iyi güzel diyorsunuzda bir kaç model hariç yerlilik oranlarına bir bakın bakalım; "yerli" sandığınız araçların camları ve lastikleri harici ne kadarı yerli? aracın motorundan ,cam açma kapama düğmelerine, krikosundan, koltuklarına kadar gemiyle gelip burada bir araya getiriliyorsa kusura bakmayın ben o araca yerli araç demem. sonuçta bahsetiğim parçalar için gene bütçemizden dışarıya nakil yapılmakta; hadi yapılmadı diyelim; tofaş( italya) otosan ( amerika) oyak renault ( fransa) hyundai assan (g.kore ) ,honda( japonya) bu yerli gibi görünen şirketler yıl sonunda karlarının büyük kısmını doğrudan firmaların ana vatanlarına aktarıyorlar. tamam istihdam konusunda bir şey diyemem ama genelde bakıldığında; söz gelimi bir honda civic almakla bir wv jetta almak arasında ülke için çok fark eden bir şey yok. hondanın dediğim gibi belki camları yerlidir gerisi tamamen ithal parça zaten. genel toplamda dışarı giden para değişmiyor. milli düşüneceksek; işin siyasi yönüde var. malum ülkelerin teröre açıkça destek verdiği aşikar. hatta bu aşikar ülkelerden 2 tanesi ülkemizde de üretim yapmakta. araç tercihimizde bunuda göz önünde bulundurmalıyız mesela. bu bence yerli araba almaktan da daha önemli milli açıdan. kısaca küreseleşen dünyada biz yüzdeyüz Türk arabası üretmedikçe ( ar-ge sinden banttan çıkıncaya dek geçen her aşamada tamamen sermaye-işçilik mühendislik olarak Türk) yerli araba alın demek bence çok da doğru bir yaklaşım değil. hayırlı günler. |
Çok güzel hoş demişsinde yerli malı nedemek? Kendi memleketinde üretmişsin , markanı koymuşsun hepsi tamamen senin memleketinde kalan bir emek ve sermayedir. Bu renault aracı aldım yerli üretim sen sanıyormusun ki bu araç 30 milyarsa 30milyarıda bu memlekette kalıyor? Buna YERLİ ÜRETİM DEĞİL YERLİ MONTAJ DENİR. Tıpkı Mondial motorların yapıldığı gibi... Yerli üretim ile yabancı üretimi ayırmak gerekir. Sizin dediğinize göre Pierre Cardin almalıyız havlularda neden Denizlide üretiliyorda ondan... |
Vallahi şu devirde ekonomiden çok kendimi düşünüyorum. Artık öyle duruma geldik ki kim kurtarırsa o rahatlıyor. O yüzden ekonomiyi değil kendimi düşünüyorum. Eskiden olsa eyvallah derdim ancak şu zamanda buna YOKUM diyorum... |
Bu yazının altına imzamı basarım. Ülkede adı tamamen TÜRK olan bi firma yoksa araba yerli üretim olmuş ne farkeder. Accent Era. Firmanın kökeni neresi Kore. Eeee yerli malı nerde. Lastikler yerli malı. Bravo. Helal. Ne milletmişiz be. Koskoca arabayı yapabilecek beyinler var ama destekleyen yok. Destekleyen devlet yok. Varsa yoksa vergi. Varsa yoksa vergi. Arabayı kapının önğne çektin. Al sana günlük 7 YTL. Power diyorum bu duruma. Artık bu powerın önüne ne getirirseniz. Ya arkadaş bi haberde de görmüyorum ki "Hükümet yerli araç üretimini destekleyecek ilk adımı attı. Kocaeli'de yeni bir fabrika yaptıracak. Yap işlet devret sistemi olacak." diye bişey daha 19 yıldır duymadı. Hadi bu belki saçma gelir yap işlet devret sistemi ama bu bile bir adımdır. Nasıl belediyeler bazı şeyleri o şekilde yaptırıyorsa hükümette yapsın. Zarar mı eder. Hayır. |
