1. sayfa
Tam haberle ilgili değil ama çağrışım yaptı, maalesef bizim de bir nükleer anomalimiz var: İzmir'in orta yerinde, Gaziemir, Emrez Mahallesinde toprağa gömülmüş halde du... |
Tam haberle ilgili değil ama çağrışım yaptı, maalesef bizim de bir nükleer anomalimiz var: İzmir'in orta yerinde, Gaziemir, Emrez Mahallesinde toprağa gömülmüş halde duran radyoaktifimiz var. Cahil cühela bir kurşun firması (Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş.) 2000'li yıllarda Fransa'da radyoaktif atık olan kurşun çubuklarını, normal bir hurdaymış gibi ülkemize sokup, eritiyor. (Muhtemelen bunu doğru bir şekilde imha etmesi gereken Fransa, belki de bu imha maliyetinin 100'de 1 fiyatına elinden çıkarıp kurtulmuştur.) Çok ciddi iş kazaları oluyor, ellerine yüzlerine bulaştırıp bölgeyi terkediyorlar. Hatta bir damatları var, onun söylemine göre, yapmayın etmeyin demiş, onlar da kurşunla radyoaktif birbirini nötrler sıkıntı yok diyip, takmamışlar. Bu şirketin başındaki adam bu olaylardan bir süre önce ölmüş, çok ciddi miras bırakmış (2001'de haberler var 115 Trilyonluk miras diye geçiyor) bugünkü değerle çeyrek milyar dolara varan düzeyde. Türkiye'ye açtıkları zarar belki kat be kat daha fazla. Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir ihanet. Ama yaptıkları yanına kâr kalıyor. Devlet komik bir ceza kesiyor (aslında komik değil, kesilmiş en yüksek çevre cezası, komik ve trajik olan hiçbir şekilde kamu zararını kapatamayacak miktar), tabi ona da itiraz ediyorlar, işte Anayasa Mahkemesi'ne mülkiyet hakkı ihlali itirazında bulunuyorlar, AYM ihlal edilmediğine karar veriyor) Neyse, son durumda verilen cezanın tahsil edilip edilmediği bilinmiyor. Nükleer atık öyle pis bir şey ki miktarı ve yarılanma ömrüyle birlikte binlerce yıl varlığını sürdürebiliyor, yani bilim bu konuda çaresiz, onu yok edemiyoruz, bitmesini bekleyeceğiz. Tek çözüm, insanlığın olmadığı bir noktaya kalın beton duvarlarla o atığı gömmek ve bozunmasının bitmesini beklemek. 2007'deki raporda bölgede 100.000 ton radyoaktif atık olduğu, toprak ve yer altı sularında yüksek konsantrasyonlarda ağır metallerin bulunduğu rapor edilmiş. Zaten toprak bildiğin sürekli yanıp yanıp duruyor, illa ki yeraltı sularına karışıyordur, zaten bir yağmurla bölgeyi geziyor. Bu firmanın kurşunlarından yapılan aküler de kontamine olmuş durumda, yani o aküyü kullananlar da risk grubunda. Devletin bu aile üyelerini bulup tek tek konuşturması ve gerekirse bütün mal varlıklarına el koyması lazım, ayrıca uluslararası areneda konuyu gündeme getirip Fransa'dan ve olaya karışanlardan hesap sorup, tazminat istemeli. Bu olay ilk olduğunda AFAD'a haber veriliyor. Yetkililer inceleme yapıyor, rapor çıkarıyor. Sonra bir süre sessiz kalınıyor. Sonra çevre halkında şikayetler ve kanser vakaları çıkıyor. Toprak desen için için yanıyor. Sonra temizlik işlemlerine başlanıyor. "TURANLAR" isimli bir firma o arazinin hisselerini satın alıyor, onlar da süper cahillikle kazma kürekle temizlik yapmaya çalışıyor, işleri daha da kötü hale getiriyor, Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın konuyla ilişkin tespitleri var, karşılaşırsınız. Son yıllarda ise "EKOVAR" isimli geri dönüşüm firması var o da bir şey yapıyormuş, Uğur Dündar'ı pek sevmesem de son yıllarda gündeme getirmeye çalıştı (O da niye bu kadar bekledi, muamma) arkasından EKOVAR firmasından Basın Açıklaması geldi, orada yazılanlara göre bir tık daha profesyonel temizlik varmış, her şey kontrol altındaymış. Halen bitmek bilmeyen tartışmalar var. Bu konu öyle bir yerde ki, hani unutkan milletiz ya, bu nükleeri unutsak da o bizi unutmayacak. Bugün bu konuyu gündeme getiren herkese müebbet yazıp konuyu kapatsan da, yüzlerce yıl sonra yine haklı oldukları çıkacak. • Gaziemir zehir saçıyor | Nükleer santrali olmayan Türkiye'de neden nükleer atık var? Videoyu izlemek için tıklayınız • İzmir'in Çernobil'i: Gaziemir'de gömülü nükleer atıklar ne olacak? Videoyu izlemek için tıklayınız • Türkiye'nin "ÇERNOBİL'İNE" GİRDİK! | 2500 Kat Radyasyon Videoyu izlemek için tıklayınız • Kırmızı Alarm! Nükleer Çubuklar Türkiye'de! Videoyu izlemek için tıklayınız • Türkiye'yi Bekleyen Nükleer Atık ve Radyasyon Tehlikesini Arena Ekibi Ortaya Çıkardı! Videoyu izlemek için tıklayınız |
