiye'deki bir çok hızlı okuma eğitimi sadece göz eğitimi üzerine gidiyor. Bu yüzden bu tarz eğitimleri almaktansa zaten ücretsiz olarak gözlerini geliştirebilirsin. Ancak hızlı okuma tekniklerinin tümüne sahip olmak için eğitim almalı veye set alıp kendini geliştirmelisin.

Dikkat! Bu bir reklam DEĞİLDİR. Tavsiye için firmadan herhangi bir ücret talep edilmemektedir ve edilmeyecektir.

Türkiye'deki tüm hızlı okuma eğitimlerini görmüş bir kişisel gelişim uzmanı olarak önereceğim bir set var. Dilerseniz bu seti satın alabilir veya eğitimlerine katılabilirsin. Bu eğitim Tony Buzan ve Melik Duyar tarafından oluşturulmuştur. Setin ismi: "Mega Hızlı Okuma".

Seti satın almak için veya eğitim başvurusunda bulunmak için burayı tıklayabilirsin.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
Kaynak:http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2015/01/verimli-ders-calsma-5-kafama-girsin.html
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Verimli Ders Çalışma - 6

Kafama Girsin Artık Şu Dersler

Merhaba değerli dostum, son bölümle karşındayım. Bir önceki bölümde hızlı okuma tekniklerini incelemiştin. O yazıyı okumadıysan burayı tıklayarak okuyabilirsin. Bu bölümde şu ana kadar okumuş oluğun tüm verimli ders çalışma tekniklerini toparlayacağız. Bu tekniklerin tamamını hak ettiği şekilde uygularsan senden dünya korksun!

Sonuç: Dünya korksun benden!

Verimli ders çalışma tekniklerini kendine uygun şekilde oturtmak yaklaşık olarak 3 ay alıyor. Bu sayı hem kendimde deneyimlediklerim hem şu ana kadar koçluğunu yaptığım öğrencilerden öğrendiklerimden çıkarak bulduğum bir sayı.

Var olan çalışma alışkanlığını bırakmak gerçekten zor bir süreç. Tıpkı ilerleyen günlerde bahsedeceğim diğer tüm alışkanlıklar gibi. Madem ders çalışmak için ömründen vakit harcayacaksın, harcadığın bu zamana değmesi için bu fedakarlığı yapman gerekiyor.

Verimli ders çalışma tekniklerini oluştururken hangi adımları izleyeceğini tekrar gözden geçirelim:

1. Adım: Temsil sistemini öğren, ders çalışma tekniklerini temsil sistemine göre düzenle.
2. Adım: Zayıf olduğunu düşündüğün temsil sistemini geliştirmek için egzersizler yap.
3. Adım: Not tutma şeklini beynine en uygun hale getir ve bu konuda hızlan.
4. Adım: Hafıza tekniklerini incele, daha çok araştır, gerekirse eğitimlere katıl ve hafızanın sınırlarını zorla.
5. Adım: Hızlı okuma tekniklerini incele, daha çok araştır, gerekirse eğitimlere katıl ve hafızanın sınırlarını zorla.
6. Adım: Tüm bu çalışmalarını devam ettirmek için gerekli bedelleri öde ve asla pes etme!

Değerli dostum, bugüne kadar çalıştığım tüm öğrencilerimle bu teknikleri kullandık. Ancak elbette hepsinde aynı başarı oranını yakalayamadık. Daha önce üniversite sınavlarında 500.000 gibi bir sıralama yapıp daha sonra Boğaziçi, Bilkent, Odtü gibi Üniversiteleri kazanan bir çok öğrencim oldu bu tekniklerle. Fakat bu teknikleri kullanarak istedikleri başarılara ulaşan öğrencilerimle ulaşamayan öğrencilerim arasında belirgin bazı farklar vardı. Bunlardan en önemlileri istikrar, disiplin, bedel ödemek ve en önemlisi yapılması gereken şeyleri yapmak istemedikleri zamanda dahi yapmalarıydı. Bu sistemleri etkin bir şekilde kullanabilmen için aklına gelebilecek her soruyu blogum üzerinden yorum olarak cevaplamaya hazırım. Peki sen hayallerine ulaşabilmek için nelere evet, nelere hayır demeye hazırsın?

Bir yazı dizimizi daha sonlandırırken umarım hayallerine ulaşmak için gerekli bedelleri ödemeyi göze alacak kadar cesursundur.


Sevgiyle Kal

Serhan Bahar
Kitlesel Gelişim Sanatçısı
A
9 yıl
DonanımHaber Kişisel Gelişim Portalı
Değerli yöneticiler merhaba,

DH Kişisel Gelişim Portalı ile ilgili bir anket düzenledik. İnceleyip geri dönüş yaparsanız sevinirim

Anket konusu:http://forum.donanimhaber.com/m_100737970/f_//tm.htm#100737970

Selamlar
Serhan
A
9 yıl
Etkili İletişimin İpuçları - Senin Ağzından Çıkanla Benim Anladığım Hiç Bir Olur mu?
< Resime gitmek için tıklayın >
http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2014/12/etkili-iletisimin-ipuclar-senin-agzndan.html
Etkili İletişimin İpuçları - Bölüm 1

Değerli dostum, çok derin anlamlar taşıyan bir konuyla karşındayım. Birlikte bu yazı dizisinde [b]etkili iletişimin ipuçlarına göz atacağız. Yazının 2. bölümünde kendi iletişim modelini keşfedebileceğin bir test seni bekliyor olacak.

Çok iyi geçtiğine inandığın bir iş görüşmesi sonrası işe alınmadığın oldu mu hiç? Veya sevgiline, eşine, sevdiğine, dostuna iyi bir şey söylediğini düşündüğünde hemen ardından kavga ettiğin oldu mu? Ya da yüz yüze harika vakit geçirirken kavga etmezken, whatsappla, smsle veya facebook sohbetle konuşurken tartışma yaşadın mı? Eğer tüm bu sorulara cevabın evetse iletişimzedeler arasına hoş geldin :(

Tam olarak anlatmak istediğini anlatabildiğin (zaten sorun karşındaki insanda, seni anlamıyor :)) ve karşındakinin tam olarak senin anlattığını anlayabildiği bir model olsaydı bu nasıl olurdu?

Cevabını duyar gibiyim. "Harika olurdu." En azından ben harika olacağını düşündüm. Etkili iletişim ipuçlarına bombalama yapmadan önce bakalım neymiş bu iletişimin etkili olanı.

Etkili iletişim, bir kişinin (ki bu sen oluyorsun) düşüncelerini söz, beden dili, mikro-mimikler ve ses tonu ile karşı tarafa doğru şekilde aktarmasıdır. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre (özellikle Paul Ekman ve tayfasının araştırmalarına bakmanı öneririm) karşımızdaki insanla iletişim kurarken iletişimin sadece %7-10'luk bölümünü kelimeler oluşturur. Geri kalan kısımda %30-38 ses tonu, %50-56 civarında ise beden dili etkili olur. Bu zaten çoğu kişinin bildiği ancak pek önemsemediği bir bilgidir. Bu kısa bilgilendirmemizden sonra neleri inceleyeceğimizi birlikte başlıklar halinde görelim.

1. İnsanoğlu neye göre iletişim kurar? (Bölüm - 1)
2. Benim düşüncelerimi aktarma yolum nedir? (Bölüm - 2)
3. Kaç farklı iletişim türü var? (Bölüm - 3)
4. Farklı iletişim türlerine göre nasıl iletişim kurarım? (Bölüm - 4)
5. Bunlar iyi hoşta hayatıma nasıl uyarlarım? (Bölüm - 5)



1. İnsanoğlu neye göre iletişim kurar?

İnsanoğlu gün boyu konuşur. Yanında birileri olmasa bile telefonun tüm nimetlerinden yararlanarak konuşur. O da olmasa kendi kendine konuşur. Evde veya başka bir yerde 3-4 saatten fazla yalnız kaldığında dikkat edersen eğer kendi kendine içsel diyaloglar yaşadığını fark edersin. Konuşmak düşüncelerimizi hem kendimize hem de başka insanlara aktarmak için önemli yollardan biridir. Önemli olmasıyla birlikte maalesef konuşmak sadece kelimelerden oluşmuyor. Ses tonu, beden dili ve mimikler iletişim kurmanın en önemli unsurlarıdır. Eğer karşındaki kişiyle uyum sağlamadan iletişime geçmeyi denersen büyük ölçüde verimli ve etkili bir iletişim gerçekleşmeyecektir. Uyumu sağlamak için dikkat edeceğin unsurlardan yazımın devamında bahsedeceğim.

Birine ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir.
Biz insanlar iletişim kurarken karşımızdakinin söylediklerini birebir almayız. Önce onları kendi algı süzgecimizden geçirir, temsil sistemlerimizle yorumlar, geçmiş referanslarımızdan ve anılarımızdan faydalanarak anlarız. Temsil sistemi demişken önce onu açıklayayım daha sonra devam edelim.