Dün gece bu başlığı açtıktan kısa bir süre sonra her nedense konu kitlendi, üyeliğim de donduruldu. Ya ben birşeyleri yanlış yaptım ya da birilerini rahatsız ettim. Hala nedenini öğrenemedim ama sağolsunlar konu ve üyeliğim tekrar aktif hale getirildi. Ben doğru bildiklerimi söylemiştim sadece. Gelen yorumlara istinaden şunları da paylaşmak isterim : Güvenlik - kalite - fiyat - görünüm - servis kalitesi gibi pekçok konuda eğer yerli üretim modellerimiz, dengi olan ithal araçlardan geriyse tabiki unutun onları. Ama inanın değiller, bu sadece yıllarca bize araba diye yutturulan tenekelerin bıraktığı kötü bir miras. Yanlış bilinen bir konu da yerli üretimin ne kadar yerli olduğu. Keşke bizim, herşeyiyle bizim olan bir otomobil markamız, modelimiz olsa. Ama yok. (Herşeyiyle bizim kalan zaten ne kaldı ki...) Üretimde kullanılan yerli parça oranını yükseltmek çabasında olmamız lazım en azından. Bu konuda da inanın sanıldığı kadar geri değiliz. Öğrenebildiğim kadarıyla modele göre %80'lere kadar çıkılmışlar var, ortalaması da sanırım son dönemde %60'lar civarında ve hızla artıyor. Marka bazında ulaşabildiğim bazı bilgiler : -'Taşıt Araçları Yan Sanayi Derneği (TAYSAD) verilerine göre .... 1997 yılında ana otomotiv firmalarının araç üretimi için satın aldıkları toplam parça oranı gümrük birliği öncesinde yüzde 80’ler civarında olurken, 1997 yılında bu oran yüzde 49, 2002 yılında ise bu oran yüzde 22’lere kadar geriledi. Ancak ekonomik krizin etkilerinin yavaş yavaş atlatılması ve Türkiye’de üretim yapan otomotiv ana sanayicilerin yeni modellerinde yerli yan sanayicilerle işbirliğinin artmasıyla bu oran yüzde 50’lere kadar çıkmış durumda. Ancak bu oran yine de yeterli görülmüyor. TAYSAD Başkanı Ömer İltan Bilgin’e göre bu oran yüzde 75’e kadar çıkarabilmeli.' (Ocak 2006,http://www.bursaekonomi.com.tr/default.asp?page=newsopen.asp&opennews=259&qmshow=215 ) -'Renault Genel Müdürü Alain Gabillet : "Şu anda yerli parça kullanım oranımız yüzde 60-65 dolayında. Bu oran yüzde 80'e çıkacak." .... Bursa'daki üretimde yerli parça oranını yüzde 80'e çıkarma hedefi, Fransız Renault'un Başkanı Carlos Gohsn'un 1.5 yıl önce açıkladığı 2009 Kontratı'nın planları arasında varmış.' (14 Eylül 2007,http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=7284408&yazarid=44 ) -'Üretimde kullanılan yerli ve ithal parçalar konusunda da yanlış bilgiler var. Kamuoyu üretimde ithal parça oranının yüksek olduğunu zannediyor . Yerli parça oranının yüzde 80'lere kadar çıktığı bilinmiyor. ' (17 Aralık 2007,http://arsiv.sabah.com.tr/2007/12/17/haber,8023B500E01144D6AB699C691031BDC6.html ) -'Ford Otosan'da yerli parça kullanımı oranının yaklaşık yüzde 5 oranında yükseldiğini de belirten Ford Otosan Genel Müdürü Turgay Durak, "Oranlar Connect'te yüzde 70'e, Transit'te yüzde 80'e, ihraç edilen Transit'te yüzde 60'a, kamyonlarda ise yüzde 70'e çıktı" diye konuştu. ' (05 Ocak 2007,http://www.nethaber.com/Ekonomi/8296/Otomotivciler-buna-inaniyor-Secimler-canlilik ) -'Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş (Toyota Türkiye) Üst Yöneticisi (CEO) Tamer Ünlüer: Yerlileştirme oranımız