Gelsin yeni komplo teorileri... Hem işin içinde "bor" da var. Bir haftaya kadar yerli ve milli sosyal medya şarlatanlarının sıçmıklarını duymaya başlarız. |
Gelsin yeni komplo teorileri... Hem işin içinde "bor" da var. Bir haftaya kadar yerli ve milli sosyal medya şarlatanlarının sıçmıklarını duymaya başlarız. |
Tam haberle ilgili değil ama çağrışım yaptı, maalesef bizim de bir nükleer anomalimiz var: İzmir'in orta yerinde, Gaziemir, Emrez Mahallesinde toprağa gömülmüş halde duran radyoaktifimiz var. Cahil cühela bir kurşun firması (Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş.) 2000'li yıllarda Fransa'da radyoaktif atık olan kurşun çubuklarını, normal bir hurdaymış gibi ülkemize sokup, eritiyor. (Muhtemelen bunu doğru bir şekilde imha etmesi gereken Fransa, belki de bu imha maliyetinin 100'de 1 fiyatına elinden çıkarıp kurtulmuştur.) Çok ciddi iş kazaları oluyor, ellerine yüzlerine bulaştırıp bölgeyi terkediyorlar. Hatta bir damatları var, onun söylemine göre, yapmayın etmeyin demiş, onlar da kurşunla radyoaktif birbirini nötrler sıkıntı yok diyip, takmamışlar. Bu şirketin başındaki adam bu olaylardan bir süre önce ölmüş, çok ciddi miras bırakmış (2001'de haberler var 115 Trilyonluk miras diye geçiyor) bugünkü değerle çeyrek milyar dolara varan düzeyde. Türkiye'ye açtıkları zarar belki kat be kat daha fazla. Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir ihanet. Ama yaptıkları yanına kâr kalıyor. Devlet komik bir ceza kesiyor (aslında komik değil, kesilmiş en yüksek çevre cezası, komik ve trajik olan hiçbir şekilde kamu zararını kapatamayacak miktar), tabi ona da itiraz ediyorlar, işte Anayasa Mahkemesi'ne mülkiyet hakkı ihlali itirazında bulunuyorlar, AYM ihlal edilmediğine karar veriyor) Neyse, son durumda verilen cezanın tahsil edilip edilmediği bilinmiyor. Nükleer atık öyle pis bir şey ki miktarı ve yarılanma ömrüyle birlikte binlerce yıl varlığını sürdürebiliyor, yani bilim bu konuda çaresiz, onu yok edemiyoruz, bitmesini bekleyeceğiz. Tek çözüm, insanlığın olmadığı bir noktaya kalın beton duvarlarla o atığı gömmek ve bozunmasının bitmesini beklemek. 2007'deki raporda bölgede 100.000 ton radyoaktif atık olduğu, toprak ve yer altı sularında yüksek konsantrasyonlarda ağır metallerin bulunduğu rapor edilmiş. Zaten toprak bildiğin sürekli yanıp yanıp duruyor, illa ki yeraltı sularına karışıyordur, zaten bir yağmurla bölgeyi geziyor. Bu firmanın kurşunlarından yapılan aküler de kontamine olmuş durumda, yani o aküyü kullananlar da risk grubunda. Devletin bu aile üyelerini bulup tek tek konuşturması ve gerekirse bütün mal varlıklarına el koyması lazım, ayrıca uluslararası areneda konuyu gündeme getirip Fransa'dan ve olaya karışanlardan hesap sorup, tazminat istemeli. Bu olay ilk olduğunda AFAD'a haber veriliyor. Yetkililer inceleme yapıyor, rapor çıkarıyor. Sonra bir süre sessiz kalınıyor. Sonra çevre halkında şikayetler ve kanser vakaları çıkıyor. Toprak desen için için yanıyor. Sonra temizlik işlemlerine başlanıyor. "TURANLAR" isimli bir firma o arazinin hisselerini satın alıyor, onlar da süper cahillikle kazma kürekle temizlik yapmaya çalışıyor, işleri daha da kötü hale getiriyor, Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın konuyla ilişkin tespitleri var, karşılaşırsınız. Son yıllarda ise "EKOVAR" isimli geri dönüşüm firması var o da bir şey yapıyormuş, Uğur Dündar'ı pek sevmesem de son yıllarda gündeme getirmeye çalıştı (O da niye bu kadar bekledi, muamma) arkasından EKOVAR firmasından Basın Açıklaması geldi, orada yazılanlara göre bir tık daha profesyonel temizlik varmış, her şey kontrol altındaymış. Halen bitmek bilmeyen tartışmalar var. Bu konu öyle bir yerde ki, hani unutkan milletiz ya, bu nükleeri unutsak da o bizi unutmayacak. Bugün bu konuyu gündeme getiren herkese müebbet yazıp konuyu kapatsan da, yüzlerce yıl sonra yine haklı oldukları çıkacak. • Gaziemir zehir saçıyor | Nükleer santrali olmayan Türkiye'de neden nükleer atık var? Videoyu izlemek için tıklayınız • İzmir'in Çernobil'i: Gaziemir'de gömülü nükleer atıklar ne olacak? Videoyu izlemek için tıklayınız • Türkiye'nin "ÇERNOBİL'İNE" GİRDİK! | 2500 Kat Radyasyon Videoyu izlemek için tıklayınız • Kırmızı Alarm! Nükleer Çubuklar Türkiye'de! Videoyu izlemek için tıklayınız • Türkiye'yi Bekleyen Nükleer Atık ve Radyasyon Tehlikesini Arena Ekibi Ortaya Çıkardı! Videoyu izlemek için tıklayınız |
https://www.youtube.com/watch?v=Fu62k4K4sQ4 GODZİLLLAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA https://www.youtube.com/watch?v=OHcnKu0-1L8 aaaaaaa hayatınız için kaçın ![]() |
Kaju ciksa Turk milletinin yogun gundeminde 30 saniyeliik haber olur |
birilerinkacak olarak radyoaktif iceren atiklari çaktırmadan okyanusa atmış olmasin, bu olasılığı nasil elediler |
Acaba bu nükleer birikimler ülkelerin yıllarca okyonuslardaki lükleer denemelerin eseri olabilirmi.kendi suclarına kılıf hazırlıyorler. |
Anomaliler - yalnızca radyoaktif değil, yerçekimsel, elektromanyetik anomaliler de dahil - mevcut bilimsel modellerin test edilmesini ve bir konuda bilimsel anlayışın derinleşmesini sağlayabilir. Çünkü mevcut hakim modellerin hesaba katmadığı veya daha spekülatif modellerin, yeterince test edilmemiş bazı hipotezlerin öngördüğü değişkenlerden kaynaklanıyor olabilirler (gezegeni alt üst etmiş dahi olabilecek geçmiş bir süpernova gibi). |
depremi tetikleyici hareketler mi yani |
Nükleer deneme yapmıştır birileri |
Berilyum periodil tabloda yer alan 4 numaralı elementtir ,oldukça zehirlidir . Fizyon reaksiyonlarında oluşmaz uranyumun atom sayısına bakılırsa kolaylıkla anlaşılır . Bu yarılanma ömrü konusu bulunan kemik veya fosillerin geçmiş yıllarda kesin olmasa bile ne kadar önce yaşadığını bulmakta çok önemli bir veridir . Yarılanma ömrü kısa olan elementler karbon 14 gibi yakın zaman için kesinlik sağlarken ,yarılanma ömrü uzun süre element ve izotopları bizlere milyon yıllık mertebede daha net veriler sunar . Bu nedenle mesela 10gr bir madde yarılanma ömrü 1 gün ise ,ertesi gün 5 gr düşmektedir .Bir sonraki gün bunun da yarısına inmektedir 2.5 gr kalmaktadır . Biraz hokus pokus gibi ama maalesrf bozunmadan hiçbir madde kalamıyor Şimdi berilyım 10 izotopu 1,39 milyon yılda yarılandığı için geriye bakarak kaç yıl önce tam miktarda olduğı bulunarak kaç yıl önce yaşamış veya oluşmuş olduğu konusında bizlere uzun dönem analizi yapma şansı vermekteidir yine misal olarak 1,39 milyon yıl x 2 süresinde bu element bugün bulduğunuz oranon 2 katı olacağı için mesela 500milyon yıl önce hangi dinazor yaşıyor hangisi daha önce veya sonra olarak tarihlene bilmektedir . Dünya koşullarının çok eski zamanda nasıl olduğu konusunda bize bir pencere açmaktador ,bunu karbon 14 ile tespit edebilmek güç olurdu https://radiopaedia.org/articles/beryllium |
https://www.youtube.com/watch?v=e-jkK6an_2o&feature=youtu.be |