Temsil Sistemleri


Temsil sistemleri bizim dünyayı algılamak için kullandığımız sistemlerdir. Görsel, işitsel, dokunsal ve işitsel dijital olmak üzere dörde ayrılır. Bu temsil sistemlerinin hepsini kullanıyoruz fakat bir tanesi var ki günlük hayatımızda ve yaşamımız boyunca onu ağırlıklı olarak kullanmayı tercih ediyoruz. Bu temsil sistemlerini öğrenmek, karşımızdaki kişinin göz hareketlerinden, yüklemlerinden ve konuşma hızından hangi temsil sistemini ağırlıkta kullandığını bilmemiz konusunda bize yardımcı olacak.

Peki ağırlıklı kullanılan temsil sistemini öğrenmek ne işe yarar? Uyum sağlama konusunda bizi bin adım ileriye götürür.

Temsil sistemlerinin özelliklerine kısaca bakalım.

Görsel Temsil Sistemi


Çok sevdiğin bir yerde etrafı seyrettiğini hayal ettiğinde veya gözünde güzel bir sahil manzarası canlandırdığında görsel temsil sistemini kullanırsın. Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişilerin, görüntüyü takip ederek konuştukları için konuşma hızı yüksektir.

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan birisi genellikle aşağıdaki gibi yüklemler kullanır.

Örnek kelime: Anlamamak

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Henüz kafamda netleşmedi.

Örnek kelime: Bilmiyorum

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Bu konuda önümü göremiyorum.

Örnek kelime: Anlıyorum

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Anlatmak istediğin şeyi canlandırabiliyorum.

Örnek kelime: Sanıyorum

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Benim görüşüme göre.

Örnek kelime: Aklım karıştı

Görsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Çok karmaşık görünüyor.

İşitsel Temsil Sistemi


İşitsel temsil sistemi, bir müziği ruhunda duymak, kendi kendine konuşmak veya başkalarının seslerini yeniden hatırlamak için kullanılır. İşitsel düşünme çoğu zaman kelimeler ve seslerin karışımıdır. Bir arkadaşının sesini veya sevdiğin bir şarkıyı düşündüğün zaman işitsel temsil sistemini kullanırsın. İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişilerin, işitsel ögeleri takip ettikleri için konuşma hızı orta hızdadır.

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan birisi genellikle aşağıdaki gibi yüklemler kullanır.

Örnek kelime: Anlamamak

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Kulağıma çok yabancı geliyor.

Örnek kelime: Bilmiyorum

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Doğru olup olmadığını söyleyemem.

Örnek kelime: Anlıyorum

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Anladığımı söyleyebilirim.

Örnek kelime: Hatırlıyorum

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Bana bir şey çağrıştırıyor.

Örnek kelime: Aklım karıştı

İşitsel temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Kulağa çok saçma geliyor.

Dokunsal Temsil Sistemi


Bu temsil sistemi, fiziksel farkındalığın yanı sıra içsel ve dışsal dokunma duygularından oluşur. Ayrıca denge duyusunu da kapsar. Bazı değişiklikler göstermesine rağmen duygular da dokunsal sistemin kapsamına girer. Duygular herhangi bir şey için hissettiğimiz şeyler olduğu halde bedenimizde dokunsal olarak temsil edilir. Bir denge tahtası üzerinde durmayı, kaygan bir yüzeye dokunmayı veya mutlu olmayı hayal ettiğimiz zaman dokunsal temsil sistemini kullanırız. Bazen kokusal ve tatsal sistemler dokunsal sistemin parçaları olarak kabul edilir. Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişilerin, hislerini takip ederek konuştukları için konuşma hızı yavaştır.

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan birisi genellikle aşağıdaki gibi yüklemler kullanır.

Örnek kelime: Anlamamak

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Demek istediğin şeyi anladığımı hissedemiyorum.

Örnek kelime: Bilmiyorum

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Bu konu hakkında hiçbir fikrim yok.

Örnek kelime: Anlıyorum

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Bu konuyu içselleştirebildiğimi hissediyorum.

Örnek kelime: Katılıyorum

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Aynı şeyleri hissediyorum.

Örnek kelime: Aklım Karıştı

Dokunsal temsil sistemini yoğunlukta kullanan kişinin kullandığı yüklem:

Anlattıklarını kavrayamıyorum.


İşitsel Dijital Temsil Sistemi


Bu sistem daha yeni yeni literatürde yerini almaya başladı. Bu temsil sistemini anlamak diğerlerine göre daha kolay. Baktın ki birisi çok akademik, uzun ve kitaptan alıntı yapar gibi konuşuyor, yüksek ihtimalle işitsel dijital temsil sistemini daha yoğun kullanıyordur.

İletişim kurduğun kişinin temsil sistemini yüklemlerinden anlayabilirsin. Bir diğer yol ise göz erişim ipuçlarıdır:

Sağlak insanların %90'ında ve solak insanların %60'ında temsil sistemleri aşağıdaki resimdeki gibidir. Tam tersi bir durum da söz konusu olabilir.

< Resime gitmek için tıklayın >
Göz Erişim İpuçları (NLP)

Temsil sistemini tespit ettim, şimdi ne olacak?

İletişim kurduğun kişinin temsil sistemini tespit etmek o kişiyi daha iyi tanımanı sağlar. Ağırlıklı temsil sistemine göre kendi kelimelerini ve bakışlarını yapılandırabilirsen karşındaki kişi ile daha iyi bir uyum sağlarsın. Bu uyumu hemen fark edeceksindir. Uyumla birlikte artık karşındaki kişinin algısına göre konuşmaya başladığın için büyük bir ölçüde iletişimsizlik ortadan kalkacaktır.

İnsanların iletişim kurarken kullandıkları temsil sistemlerini anladığına göre, kısaca konuşma hızı ve ses tonundan bahsedelim.

Konuşma Hızı:

Herkesin kendine özgü bir konuşma tarzı vardır. Kelimeler ağzından çıkarken hangi hızda çıkıyor? Daha önce buna dikkat ettin mi? Eğer dikkat etmediysen artık dikkat etme zamanı. Çünkü yavaş hızda konuşan birisi ile yüksek hızda konuşarak iletişim kurmaya çalıştığında, muhtemelen seni anlamayacaktır. Bu durum tam tersi için de geçerli.

İletişim kurduğun kişinin konuşma hızına uyum sağlarsan iletişimin daha rahat geçecek ve anlaşmazlıklar azalacaktır.

Ses Tonu:

Kendimize özgü konuşma tarzımızın bir diğer unsuru da ses tonudur. İletişim kurmaya çalıştığın kişi hangi ses tonuyla konuşuyor? Daha derinden, diyaframdan tok bir ses tonuyla mı yoksa daha ince tiz bir ses tonuyla mı konuşuyor? Ses tonunu birkaç saniyede anlayabilirsin. Bunu anladıktan sonra ses tonuna uyum sağlamak iletişim kaliteni daha da artıracaktır.

Kelimeler, ses tonları, konuşma hızı ve temsil sistemlerinden sonra geldik en çok hata yapılan konulardan birine: Beden dili.

Beden Dili:

İletişimin en önemli unsurlarından birisi beden dilidir. İletişim kurduğun kişi, anlattığın konuları yorumlarken verilen unsurlar arasında en ağırlıklı olarak beden dilini yorumlar. Kaşların çatık, yüzünde sert bir ifade ve donuk bir ses tonuyla "seni seviyorum" dersen karşındaki kişi muhtemelen kendini rahatsız hissedecektir. Söylenen sözlerin beden dili hareketleri ile tutarsız olması samimiyette şüphe uyandırır. Bu yüzden söylediklerin ile beden dilinin birbirleriyle ne kadar tutarlı olduğunu kendine sormanı istiyorum.

Beden dili uyumunda dikkat etmen gereken önemli noktalar şöyledir:

Nefes alış-veriş hızı, oturuş veya ayakta duruş tarzı, mimik ve mikro mimikler, beden hareketleri.

Tüm bu bahsettiğimiz konularda tam bir uyum yakalarsan karşındaki kişinin zihin dünyasına girmiş olursun. Ve bölüm-1'in sonuna geldik. Kendini geliştirme azmin için seni tebrik ederim. Bölüm-2'de görüşmek üzere.

Sevgiyle kal

Serhan Bahar
Kitlesel Gelişim Sanatçısı

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Etkili İletişimin İpuçları - 2/ Senin Ağzından Çıkanla Benim Anladığım Hiç Bir Olur mu?

Benim düşüncelerimi aktarma yolum nedir? Bölüm - 2

Değerli dostum, yazı dizimize devam ederken iletişim becerilerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. İnsanların nasıl iletişim kurduğunu öğrenmek ve içselleştirmek sana çok şey katacak ve uyum sağlaman konusunda seni geliştirecek. Bununla birlikte acaba sen nasıl iletişim kuruyorsun? Hızlı mı konuşuyorsun yoksa yavaş mı? Hangi temsil sistemini kullanıyorsun? Hangi beden dili hareketlerini kullanmayı tercih ediyorsun? Bunları öğrenmen iletişim kurarken uyum sağlaman konusunda sana boyut atlatacaktır. (Aman dikkat Beşinci Boyuta atlama:))


Önceki yazımda Etkili iletişimin ipuçlarından bahsetmiştik. Daha çok iletişim kurduğumuz insanlardan bahsetmiştik. Şimdi sıra sende! Hazırsan başlıyorum.