Avrupa kaynaklı parçaları da dikkate aldığımızda yüzde 95 seviyelerinde.” Ünlü, sadece Türk yan sanayi ürünü olan parçalar dikkate alındığında, yüzde 50-60 gibi bir yerlileştirme oranından bahsetmenin mümkün olduğuna işaret ederken, “bu oran, modelden modele de farklılık gösterebilmekte.' (09 Şubat 2008 ,http://www.etkinpatent.com/habervizyon/yazi_goster_ortak.php?w=istanbul&e_id=32414 ) Umarım bu konuya ilgi duyulur ve yerli üretim araçlarımızın özellikleri, kaliteleri ve ekonomimize katkıları konusunda hareketli bir konu başlığı oluşturmuş oluruz. Bazılarına verdiğim rahatsızlıktan dolayı da özür dilerim. Saygılarımla. |
Peki yerli firmaların da vergi kaçırma oranının yabancı yatırımcılara oranla daha yüksek olduğunu hesaba kattın mı? Onu katarsan kaç tane yerli üretime para verebilirsin :) |
yerli montaj diyecektin herhalde |
Dostum heryerde kalite aynı diyorsun da nerde aynı kalite var söyler misin?Öyle bir kaç yerde okumakla olmuyor bu işler.Yaşayan bilir.Yapılsın aynı kalitede alalım.Alnımın teriyle kazandığım parayı,iyi kalite almak varken verdiğim 10 liranın 9'unu yabancı 1'ini ülkem kazancak diye de reno'ya filan para Vermem! Ayrıca EURO N-CAP'da 5yıldız almayan araba kaldı mı ki? Kore arabaları bile alıyor artık 5 yıldızı.Bunlar kısmen kalite unsurudur.Bunun yanında daha başka kriterler de vardır onları da 2saat burda açıklamayım.. |
Renault Megane, Fiat Linea, Toyota Auris, Honda Civic gibi yerli modellerimiz varken Opel Astra, Volkswagen Jetta, Golf, Peugeot 307, Citroen C4, ithal Fiat Bravo, ithal Ford Focus, Seat Leon ve benzeri ithal modelleri, veya -Renault Clio III, Symbol, Fiat Albea, Hyundai Accent Era gibi yerli modellerimiz varken Opel Corsa, Volkswagen Polo, Peugeot 207, 206, Citroen C3, ithal Ford Fiesta ve benzeri ithal modelleri veya - Fiat Doblo, Fiorino, Ford Transit Connect gibi yerli ticarilerimiz varken Opel Combo, Volkswagen Caddy, Renault Kango ve benzeri ithal modelleri bu oranlarda tercih ediyor olmamız ne supermis bu ya yerli modellerimiz var abla icerde cok guzel taze taze der gibi..meger butun dunya turk mus te haberimiz yokmus..Hepsi ayni yere gidiyo sen sıkma canını rahat ol.. |
Einstein’ın dediği gibi ‘Önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan daha zor’ , biliyorum ama; 20-30 sene geriden gelen teknolojiyle üretilmiş, son dönemlerinde bir bizim, bir de yanılmıyorsam bizden ithal eden Mısırlıların kullandığı Hacı Murat’la, dünyayla aynı anda ülkemizde de üretim bandına çıkmış, 4 kıtada 100’e yakın ülkeye ihraç edilen Megane’leri, Clio III’leri, Clio Grand Tour’ları, Toyota Auris’leri, Fiat Linea – Doblo – Fiorino (Peugeot Bipper, Citroen Nemo)’ları, Ford Transit Connect’leri aynı kefeye koyuyor ve üstüne beni sözde ‘hacı murat forewer’ demekle suçluyorsunuz ya arkadaşlar, pes yani… Hadi diyelim ki ben hiiiiiiç anlamıyorum ülkemizde üretilen bu araçların kalitesini, hepsi aslında dandik, tukaka şeyler; iyi de 2007 yılında ülkemizde üretilen 1.132.000 aracın ihraç edilen 830.000 adedini (%73) satın alan, çoğunluğu Avrupalı, 4 kıtadaki 100 farklı ülkenin insanı da mı