Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
7
Cevap
463
Tıklama
5
Öne Çıkarma
Minimalizm
P
7 yıl
Yarbay
Konu Sahibi

Son günlerde Netflix'te izlediğim bir belgesele göre...

Sahip olduğumuz eşyalar, kitaplıklarımız, arabalarımız , kocaman evlerimiz, koleksyonlarımız hepsi bizi uyuşturuyor. Ne kadar çok şeye sahip olursak hayattan keyif alabilmemiz o derece zorlaşıyor çünkü bildiğiniz gibi insanın alışma denen bir laneti var. Dün mağara adamlarıyken ateşi bulduğumuzda deli gibi sevinirken bugün milyoner şarkıcılar bir tarlanın ortasında kendini karnından vurarak intihar edebiliyor.

İnsanın bu döngüyü kırabilmesinin tek yolu ise ihtiyacı olmayan herşeyden kurtulması. Yeterli büyüklükte boş ferah bir ev. Ivır zıvır yok ayda yılda bir kullandığımız bakmak dışında bir işimize yaramayan ve aslında bizi boğan eşyalar yok. Var olan tek şey ferahlık ve boş , tatminsizlik içinde kıvranmayan nefes alan bir zihin ?

Ne düşünüyorsunuz bu konuda ? Sizcede birşeylere sahip oldukça mutlu olacağımıza tersine mutsuzlaşmıyor muyuz 500 yıl önce kralların bile sahip olmadığı imkanlar elimizin altında olmasına rağmen hangimiz hayattan gerçek anlamda keyif aldığını iddia edebilir ki ?





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 10 Temmuz 2017; 22:50:27 >

K
7 yıl
Yarbay

Konunun ilk paragrafını okuyunca aklıma direkt Fight Club (1999) filmi geldi. Onda da benzer eleştiriler mevcuttu yanlış hatırlamıyorsam. Neyse.

Safkan tüketim odaklı bir yaşam tarzı olunca mutluluklar da bir o kadar geçici oluyor. Şunu alacağım bunu edeceğim diye düşünüp o şeyi satın aldıktan sonra o şeyin verdiği mutluluk göz açıp kapayıncaya kadar yitiyor. O yüzden üretmek tüketmek kadar keyifli olmasa da daha uzun vadeli mutluluklar sağlayabiliyor.

Bir de şöyle bir durum var. Sahip olduğun şeylere ne kadar kolay ulaşabilirsen o kadar değersizleşiyor. Değersiz bir şeye sahip olmak da mutlu etmiyor. Bir şeye çabalayarak, birtakım zorlukları atlatarak sahip olunca değerini daha iyi anlıyorsun. Tabi burada bir genelleme yaptık. Her ulaşılması zor olan, sahip olmak için çabalanan şey mutlu edecek diye bir şey yok. Ama genel olarak böyle. Yani aklınızda birtakım örnekler canlanmıştır diye umuyorum.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 11 Temmuz 2017; 7:35:1 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

A
7 yıl
Yarbay

mutluluğa önem verirsen mutlu olamazsın. çünkü bu çağda çok uluslu dev şirketler mutluluğu tekeline almış durumda.
çeşitli reklamlarla mutluluğun alınıp satılabilen materyal bir olgu olarak piyasaya sunuyorlar. bunlara kanan kitle yığınları özellikle gençler mutluluk peşinde koşarak en verimli yaşlarını zevklerinin peşinde koşarak harcıyor. kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmayacağı gibi, kılavuzu mutluluk olanın da burnu pislikten kurtulmaz

örnek: prozac'ın pazarlanma stratejisi:
http://www.bbc.com/turkce/haberler/2013/04/130410_prozac_25

< Resime gitmek için tıklayın >



G
7 yıl
Yüzbaşı

Napalım her şeyden vazgeçip bir Lamaist Budist gibi Nirvanaya ulaşmaya falan mı çalışalım?



K
7 yıl
Çavuş

Minimalizm teknoloji bağımlılığına da karşı. Minimalist adamlar uzun sure internet telefon bilgisayar kulanmıyor



< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >

P
7 yıl
Yüzbaşı

Minimalist bir insan olmaya çalışarak bulunduğum durumdan şuan memnunum. Çünkü sahip olacağım şeylerin ileride kölesi olacağımın farkındayım. Hayatta gerek olmayan ve sırf heves uğruna veya mutluluğu ona adayarak bir şey yapmamaya çalışıyorum. Gereksiz şeyleri alarak boşu boşuna araç olan paranın kölesi oluyoruz.



G
3 yıl
Çavuş

Bende konuyu hortlattım ama bu videoda ve bu kanalın videolarında minimalizm işleniyor. okumaktan sıkılanlar podcast gibi dinleyebilir belki
https://www.youtube.com/watch?v=LgiUhmRCpgQ&feature=youtu.be



Ö
3 yıl
Yüzbaşı

120 milyon insanı idare etmek için uydurulmuş gibi geliyor (japonya)
Ama minimalistim diyebilirim.



DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.