Benim temsil sistemim ne acaba?

Aşağıda verdiğim test, ücretsiz olarak kendine uygulayabileceğin ve ağırlıklı olarak kullandığın temsil sistemini bulabileceğin bir test. Her soruda a, b ve c şıklarını görmüşsündür. Sana en çok uyana 3, orta halli uyana 2, en az uyana 1 vermeni istiyorum. Dikkat etmen gereken tek nokta her soruda her rakamı bir kere kullanacaksın.

1. Hatırlaman gereken bir liste verildiğinde;

a..................... onu görme gereği hissedip zihnimde resmini canlandırırım.
b..................... onu dinleyip daha sonra zihnimde onu işitmek amacıyla tekrarlarım.
c..................... sadece listedeki kalemleri(maddeleri) bir yere yazdığımda kendimi rahat hissederim.

2. Konsantre olurken seni en çok ne rahatsız eder?

a.................... Dağınık bir çevre
b.................... Gürültü veya hafif bir arka plan müziği
c.................... Huzursuz hissetmek.

3. Birisinden hoşlanıyorsan bu;

a.................... görünümünden hoşlandığım içindir.
b.................... sesinin kulağıma hoş gelmesinden kaynaklanmaktadır.
c.................... beni rahat ettirmesinden dolayıdır.

4. Zevk için okurken içeriğinde neler olan kitaplar seçersin?

a.................... Neye benzediğini hayal etmemi sağlayacak tasvir edici sahneler.
b.................... Karakterlerin konuşurken işiteceğim diyalog ve konuşmaları.
c.................... Bağlantı kurabileceğim karakterlerin varlığı.

5. Hoşlandığın bir arkadaşını düşünürken ondan ilk etapta hoşlanmanın nedeni;

a.................... sana bakışını/bakışlarını beğenmendi.
b.................... senin söylediklerine gösterdiği/gösterdikleri ilgiydi.
c.................... seni kısa sürede aralarında rahat ettirmesiydi.

6. Eğer canlı müzik olan bir ortama gitmeyi düşünüyorsan hangi canlı performansı seyretmeyi tercih edersin?

a.................... Popüler müzik (POP Müzik)
b.................... Klasik müzik
c.................... Country & Western grup veya gruplarının gösterisi

7. Bir müzedeyken, sanat galerisindeyken veya görkemli bir evdeyken;

a.................... Etrafımda ne olduğuna bakarım.
b.................... Ne kadar sessiz olduğunun farkına varırım.
c.................... Atmosferi derinlemesine süzerim.

8. Hangi tarz filmlerden hoşlanırsın?

a.................... Destanlar/görkemli hikayeler.
b.................... Müzikaller.
c.................... Korku filmleri.

9. Zevk için neyi tercih edersiniz?

a.................... Sinemaya gitmeyi.
b.................... Konsere gitmeyi.
c.................... Tiyatroda bir dramaya gitmeyi.

10. En sevdiğin odayı düşün, onu hangi nedenle seviyorsun?

a.................... Çok güzel görünüyor.
b.................... Çok sessiz.
c.................... Çok dinlendirici.

Soruları cevapladığına göre (cevapladığını varsayıyorum) sonuç bölümüne geçebilirsin.

a şıklarının toplamı: ____
b şıklarının toplamı: ____
c şıklarının toplamı: ____


a, b ve c şıklarına verdiğin sayıları ayrı ayrı toplayıp yukarıdaki bölüme yazmanı istiyorum. a, b ve c sayılarının hepsinin toplamının 60 yapması gerekiyor buna dikkat etmelisin. a şıkları çoğunluktaysa görsel temsil sistemi ağırlıklı, b şıkları çoğunluktaysa işitsel temsil sistemi ağırlıklı, c şıkları çoğunluktaysa dokunsal temsil sistemi ağırlıklı bir yaşam sürüyorsun. Ufak bir hatırlatma, tüm temsil sistemlerini kullanıyorsun ancak birini daha fazla kullanıyorsun. :)

Bu temsil sistemlerinin hiçbiri diğerinden üstün değildir. Sadece dünyayı algılama biçimimizi gösterir. Dilerseniz egzersizlerle hepsini geliştirebilirsiniz.

Daha önceki yazımda temsil sistemlerinin özelliklerinden kısaca bahsettiğim için aynılarını tekrar yazıp seni sıkmak istemiyorum. Önceki yazımı okumadıysan burayı tıklayabilirsin.

Temsil sistemlerini hallettiğine göre sırada konuşma tarzını incelemek var. Konuşma tarzın sana özgü olmasıyla birlikte bu teste ve diğer değerlendirme kriterlerine göre (konuşma hızı, ses tonu, beden dili) benzerlikler gösterebilir.

Konuşma Hızı:

Konuşma hızın hakkında daha önce düşündün mü? Konuştuğun insanlar sana "biraz yavaş konuşur musun?" ya da "hızlan biraz anlamıyorum" dediler mi? Şu an bu satırları okurken hayatın boyunca yaptığın tüm konuşmaları düşünmeni istiyorum. Nasıl bir hızda konuşuyorsun? Çok hızlı mı? Orta hızda mı? Yoksa yavaş hızda mı konuşuyorsun? Konuşma hızını belirleyip bunu yazmanı istiyorum. Konuşma hızının temsil sistemleriyle ilişkisini buradan inceleyebilirsin.

Konuşma hızım: ____________

Konuşma hızını anladıktan sonra ses tonuna geçebilirsin.

Ses Tonu:

Konuşurken belirli tonlar kullanırsın. Çok heyecanlandığında daha vurgulu ve daha yüksek ses tonuyla konuşurken, mutsuz olduğunda daha yavaş, daha kısık bir ses tonuyla konuşuyor olabilirsin. Genel olarak hangi ses tonuyla konuşuyorsun? Ses tonunu belirleyip bunu yazmanı istiyorum. Kendi ses tonunu bilmek, hangi tonlarda geçiş yapabildiğini keşfetmek, iletişim kurduğun insanın ses tonuna uyum sağlayabilmek konusunda fayda sağlar.

Ses tonum: ____________

Beden Dili:

Kendini dışarıdan izleme şansın olsaydı bu nasıl olurdu? Nasıl oturuyorsun? Nasıl yürüyorsun? Mutlu ve motivasyonun yüksek bir haldeyken en çok hangi beden dili hareketlerini sergiliyorsun? İletişim sihirbazı olma yolunda ilerlerken tüm bunları hatta daha fazlasını kendine sormanı istiyorum. Bugüne kadar dikkatin sürekli başka şeylerdeydi. Artık sıra kendini incelemekte. Bu soruları sorup kendini izleyerek ne tarz hareketler yaptığını fark etmen kendini daha iyi anlamanı ve hissetmeni sağlayacaktır.

İletişim sihirbazı olmak karşındaki insanı okumaktan öte onun gibi düşünmeni, onun gibi görmeni, onun gibi hissetmeni, onun gibi davranmanı gerektirebilir. Kendini daha iyi tanıyan bir senle tüm bu ipuçlarını bilen bir sen birleştiğinde belki de ortaya gerçek bir iletişim sihirbazı ortaya çıkabilir. Seçim senin. :)

Bu bölümü sonlandırırken kendine ödül amaçlı bir soru sormanı istiyorum. Bu yazı dizisini okumadan önceki sen ile okuduktan sonraki sen arasında değişenler nelerdir?

Bonus Soru: İletişimin İpuçları yazı dizisinin birinci ve ikinci bölümünü ben hangi temsil sistemini ağırlıkta kullanarak yazdım? Cevabını bekliyorum.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kaç farklı iletişim türü var? Bölüm - 3

Değerli dostum, etkili iletişimin ipuçları yazı dizisinin üçüncü bölümüyle karşındayım. İletişimi farklı yönlerden ele aldıktan sonra şimdi iletişim türlerine odaklanacağım. Bu bölüm özellikle iletişiminin detaylarına girmek isteyenlere, ailesinde ve çevresinde bulunan kişilerin kişilik tiplerini anlamak isteyenlere ayrıca aktif iş hayatında olan, iş hayatına başlamak üzere olan, özellikle insan kaynakları bölümünde çalışmalar yapanlara ekstra faydalar sağlayacaktır. Hazırsan başlayalım!

Kişilik Tipleri

İletişim kurduğun kişinin temsil sistemlerini, konuşma hızını, ses tonunu ve beden dili hareketlerini çözdün. Ve buna harika uyum sağladın fakat hala sıkıntı çıkıyor diyorsan işte şimdi sıra içeriği doldurmada. Acaba insanlar kaç farklı kişilik tipine ayrılabilir? Kişilik tiplerine göre ayrılan bu insanların özellikleri neler? Nelerden hoşlanırlar? Ciddiler mi yoksa eğlenceliler mi? Süreçten mi hoşlanıyorlar yoksa sonuçtan mı? Biliyorum çok fazla soru sordum. Tüm bunları bileceğin bir model olsaydı sence bu nasıl olurdu? İşte tüm bunların cevabını verecek bir analiz sistemini görmek üzeresin: DISC analizi.