mesela MR çekimlerinde boyalı madde uygulamasında MR cihazının maddeyi takip edilebilmesi için yarılanma ömrü çok kısa olan Gadolonyum maddesi yarılanma ömrü 1.5 saat kadardır . Kabaca her 1.5 saatte vücuda enjekte edilen madde yarısı yok olur mesela 4 gr bu madde verilse ki miktarı tam bilemiyorum ilk 1.5 saatte 2 gr kalır ikinci 1.5 saatte 1 gr kalır üçüncü 1.5 saatte 0.5 gr kalır dördüncü 1.5 saatte 0.25 gr diye azalarak gider yani 6 saat içinde vucudunuzdaki miktar damardan verilmesine rağmen 4 grdan 0.25 gr ma düşer kabaca çok hızlı yok olur diyebiliriz Peki bozunma süresi uranyum gibi çok uzunsa yaşamınız boyunca yarılanmadan vucutta kalır anlamına gelir Dünyada nükleer kirlenme ile ölen bir kişinin milyonlarca yıl sonra bile kalan radyoaktif madde miktarına bakarak kaç yıl önce dünyada bu etkiye maruz kaldığı gelecek ırklar için bir veri olarak değerlendirilebilecektir .Hiçbir yazılı bir şey kalmasa dahi kaç yıl önce bir medeniyet var olmuş ve ne nedenle ölmüş olduğu, radyoaktif madde yarılanma ömrüne göre tespit edilebilir .Kesin kanıttır |
Tunus gibi bir ülkenin dahi patatesleri iade ettiği bir ortamda Tunuslu vatandaşlardan daha değersiziz.Bunu öncelikle anlayıp kabul etmemiz gerekiyor. |
1. sayfa
Uluslararası araştırma ekibi, okyanus tabanından alınan örneklerde, kozmik ışınların atmosferle etkileşimi sonucunda oluşan berilyum-10 izotopunun beklenenden çok daha fazla bulunduğunu tespit etti. Berilyum-10, atmosferde oksijen ve azot (nitrojen) atomlarının yüksek enerjili protonlarla çarpışması sonucu oluşuyor ve yaklaşık 1,4 milyon yıllık yarı ömre sahip.
Araştırmacılar, bu radyoaktif izotopun büyük miktarlarda birikmesinin, okyanus akıntılarındaki büyük değişimlerden ya da kozmik olaylardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor. Özellikle, on milyon yıl önce Dünya'nın daha yoğun kozmik ışın bombardımanına maruz kalmış olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Bununla birlikte araştırmacılar, yapılan keşfin deniz tabanındaki jeolojik kayıtları daha iyi tarihlendirmeye yardımcı olabileceğini ve Dünya’nın kabuğunun milyonlarca yıllık evrimini daha hassas şekilde incelemeye olanak sağlayacağını düşünüyor.
Ayrıca Bkz.Şimdiye kadarki en yüksek enerjili nötrino tespit edildi
Radyoaktif izotoplar genellikle arkeolojik ve jeolojik örneklerin tarihlendirilmesinde kullanılıyor. Ancak yaygın bir yöntem olan radyokarbon tarihleme, yalnızca 50.000 yıla kadar olan örnekleri doğru bir şekilde tarihleyebiliyor. Bunun ötesine geçmek için ise berilyum-10 gibi daha uzun yarı ömürlü izotoplara ihtiyaç duyuluyor. Berilyum-10’un 1,4 milyon yıllık yarı ömrü, bilim insanlarına zaman içinde çok daha geriye gitme imkânı tanıyor. İzotop, bozunarak bor-10’a dönüşüyor ve bu süreç, jeolojik örneklerde izlenerek Dünya’nın tarihine dair önemli bilgiler sağlıyor.
Anomalinin iki açıklaması var
Bu olağandışı birikimin nedenine dair iki ana teori öne sürülüyor. Bunlardan ilki okyanus akıntılarıyla ilgili. O dönemde okyanus akıntılarında köklü değişiklikler yaşanmış ve bu da Pasifik Okyanusu’nun derinliklerinde normalden fazla berilyum-10 birikmesine yol açmış olabilir. İkinci teori ise kozmik bir olaya işaret ediyor. Bilim insanları, yakın bir süpernova patlamasının veya yoğun kozmik ışın dalgalarının, yaklaşık 10 milyon yıl önce Dünya’yı etkileyerek atmosferde daha fazla berilyum-10 üretmiş olabileceğini düşünüyor.
Eğer benzer radyoaktif anomaliler diğer okyanuslarda da tespit edilirse, bu durum olayın küresel bir fenomen olduğuna ve bir astrofiziksel olayın Dünya üzerindeki etkileriyle bağlantılı olabileceğine işaret edecek. Bilim insanları bu “anomaliyi” deşifre edebilmek için daha fazla inceleme yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Kaynak:https://futurism.com/huge-radioactive-anomaly-pacific-ocean
Haberi Portalda Gör