DISC Analizi

Bu bölümde bazı noktalarda tanımlamalara ve teorik bilgiye sıkça girmek zorundayım. Tekniklerin tam olarak anlaşılabilmesi için öncelikle disc nedir ona bakalım.

Kısa Tanım: DISC kişilik profilleri Amerikalı psikolog Dr. William Moulton Marsden tarafından tasarlanmış bir sistemdir. Temel olarak, insanları D – Dominant, İ – İz Bırakan, S – Sakin ve C – Ciddi olarak 4 farklı kişilik ‘tipine’ ayırır. Gördüğün üzere her bir harfe bir kişilik tanımlanmıştır.

DISC analizi, insanların kendi başlarınayken, sosyal ortamdayken veya çalışma ortamındayken hangi kişilik tipini sergilediğini belirlemek için kullanılır. Belirlediğin bu tiplemelerin ne işe yarayacağına yazının devamında değineceğim. DISC yönetiminde yer alan tüm harflere sahipsin ancak temsil sistemlerinde olduğu gibi bir tanesi çok daha baskın. Baskın olanlara "Yüksek D" gibi ifadeler kullanacağım.

DISC analizinde değişik bir gruplandırma yapılıyor. Hızlı ve yavaş kategorileri ile sonuç ve süreç kategorileri yer almakta. Hızlı olanlar D ve İ, yavaş olanlar S ve C olarak gruplandırılıyor. Sonuç odaklı olanlar D ve C, süreç odaklı olanlar İ ve S'dir. Aşağıdaki tablodan tam olarak ne demek istediğimi daha net anlayabilirsin.




Önemli Not: Baskı altındayken insanların disc eğilimleri değişebilir. Örnek verecek olursam yüksek bir İ baskı altındayken yüksek S'ye veya yüksek D'ye dönüşebilir. Bu noktaya dikkat etmen gerekiyor.

Öncelikle bakalım her bir harf bizim için neyi temsil ediyor?

Yüksek D Kişilik Tipinin Özellikleri:

Yüksek D kişilik tipine sahip kişi kontrolü elinde tutmayı sever. En tepede olmayı ve emirler yağdırmayı sever. Kendi yolunun her zaman en iyisi olduğuna inandığından emirlere uymakta zorluk çekebilir.

Yüksek bir D genellikle yönetici konumuna gelir, serbest çalışır ya da bir parça özerklik sahibi bir bölümün başına geçer. Hayatının kontrolünü kendi elinde tutmayı ve kendi kararlarını vermeyi sever. Yüksek D’ler başka insanlara çok güçlü görünebilir. Kendisine güvenen, açık sözlü, özü sözü bir insandır. Bunu kibirlilik olarak gören başkaları bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Ama genellikle kibirli değildir, sadece kendisini bu şekilde ifade eder. Yüksek bir D için en önemli konu sonuç almaktır. Sonuca göre hareket eder ve bir an önce sonuç görmek ister.

Yüksek D’nin uyarılmayı seven, aktif bir zihni vardır, dolayısıyla da pek çok şeyi aynı anda yapmayı sever. Ancak birden fazla şeyi aynı anda yaptığında kalite düşmeye başlayabilir. Bir işi sonuna kadar götürmekte zorlanabilir fakat sonuç için işin peşini kolay kolay bırakmaz. Çok sayıda aktiviteye hayatında yer vermeye ihtiyaç duyar. Bir işin acilen yapılmasını istiyorsanız, o işi bir yüksek D’ye verin ve kaçın :)
Yüksek İ Kişilik Tipinin Özellikleri:
Yüksek İ kişilik tipine sahip olan bir kişi, eğlenceyi ve popüler olmayı sever. Onu, oldukça dışa dönük, dostane tavırlarından ve diğer kişilik tiplerine göre daha dost canlısı oluşundan tanıyabilirsin. İnsanlarla hemen arkadaş olmak ister. İnsanları nadiren negatif eleştirir. Öfkeyle bir söz söylediğinde, söylediğinin kendisine hatırlatılmasını istemez, çünkü söylenenler geçmişte kalmıştır ve aslında ilk söylendikleri zaman da o kadar ciddi şeyler değildir.

Yüksek bir İ; çok fazla ayrıntıyla uğraşmak istemez, çünkü bu eğlenceli değildir. Değişen bir ortamda, başkalarıyla çalışmaktan hoşlanır.

Yüksek İ dost canlısı mizacından tanınabilir. Gözünün içine bakar ve genellikle sesinde pek çok ton değişikliğine yer verir. Kendinden emin ve yüksek sesle konuşan yüksek D haricinde, diğer kişilik tiplerine oranla biraz daha yüksek sesle konuşur. Bu yüksek İ ve yüksek D’nin paylaştığı dışa dönüklüğün bir işaretidir. Her ikisi de dışa dönük olan yüksek bir D ya da yüksek bir İ'ye şaka yaparsan, yüksek İ yanıt verecektir, yüksek D yanıt vermeyebilir. Yüksek İ "Bu kişi de benim gibi, o nedenle ona arkadaşça bir yanıt vererek bunu bilmesini sağlayacağım" şeklinde bir düşünce tarzına sahip olduğundan rahatlıkla şakana karşılık verir. Kısacası eğlenmeyi ve süreci deneyimlemeyi çok sever.

Yüksek S Kişilik Tipinin Özellikleri:

Yüksek S kişilik tipine sahip bir kişi istikrarlı bir yapıya sahiptir. İşleri aceleye getirmez, herkes stres altındayken dahi sakindir. Ağır ağır ilerlemeyi, herhangi bir şey yapmadan önce iyice düşünmeyi sever, acele kararlar vermeyi sevmez. Tüm kişilik tipleri onu sever, çünkü dostane bir duruşu vardır, rahattır ve genellikle zararsızdır. İnsanlar onun sakin yapısına hayranlık duyar. Çok hızlı olmasa da işe başlar ve başladığı işi sabırla bitirir.

Yüksek bir S; iş hakkında yeterli bir süre düşünür ve yavaş bir başlangıç yapar. Acele etmez, sadece ağırdan alır. En önemli özelliği ise maneviyata olan yatkınlığıdır.

Yüksek C Kişilik Tipinin Özellikleri

Yüksek C kişilik tipine sahip bir kişi pek çok açıdan ilginçtir. Verileri, gerçekleri ve rakamları toplama eğilimindedir. Bir şey anlatırken, muhtemelen gerginlik nedeniyle ve bir yandan da bunu anlatmanın en iyi yolu nedir diye düşündüğünden, kekeleyebilir, lafı karıştırabilir. Yüksek C; diğer kişilik tiplerine oranla daha sık kekeleyebilir.

Yüksek bir C kendi sorumluğundaki işleri çok iyi, hatta mükemmel yapmayı ister. Ancak, kendi standartlarını başkalarının standartlarıyla karşılaştırmaz. Oysa bu onun için çok değerli olabilir, çünkü karşılaştırma yaptığında kendi standartlarının diğer herkesin standartlarından çok daha yüksek olduğunu görebilir. Mükemmel standartlarına göre yaşama çabası yüzünden çoğunlukla kendi kendini strese sokar. Ayrıntılara takılmaktan büyük resmi göremeyebilir.

Kendi başına çalışmak ister, çünkü işi en iyi şekilde yapacağını düşünür. Başkalarının işi kendisi kadar iyi yapamayacağını düşündüğü için işin her aşamasını kendi başına yapmak isteyebilir. Yüksek C kişilik tipine sahip kişi içe dönük ve görev odaklıdır yani, özellikle akrabası ve dostu olmayan kişilerle iletişim sırasında o kadar da dost canlısı bir tavır takınmaz. Başkalarıyla iletişimi sırasında ayrıntı bilgi vermeyi sever, çünkü onların bunu istediğini ve kendisinin de bu şekilde onlara yardımcı olabileceğini düşünür.

Kısaca DISC analizindeki kişilik tiplerine baktıktan sonra asıl fayda sağlayacak konuya geliyorum. Kimin hangi harften olduğunu nasıl anlarsın? Haydi bunu inceleyelim.


Yüksek D Kişilik Tipine Sahip Kişiyi Nasıl Anlarım?

Öncelikle bakman gereken şey kişinin hızlı mı yoksa yavaş mı olduğudur. Eğer hızlı ise yüksek D veya yüksek İ olacaktır. D olduğuna karar verebilmen için bakacağın ikinci kriter kişinin sonuç odaklı mı yoksa süreç odaklı mı olduğudur. Eğer karşındaki kişi hızlı ve sonuç odaklıysa yüksek ihtimalle yüksek bir D'dir ve yönetilmeye hazır olmalısın. :)

GÜÇLÜ YÖNLER
Doğrudan ve açık sözlüdür.
Harekete geçer.
Samimidir.
Yüksek enerjilidir.
Fikirlerinin sorgulanmadan uygulanmasını sever.
Sohbeti kontrol eder.
Meselenin özüne iner.
Güven verir.
Kararlıdır.

Kendisini tutamaz.

ZAYIF YÖNLER
Gereken zamanı yanlış tahmin eder.
Başkalarına karşı duyarsızdır.
Ayrıntı vermez.
Zaman kullanımını analiz etmez.
Emir verir.
Düşünmeden karar verir.
Empati yoksunudur.
Tek biçimli düşünür ve inanır.
Çok agresiftir.

Dinlemez.

Yüksek İ Kişilik Tipine Sahip Kişiyi Nasıl Anlarım?

Yine bakacağın şey kişinin hızlı mı yavaş mı, sonuç odaklı mı yoksa süreç odaklı mı olduğu. Eğer iletişim kurduğun kişi hızlı ve süreç odaklıysa tam olarak bir yüksek İ'dir. Eğlencenin kapısını aralamaya hazır mısın? :)

GÜÇLÜ YÖNLER
Başkaları tarafından sevilir.
Başkalarını sever.
Örgütler.
Hoşgörülüdür.
Saygı duyar.
Açık ve anlaşılırdır.
Açık fikirlidir.
İlham verir.
Başkalarının ihtiyaçlarına duyarlıdır.
Empati sahibidir.

ZAYIF YÖNLER
Sohbetleri tek kutuplu hale getirir.
Başkalarına fazla güvenir.
Zamanı iyi kullanamaz.
Gerçekleri gözden kaçırır.
Aşırı naziktir.
Kolayca ikna edilebilir.
Düşünmeden hareket eder.
Başkalarının onun zamanını istismar etmesine izin verir.
Duygularını çok yoğun deneyimler.
Dinlemez.

Yüksek S Kişilik Tipine Sahip Kişiyi Nasıl Anlarım?

Yüksek bir S'yi tanımanın ilk yolu onun yavaş olduğunu anlamaktan geçer. Eğer iletişim kurduğun kişi yavaş ve süreç odaklıysa, ruhunu ona açman gerekecektir çünkü o bir yüksek S. :)



GÜÇLÜ YÖNLER
Başkalarını rahatlatır.
Dinler.
Prosedürlere uyar.
Planlı ve ölçülüdür.
Kriz anında sakinliğini korur.
Başkalarını eğitir.
Dakiktir.
Dengeli bir şekilde tepki gösterir.
Önerileri kabul eder.



ZAYIF YÖNLER
Seçim yapmakta yavaştır.
Gerçekleri fazla kolayca kabul eder.
Hayatında beklenmedik şeyler karşısında altüst olur.
İşleri sürüncemede bırakır.
Değişmekte yavaştır.
Programdan ayrılmaz.
Başkalarına fazla güvenir.
Çatışmadan kaçınır.
Sorgusuz sualsiz kabul eder.
Aşırı kontrollüdür.

Yüksek C Kişilik Tipine Sahip Kişiyi Nasıl Anlarım?

Yüksek bir C kendini hemen belli eder. Eğer iletişim kurduğun kişi içine dönük, çok sistemli, yavaş ve sonuç odaklıysa o kişi yüksek bir C'dir. İletişim konusunda dikkatli olman gereken bir kişilik tipine sahiptir. Hikayeleri tekrar tekrar ve tüm ayrıntılarıyla dinlemeye hazır ol. :)

GÜÇLÜ YÖNLER
İşi doğru düzgün yapar.
Ayrıntılı talimat verir.
Organizedir.
Kurallara uyar.
Doğru soruları sorar.
Ayrıntıları görür ve anlar.
İşleri tasarlar.
Sezgiseldir.
Temkinlidir.
Tehlikeyi tanır ve önceden uyarır

ZAYIF YÖNLER
Dünyaya aşırı eleştirel bakar.
Çok katıdır.
Çok fazla gerçek toplar.
Kararsızdır.
İşleri sürüncemede bırakır.
Her şeyin mükemmel olmasını ister.
Zaman ihtiyacını yanlış hesaplar.
Kişisel çalışmasıyla ilgili her türlü eleştiriyi reddeder.
Kendini aşırı eleştirir.
Çok düşünür.

Değerli dostum, tüm bunları saptadıktan sonra kişilik tipine uygun iletişim stratejilerini 4. Bölümde bulabilirsin.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Farklı iletişim türlerine göre nasıl iletişim kurarım? Bölüm - 4

İletişim sihirbazı olmak, gereken bedelleri ödemeyi ve düzenli çalışmayı gerektirir. Hoop! Merhaba değerli dostum. Direk bir giriş yapmak etkileyici olur diye düşündüm. Yazı dizimizin 3. Bölümünde kişilik tiplerini ve DISC analizini inceledin. Şimdi sıra bu kişilik tiplerine göre nasıl iletişim kurman gerektiği konusunda. Ben sabırsızlanıyorum. Eğer sende sabırsızlanıyorsan başlayalım.

DISC Analizine Göre Nasıl İletişim Kurarım?

DISC analizi yaptığın kişinin profilini biliyorsan ona göre stratejiler geliştirmen gerekiyor.
Karşımda Yüksek Bir D Var. Ne Yapmalıyım?
Hemen kaç. :) Şaka bir yana yüksek bir D ile iletişime geçebilmen için kendi yüksek D özelliklerini ortaya çıkarma zamanın geldi demektir.

Bir yüksek D diğer kişiliklerle en düşük seviyede geçinebilir. Emirler verir, kontrol etmeyi sever ki bu da ilişkilerini zayıflatabilir. Uç bir örnek vermem gerekirse, gruptaki yüksek bir İ yüksek D’nin düşüncesine göre çok fazla dikkat çekiyor olabilir ve o da bu durumdan hoşlanmaz, çünkü o zaman kontrol yüksek D’de değildir. Yüksek bir D ile konuşurken odaklanmak gereken iki nokta var. Hızlı olmak ve sonuç odaklı davranmak. Eğer yüksek bir D'ye süreçten, eğlenmekten bahsedecek olursan iletişim hemen kopacaktır. Çünkü sonuç, yüksek bir D için hayati seviyede önemlidir. Yazı dizimin 3. Bölümünde Güçlü ve Zayıf yönlerden bahsetmiştim. Bunları bilerek hareket edersen iletişimi onun yönetmesine izin vermiş gibi gösterip yönetebilirsin.

Özetleyecek olursam yüksek bir D ile iletişime geçerken samimi, açık sözlü, sonuç odaklı ve hızlı konuşmalısın. Ayrıca güçlü ve zayıf yönlerine de dikkat etmelisin.

Karşımda Yüksek Bir İ Var. Ne Yapmalıyım?

Eğleneyim derken tüm işlerini unutabilirsin, dikkat. :) Yüksek bir İ ile iletişime geçerken önce sürece ve eğlenmeye önem vermelisin. Hızlı davranıp onu şaşırtacak şakalar bile yapabilirsin. Kesinlikle çok hoşuna gidecektir. Yalnız eğlenceye kendisini çok kaptırabileceğinden iletişimin kontrolünü çaktırmadan ele almalısın. Sonuçlardan bahsetmek yerine süreç içerisinde neler yaşayacağından, ne gibi deneyimlerin onu beklediğinden ve hangi kısımların eğlenceli olduğundan bahsedersen iletişim kaliten artacaktır.

Özetleyecek olursam yüksek bir İ ile iletişime geçerken, hızlı, süreç odaklı, esprili, eğlenmeyi seven ve samimi biri olman gerekebilir. Ayrıca güçlü ve zayıf yönlerine de dikkat etmelisin.

Karşımda Yüksek Bir S Var. Ne Yapmalıyım?

İlginçtir ki hepimizin tanıdığı ünlü din adamlarının neredeyse hepsi yüksek S kişilik tipinde. Aslında bunda şaşılacak bir durum yok çünkü yüksek bir S'nin maneviyata ne kadar önem verdiğini önceki yazımda söylemiştim. Artık yavaşlama zamanın geldi. Çünkü yüksek bir S hızdan öte yavaşlıktan ve kararlılıktan hoşlanır. Yüksek bir S ile iletişim kurarken, yavaş, süreç odaklı, rahat, dakik ve huzurlu olmalısın.

Özetleyecek olursam yüksek bir S ile iletişime geçerken sakin, huzurlu, yavaş, süreç odaklı, dakik ve narin olmalısın. Ayrıca güçlü ve zayıf yönlerine de dikkat etmelisin.

Karşımda Yüksek Bir C Var. Ne Yapmalıyım?

Dikkat! Askeri bölgeye hoş geldin. :) Şaka bir yana kendine has tarzı ve sert kuralları olan bir kişilik tipidir yüksek C. Yüksek C sayıları, analitik düşünmeyi ve mantıklı açıklamalar yapmayı sever. Yine yavaş olmalısın bununla birlikte sonuç odaklı olarak onu etkilemelisin. Yüksek bir C ile iletişim kurarken dikkat etmen konu üzerine çok fazla gitmemelisin. Üzerine çok fazla gidersen içine kapanıp sana ateş püskürüp emirler yağdırabilir.

Özetleyecek olursam yüksek bir C ile iletişim kurarken kararlı, yavaş, sonuç odaklı, disiplinli, kurallara uyan bir tarz segilemelisin. Ayrıca güçlü ve zayıf yönlerine de dikkat etmelisin.

Uyum, iletişimin anahtarıdır. İletişim kurduğun kişiyle ne kadar uyum sağlayabilirsen o ölçüde fayda alacaksın. Elbette uyum sağlayabilmek için gerekli bedelleri ödemen gerekiyor. Bir sonraki yazımda şu ana kadar tüm bu öğrendiklerini nasıl içselleştirebileceğinden bahsedeceğim.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bunlar iyi hoşta hayatıma nasıl uyarlarım? Bölüm - 5

Değerli dostum, artık yazı dizimi sonlandırmanın zamanı geldi. Son yazıma geçmeden önce neler öğrendin birlikte inceleyelim.

1. İnsanoğlu neye göre iletişim kurar? (Bölüm - 1)
2. Benim düşüncelerimi aktarma yolum nedir? (Bölüm - 2)
3. Kaç farklı iletişim türü var? (Bölüm - 3)
4. Farklı iletişim türlerine göre nasıl iletişim kurarım? (Bölüm - 4)


Bölüm-1'de insanların iletişim kurarken hangi değişkenlere göre hareket ettiğini öğrendin. Bölüm-2'ye geçtiğinde kendini daha iyi tanıma yolunda önemli bir adım atıp kendi iletişim seçeneklerini öğrendin. Bölüm-3'te ise insanlar kaç farklı iletişim tipine sahip bunları deneyimledin. Sona yaklaşırken Bölüm-4'te kişilik tiplerine göre nasıl hareket edeceğini detaylı bir şekilde okudun. Kısa özetten sonra son bölümümüze geçelim.

İletişim sihirbazı oluyorum

İletişim sihirbazı olabilmen için gerekli tüm bilgiler artık elinin altında. Şimdi iletişim sihirbazı olup olmamak tamamen sana bağlı. Bunu ne kadar istiyorsun? İletişim sihirbazı olabilmek için nelere evet nelere hayır demeye hazırsın?

Bu soruları cevapladıktan sonra bakalım iletişim sihirbazı olduklarını düşündüğün kişiler nasıl iletişim sihirbazı olmuşlar?

1. Okuduklarını kaynak oluşturabilmek için kaydet.

Şu ana kadar okuduğun tüm bilgileri ihtiyacın olduğunda tekrar okuyabilmek için kaydedebilirsin. Yer imlerine eklemek, çıktı almak, okurken kendi aldığın notları kullanmak seçeneklerinden bazıları.

2. Gözlem yeteneğini artır.

İletişim sihirbazı olmak öncelikle karşındaki kişiyi okuyabilmenden geçer. Beden dili hareketlerini, konuşma hızını, ses tonunu, mimiklerini, mikro mimiklerini, temsil sistemlerini ve DISC harfini okuyabiliyor olman için sürekli gözlem yaparak çevrendeki tüm insanları incelemek tüm bunları içselleştirmeni sağlayacaktır.

3. Ayna karşısında kendini geliştir.

Başkalarının davranışlarını okumak, onlar hakkında sana çok detaylı bilgiler verir. Bununla birlikte iletişim karşılıklı yapılan bir etkileşimdir. Bu yüzden ayna karşısında örnek senaryolar oluşturup, farklı kişilik tipleriyle nasıl iletişim kuracağını deneyimlemek bu yolda seni çok ilerletecektir. Sanki birisiyle iletişim kuruyor gibi canlandırma yapmak, beyninin görme lobunda görüntüler oluşturacağından onu kandırarak iletişim becerilerini inanılmaz boyutlara taşıyabilirsin.

4. Daha fazla araştır.

Bu yazı dizimde sıkmadan, eğlenceli bir dille girebildiğim kadar detaya girdim ancak bilgi asla bitmez. :) İletişim becerilerini iyiden mükemmel seviyeye taşıyabilmen için daha fazla araştırtıp bu konuda düzenlenen seminer ve eğitimleri takip edebilirsin.

Son sözlerimi söylerken, öncelikle iletişim becerilerini artırmak için sahip olduğun gücü kutlamalısın. Bu gücün daim olması dileğiyle.

Sevgiyle Kal

Serhan Bahar
Kitlesel Gelişim Sanatçısı
A
9 yıl
DonanımHaber Kişisel Gelişim Portalı
Merhaba değerli dostlar,

Daha önce paylaşmış olduğum Konsantrasyon Egzersizlerinin çok fazla talep aldığını gözlemledim. Bu doğrultuda sizlere ve DH Yöneticilerine bir teklifim var. Kişisel Gelişim Uzmanı ve Eğitmeni olarak konsantrasyon, motivasyon, başarının modellenmesi,kaynak oluşturmak, beden dili, etkili iletişim, meslek seçimleri ve kariyer yönetimi gibi konularda videolar çekip bunları ücretsiz olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizden gelecek istekler doğrultusunda gerek yazılı gerek görsel kaynaklarla forum ailemize destek olmak istiyorum. Eğer yeterli talep olursa ve DH yönetimi onaylarsa site anasayfasında Kişisel gelişim portalı açılması için elimden gelen desteği vermekten onur duyarım.

Ankete katılım sağlarsanız sevinirim.

Selamlar
Serhan
A
10 yıl
Konsantrasyon Egzersizleri / Güncel Konu (Videolar Eklendi)
Merhaba değerli forum üyeleri. Bugünden itibaren düzenli olarak konsantrasyon egzersizlerini sizlerle paylaşacağım. Mümkün olduğunca basit egzersizlerden başlayıp kompleks egzersizlere doğru yol alacağız. Özellikle hafıza olimpiyatlarına hazırlandığım zamanlarda bu egzersizlerin çok faydasını görmekteyim. Tüm egzersizleri paylaştıktan sonra örnek programda yayınlayacağım.

Hayatın temposuna ayak uydurmak isterken bir yandan onu yaşamayı unutmakla kalmayıp, aynı anda birden fazla işe konsantre olmaya çalışarak hem beyin potansiyelimizi, zihin gücümüzü hem bedensel gücümüzü 5'e hatta 6'ya bölüyoruz. Bu durumda ne hayatı yaşayabiliyor ne de yaptığımız işe %100 konsantre olup o işten verim alabiliyoruz. Peki ya tek bir işe konsantre olmak için zihnimizi eğitseydik?

Bugüne odaklanın:

"Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir."

Albert Einstein
http://serhanbahar.blogspot.com.tr/2014/12/konsantre-bir-hayat-konsantrasyon.html
KONSANTRASYON NEDİR?

Konsantrasyon, içimizde var olan gücümüzü, enerjimizi ve tüm dikkatimizi tek bir noktaya odaklayabilme becerisidir. Beceri kelimesini kullanmamızın nedeni daha sonra üzerine düzenli çalışmalar yapılarak geliştirilebilecek olmasıdır. Her insanın hayatında en az bir kere veya daha fazla çok iyi konsantre olduğu anlar vardır. Bu bir çizgi filmde olabilir veya sevdiğiniz bir müzikte. Genel olarak ailelerin şikayet ettiği en önemli konulardan biri olan konsantrasyon bozukluğu aslında bir bozukluk ya da eksiklik değildir. İlk okul çağındaki çocuklarda derse odaklanamama şikayetinin yanında çizgi film izlerken aşırı derecede odaklanma şikayeti görülebilir. Peki ya çizgi film ya da reklam izlerken donup kalan çocuklar neden derslere odaklanamamaktadır? Bunun zihinsel aktivitelerimizi rastgele kullanmamızdan dolayı olduğu aşikardır.

Kendi isteğimizle odaklanmak mümkün müdür?

En sevdiğiniz hobinizi yaparken kendinizi hayal edin. Sanki dünyadan kopmuş gibi zaman kavramınızı yitirirsiniz. Geçen dört saat size sanki bir saat gibi gelebilir. İşte bu sevdiğiniz işle uğraşmanın size vermiş olduğu yüksek motivasyonla birlikte gerçek bir odaklanma örneğidir. Arkadaşınızla beraber kalabalık bir ortamda yürürken sizin en çok ilginizi çeken konuda bir şeyler anlattığı zaman etraftaki insanların konuşmalarını sanki duymuyor gibi hissedersiniz ve sadece arkadaşınıza odaklanırsınız. Ancak konu bittiğinde yada odak noktanızda kayma olduğunda yanınızdan geçen birisinin dediklerini anlamaya başlarsınız.

Günümüzde 160 dakikalık sınavlar, bitmek bilmeyen mülakatlar ve iş görüşmeleri varken odaklanabilmek çok büyük önem kazandı. Bununla birlikte bugünden itibaren düzenli olarak egzersiz yapabilmeniz adına ücretsiz paylaşımlarda bulunacağım.

NOT: Yoğun programım nedeniyle videolar 1'er gün gecikebilir. Videolarda uygulamalı olarak egzersizleri deneyimleyebilirsiniz.

Egzersiz 1: (27.09.2014)

Rahat bir koltuğa oturun. Ne kadar süre hareketsiz kalabildiğinize bir bakın. Göründüğü kadar kolay bir şey değildir. Dikkatinizi, tamamıyla kıpırdamadan oturmayayoğunlaştırmanızı istiyorum. Herhangi bir istemsiz kas hareketi yapmamaya gayret gösterin. Biraz da olsa pratik yaparak, hiçbir kasınızı hareket ettirmeden, on beş dakikaboyunca oturabildiğinizi fark etmeye başlayacaksınız. Başlangıçta, rahat ettiğinizi düşündüğünüz bir pozisyonda beşdakika oturmanızı öneriyorum. Mükemmel bir şekilde hareketsiz kalmayı başardığınıza inandıktan sonra, bu süreyi on dakikaya, daha sonra da on beş dakikaya çıkarabilirsiniz. Bunu nekadar uzun yapabilirseniz, o kadar iyi olur; tabi ki hareketsiz kalabilmek için, kendinizi çok fazla zorlamayın. Bunları yaparken, tamamen rahat olmalısınız ki bunlar günlük ritüelleriniz olabilsinler. Konsantrasyon egzersizini rahatlayarak yaptığınızda aslında ne kadar faydalı ve güzel olduğunun farkına varabilirsiniz.

Yazının orijinali:http://serhanbahar.com/blog/konsantre-bir-hayat-ve-konsantrasyon-egzersizleri/

Videoyu izlemek için tıklayınız

Egzersiz 2: (28.09.2014)

Küçük bir bardağa su doldurmanızı istiyorum. Küçük olmasının nedeni egzersizi gereksiz yere zorlaştırmamak içindir. Parmaklarınızla bardağı kavrayın, dikkat elinizle değil. Kolunuzu tam önünüze doğru uzatın. Şimdi, bardağa bakışlarınızı odaklamanızı istiyorum. Kolunuzu o kadar hareketsiz tutun ki, fark edilebilecek hiçbir hareket olmasın. Bunu önce belli bir süre için, sonra da beş dakika boyunca yapın. Alıştırmayı önce seçtiğiniz bir kolunuzla, daha sonra da diğer kolunuzla yapın.

Bugünlük egzersizi 5-10 dakika arasında yapabilirsiniz. Hafıza olimpiyatlarına çalışırken farkettiğim en önemli şeylerden birisi haftada bir gün 10 saat çalışmaktansa haftada 5 gün 2’şer saat çalışmanın daha faydalı olduğudur. Bu düşüncenin ışığında kişisel tavsiyem bunları düzenli olarak yapabilmek için kendinizi disipline etmenizdir.

Videoyu izlemek için tıklayınız

Egzersiz 3: (29.09.2014)

Arkadaşlar bu egzersizimiz diğer egzersizlerin yanında soyut kalıyor. Ancak videosunda daha kapsamlı ve daha sade bir dille anlatmaya çalıştım. Montajı henüz tamamlayamadım. Tamamlayınca paylaşacağım.

Bu gün konsantrasyon egzersizlerinde üçüncü aşamaya geldik.Üçüncü egzersizi uygulamak için aşağıda verilen talimatları takip edebilirsiniz.

Tüm gün istemsiz kaslarınızın kasılmaması için kendinizi gözlemleyin. Kaslarınızı rahat ve gevşek tutmaya gayret edin. Gün boyunca, vücut duruşunuzu nasıl kontrol edebildiğinizi görün. Heyecanlı, endişeli, gergin bir görünümdense vücut duruşunuzu(postürünüzü) ve hareketlerinizi kontrol edebilme davranışı geliştirin. Bu zihinsel duygu hâli, davranış ve tavırlarınızın gelişmesine yardımcı olacak, duruşunuzu olgunlaştıracaktır. Bedeninizdeki istemediğiniz tüm jest ve mimikleri sonlandırın. İstemediğiniz bu hareketler, sizin bedeniniz üzerinde tam olarak kontrol sağlayamadığınızı gösterir.

Bedeninizin herhangi bir kısmını kasmak, seğirtmek veya silkmek gibi alışkanlıkları terk etmeye odaklanın. Birçok kontrolünüz dahilinde olmayan davranış ve tutumlar sergilediğinizi fark edeceksiniz. Gözlemleyip konsantre olmanız yeterli.

Herhangi bir işe odaklanmak istediğinizde çevreden gelen seslerin sizi rahatsız etmesine, konsantrasyonunuzu bozmasına maruz kalıyorsanız, kontrol egzersizini yapın. Çalışırken kapı çaldığında veya dış ortamdan çalıştığınız konuyla ilgili olmayan yüksek bir ses geldiğinde bunların otokontrolü sağlamak için birer egzersiz fırsatı olduklarını düşünün. Günlük yaşantınızda buna benzer birçok olayla karşılaşıp, bunları egzersiz yapmak için fırsata dönüştürme şansı bulacaksınız.

Şu ana kadarki egzersizlerin amacı, istem dışı kas hareketleri üzerinde, özellikle günlük ilişkilerimizi etkileyen jest ve mimiklerimizde kontrolü sağlayabilmek ve onları istediğimiz hale getirebilmekti. Bundan sonraki egzersizler, istemli olan kaslarınızı (somatik kaslar) iradenizin kontrolü altına almak için düzenlenmişlerdir.

Egzersiz - 4 (30.09.2014)


Merhaba Değerli Dostlar, egzersiz zamanımız geldi. :)

Rahat oturabileceğiniz bir sandalyeye oturun ve kendinizi masaya yaklaştırın. Elinizi yumruk yapıp elinizin dış yüzünü (elinizin dışı masaya bakacak şekilde) masaya dönük, başparmağınız da diğer parmaklarınızın üzerine bastırın ve masanın üzerine yerleştirin. Şimdi bakışlarınızı yumruğunuza odaklayın. Sonra yumruğunuzu yavaş yavaş açmaya başlayın ve bütün dikkatinizi sadece yumruğunuzun açılışına yoğunlaştırın. Bakışlarınızı tamamen elinize odaklamaya devam ederek, yavaş yavaş işaret parmağınızı kaldırmaya başlayın. Daha sonra orta ve diğer parmaklarınızı yavaş yavaş açın. Sırayla tüm parmaklarınızı açın. Sonra hareketi en başa alıp, en son açtığınızı ilk önce kapatarak, yavaş yavaş parmaklarınızı kapatmaya ve yumruk yapmaya başlayın. Sonunda ellerinizi, ilk baştaki başparmağın diğer parmakların üzerine gelecek hale getirip, yumruk hâline getirin. Bu alıştırmayı önce sol elinizle yapın. Bu egzersizi ilk önce bir elinizle, daha sonra diğer elinizle, her bir elinizle egzersizi beş kez yapana kadar devam edin. Birkaç gün içinde bu alıştırmayı on defaya çıkartabilirsiniz.

Yukarıdaki alıştırmalar sizi ilk başta yorabilir. Alıştırmaları aynı monoton şekilde yapmanız, dikkat yeteneğinizi geliştirmeniz açısından oldukça önemli. Bu alıştırma, aynı zamanda kas hareketleriniz üzerinde kontrol kazanmanızı da sağlayacaktır. Ancak, dikkatinizin ve odağınızın tam anlamıyla elin her bir hareketi üzerine toplanması şarttır. Bu sağlanmazsa, egzersiz pek işe yaramayabilir. İşe yaraması için tüm düşüncenizi elinize odaklamalısınız.

Egzersiz - 5 (01.10.2014)

Merhaba Değerli Dostlar, egzersizlere son sürat devam ederken bir sonraki egzersizimize hazırsanız geçebilirsiniz.

Bu egzersiz bir önceki egzersizimize benziyor fakat biraz daha farklı bir çalışma olacak. Rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda rahat bir sandalyeye oturun. Nizami oturuş şekline geçerseniz daha faydalı olacaktır. Bacak üstüne bacak atmamaya özen gösterelim. Sağ elinizi, başparmak ve işaret parmağı hariç, diğer parmaklarınızı kapatarak, dizinizin üzerine koyun. İşaret parmağınızı ileriyi gösterecek şekilde tutun. Bu noktada bakışlarınızı işaret parmağınızın ucuna odaklamanızı istiyorum. İşaret parmağınızı yavaşça sağa sola hareket ettirmeye başlayın. İsterseniz kendiniz de buna benzer çeşitli egzersizler oluşturabilirsiniz. Bu egzersizde dikkat edeceğimiz en önemli şey egzersizin basit tutulması ve dikkatinizin vücudunuzun sadece hareket eden kısmına odaklanmanızdır. Dikkatinizin kontrol edilmek istemediğini ve daha ilginç başka bir şey üzerine kaymak istediğini fark edeceksiniz, işte bu egzersizler asıl bu noktada devreye giriyor. Egzersizi yaparken ne olursa olsun dikkatinizi sadece hareket eden parmağınıza odaklamaya çalışın. Bu çalışmayı her iki elinizle de 10’ar dakika yapabilirsiniz.

Egzersiz - 6 (02.10.2014)

Herkese merhaba değerli dostlar. Egzersizlerimizde sonlara doğru geliyoruz. Bakalım bu sefer nasıl bir egzersiz bizi bekliyor.

California Üniversite’sinde yapılan araştırmalara göre konsantrasyonu gelişen insanların koku alma duyusu da gelişiyor.

Bu egzersizimizde kokulara odaklanacağız. Bir yürüyüş yaptığınızda veya bir çiçek bahçesininin yanından geçtiğinizde, çiçekler, çimenler ve bitkilerin kokularına konsantre olmanızı istiyorum. Ne kadar farklı türün kokusunu ayırt edebildiğinizi daha önce düşündünüz mü? Daha sonra belli bir kokuyu seçin ve sadece bunu algılamaya çalışın. Bunun koku duyunuzu geliştirdiğini farkedeceksiniz. Sadece koku duyunuzu değil aynı zamanda konsantrasyonunuzun tek bir konuya odaklanması konusunda gelişim göstermenizi sağlayacaktır.

Koku alma duyusu geliştirilirken, aklınıza gelebilecek bütün düşünceleri uzak tutmakla kalmayıp aynı zamanda o an üzerinde odaklandığınız koku dışındaki diğer kokulara karşı duyu hassasiyetinizi de kapatmanız gerekmektedir.

Koku duyunuzu geliştirecek başka egzersiz fırsatı bulabilirsiniz. Açık havada dolaşırken, farklı kokuları algılama konusunda uyanık olmaya çalışın. Havada bir sürü farklı kokunun dolaştığını fark edeceksiniz ve bu size huzur vermeye başlayacak. Ayrıca seçtiğiniz bir koku üzerine öylesine odaklanın ki, bu güzel kokuyu algılama egzersizinin sonunda elde ettiğiniz kokuyu yıllar sonra bile en canlı haliyle hatırlayın.

Bu egzersizlerin amacı, tam odaklanma gücünüzü geliştirmektir. Bunları deneyerek aklınızı kontrol edebildiğinizi, düşüncelerinizi de kolunuzu hareket ettirebilme rahatlığı içinde yönlendirebildiğinizi göreceksiniz.

Egzersiz - 7 (11.10.2014)


İç dünyamıza odaklanmak.

Değerli dostlar, kısa bir aradan sonra egzersizlere devam ediyoruz. Öncelikle rahat olabileceğimiz bir odada yere uzanmanızı istiyorum. Vücudunuzu ve bütün kaslarınızı gevşetmeye başlayın. Tamamen gevşediğinize ikna olduktan sonra kalbinizin atışlarına odaklanın. Başka hiçbir şeyi düşünmemeye özen gösterin. Size her gün hizmet eden bu harika organın nasıl da vücudunuzun her bir köşesine kanı taşıdığını düşünmeye başlayın. Kanın o büyük depodan ayrılıp, bir damar yolunu takip ederek ta ayakuçlarınıza kadar ulaştığını gerçekten zihninizde resmetmeye çalışın. Bir başka damardan da kollarınıza ve parmaklarınızın en ucuna kadar gittiğini gözünüzün önüne getirmeye başlayın. Hatta kalbinizin sesini duymaya ve atışlarını hissetmeye başlayın. Az bir pratik sonunda, kanınızın gerçekten dolaşım sisteminizden akıp geçtiğini hissedebilirsiniz.

Herhangi bir zaman, vücudunuzun herhangi bir bölümünde zayıflık hissederseniz, bu ekstra kan miktarı o bölgeye gidecektir. Örneğin, gözleriniz yorgunsa, kalbinizden gelen kanın bütün beyninizi dolaşarak gözlerinizin en uç noktalarına kadar geldiğini gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Bu egzersizle, harika bir şekilde kuvvetinizi artırabilir hatta bazı hafif ağrıları bile kontrol edebilirsiniz.. Kalp üzerinde bu şekilde kontrol sağlamış olan bazı insanlar, kalp atışlarını beş dakikaya kadar kontrol altında tutabilmişlerdir. Bir konuda uyarmalıyım, bu çok tehlikeli bir şey ve bu işi bilmeyen, kendini hazır hissetmeyen kişiler tarafından asla denenmemelidir.

Uyku için Konsantrasyon (13.10.2014)

Değerli dostlar, merhaba. Bugün egzersizlerimizi farklı bir boyut ekliyoruz. Uyku bedenimizin düzenli olarak ihtiyaç duyduğu önemli bir yenilenme ritüelidir. Bazen uykuya dalmakta çok zorlandığımız zamanlar olabilir. Peki bu zamanlarda ne yapacağız?

Hemen egzersizimize geçelim. İlk bakışta basit olarak görünse de bu egzersizimiz çok etkilidir. Yatak odanızdaki komodin veya benzer bir yere, içi temiz su dolu bir bardak koyun. Bu bardağın yanındaki bir sandalyeye oturun. Su dolu bardağa ve içindeki tertemiz suya odaklanmaya başlayın. Suyun ne kadar temiz ve sakin olduğunu düşünün. Sonra kendinizin de o bardaktaki su kadar sakin olduğunu gözünüzün önüne getirin. Eğer bu aşamada zorlanırsanız, suyun sakinliğine bir renk verin. Bu sakinliğin bir rengi olsaydı bu ne olurdu? Daha sonra o rengin tüm bedeninize yayıldığını düşünün. Yayılan bu renkle beraber sakinliğin, rahatlığın bedeninize yayılmasına izin verin. Kısa bir zaman içinde sinirlerinizin gevşediğini ve uyumaya rahatlıkla geçebildiğinizi fark edeceksiniz. Uykuya geçebilmek için bir başka yöntem ise uyukladığınızı düşünmenizdir. “Yine, en inatçı uykusuzluk hastalığının bile hastaların kendilerini -örneğin, ışığın hafifçe süzüldüğü, sessiz ve derin bir ormanda içi boş bir ağaç kütüğü olarak-hayal etmeleri sağlanarak da üstesinden gelinmiştir.”

Son olarak kendi kullandığım bir yöntemi paylaşmak istiyorum. Bu yöntem bende daha etkili oluyor. Yatağa uzanın ve nefes alırken “Bir” sayısına, nefes verirken “İki” sayısına odaklanın. Ve bunu uykuya dalana kadar sürekli nefes alıp verdikçe yapın. Sadece nefesinize ve sayılara odaklanın.

Okumaya Odaklanmak (15.10.2014)

Bulunduğumuz dünyada düzenli olarak okumak ve okuduğunu anlayarak hayatına uygulamak gelişimin temel prensiplerindendir. Okuduğumuzu daha iyi anlayabilmek için yeni bir egzersizimiz var.

Belirli bir konuya odaklanmadan, okuduğumuzu anlamamız veya üzerine düşünmemiz mümkün değildir. Herkes kendini spesifik bir konuda düşünebilme konusunda eğitmelidir. Önce kısa bir öykü okuyup daha sonra bunun sadece kısacık bir özetini yazmak o konuya ne kadar odaklanabildiğimizi test edecektir. Bir gazetedeki bir yazıtı okuyun ve onu ne kadar az kelime kullanarak ifade edebildiğinize bir bakın. Bir makaleyi sadece tam gerekli noktaları süzerek okuyabilmek, çok yakın ve kuvvetli bir konsantrasyon gerektirir. Eğer okuduğunuzu yazamıyorsanız veya özetlemekte zorlanıyorsanız konsantrasyonunuzun geliştirilmesi gerekiyor demektir. Yazmak yerine, isterseniz, okuduklarınızı kendi kendinize sözlü olarak da ifade etmeyi tercih edebilirsiniz. Bir makaleyi okuduktan sonra odanıza gidin ve birine anlatıyor gibi makale hakkında kendi kendinize konuşun. Bu egzersizlerin konsantrasyonu geliştirmede ve düşünmeyi öğrenmede çok kıymetli olduklarını fark edeceksiniz. Tüm bu bilgiler ışığında kişisel tavsiyem yazmanız yönünde olacaktır. Yazmak beynin farklı bölgelerini de aktif hale getireceği için daha faydalı olacaktır.

Sıralı Odaklanma Egzersizi (23.10.2014)


Merhaba değerli dostlar, egzersizlere devam ederken artık çıtayı yukarıya taşıyoruz.

Tüm egzersizleri düzenli olarak yapan ve geliştiğine inananlar bu egzersizimizi farklı formatlarda yapabilirler.

Öncelikle 3 adet nesneye ihtiyacımız var. Mümkünse birbirinden tamamen alakasız nesneler olsun. Egzersizi yapacağımız odaya geçip, odanın neredeyse tamamını görebilecek şekilde bir yere geçiyoruz. Birbirinden oldukça uzak ve alakasız noktalara nesneleri yerleştiriyoruz. Daha sonra köşemize geçip ilk nesnemizi seçip 10 dakika boyunca ona odaklanıyoruz. Sadece o nesne ile ilgili şeyleri düşünüyoruz. 10 dakika dolduktan sonra hemen diğer neneye geçip, önceki düşüncelerimizi tamamen bırakıp yeni nesnemize odaklanıyoruz. Bu geçişi hemen yapmakta zorlanıyorsanız önceki egzersizlere tekrar bakmak faydalı olacaktır. 10 dakika dolunca son nesnemize geçip onun üzerine konsantre oluyoruz. Bu egzersizi 5’li, 7’li veya istediğiniz bir sayıda yapabilirsiniz. Nesnelerin birbirinden alakasız olması çok önemlidir. Geçişi ne kadar hızlı yapabiliyorsanız o kadar hızlandığınızı düşünebilirsiniz. Ancak önemli olan nokta hızınıza odaklanmak değil sadece seçtiğiniz nesneye odaklanmaktır.

Saygılarımla
Serhan
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.