anlamıyorlar bu araçların kalitesini ? Elmayla armutu karıştırıyoruz sanırım biraz. Eğer sizin şahsi olarak ihtiyacınız bazı ekstra özellikleri nedeniyle, mesela VW Passat veya Audi A4-5-6 veya Opel Vectra gibi dengi şu an ülkemizde üretilmeyen üst sınıf bir araçsa, tabiî ki tercihiniz bu modeller olacaktır. Ama ülkemizde üretilen, kendi sınıfındaki kalitesi yapılan ciddi ihracatla kanıtlanmış araçlar varken, çok benzer özelliklere sahip satış ve servis teşkilatına bırakılan düşük karlar dışında ülkemiz ekonomisine 0 (sıfır, neresinden bakarsanız bakın sıfır) katkısı olan ithal modelleri bu kadar yüksek oranda tercih ediyor olmamızın anlamı nedir? İthal Ford Focus fanatiği arkadaşlar, şu an kullandığınız arabalar çok iyi araçlar, doğru, iyi de 1993’de Kocaeli’nde üretilen Ford Escort’lar kendi dönemleri için kötü araçlar mıydı? Yarın aynı fabrika Ford Focus’u üretmeye başlasa (keşke !!!) sevinmeyecek misiniz, yoksa yerli üretim olduğu için kötü bir araç olduğunu mu düşünmeye başlayacaksınız? Halen ‘efsane model’ olarak tanımlanan 1993-1998 model Toyota Corolla’lar Adapazarı’nda üretilmedi mi, 1992-1993 yılında Japonya’dan ithal gelen aynı kasa Corolla’lar halen ayakta da, Adapazarı’ndan çıkanlar döküldü mü, hurdaya mı çıktı? Opel’in şu an ithal getirdiği araçlar çok iyi de, ekonomik krizde kapatıp gittikleri İzmir Torbalı’daki tesiste üretilen Vectra A-B, Astra ve Corsalar kendi dönemleri için kötü araçlar mıydı? Polonya’dan ithal edilen yeni Astra Sedanlar, 2008 yılında hala ithal edilen 1998 dizaynı Astra Classic’ler, Arjantin’den ithal edilen Citroen C4 Sedanlar, İran’dan ithal edilen Peugeot 206 Sedan’lar çok kaliteliler, ama ülkemizde üretilen Megane’ler, Clio III’ler, Auris’ler, Civic’ler, Hyundai Acent Era’lar kalitelisiz öyle mi? Keşke her şeyiyle bizim olan bir markamız, modelimiz olsaydı tabiki. Ama dünyaya baktığınızda Toyota, GM, Ford, VW gibi uluslararası dev markaların ARGE bölümleri dışındaki yeni üretim tesislerinde de artık yapılan şey plakalar halinde gelen sac ve çeliğin işlenerek aracın kasasının imali ve çoğunluğu adını pek duymadığımız başka yan sanayi firmalarınca üretilmiş olan parçaların montajından ibaret. Farklı fabrikalarda da tek başına motor, tek başına şanzıman gibi diğer aksamlar üretiliyor. Aynı motoru, vites kutusunu, fren sistemi parçalarını bambaşka markalar üzerinde görebiliyorsunuz, hatta aynı fabrikadan çıkan ve özünde aynı olan ama etiketleri farklı Fiat Fiorino, Peugeot Bipper, Citroen Nemo gibi araçlar bile görebiliyorsunuz. Tüm dünyada montaj tesisleri haline dönüşmüş olan bir sanayiyi, kendi ülkemizde olunca neden kötülüyoruz? Kaldı ki, ülkemizde sözde sadece montaj yapan markaların yine ülkemizde motor ve aksam üreten tesisleri de yok değil. Direkt markalara veya yan sanayiye ait faaliyette ve yatırım aşamasında olan bu şekilde onlarca, yüzlerce tesis var. Yeni ekonomik düzende bence yerliliğin en önemli göstergesi olan üretimde yerli parça kullanım oranı model bazında % 80’lere ulaşmış, genel olarak %60’lar civarında ve hızla artmaktayken (Renault 2009 hedefi %80), ben bu araçları neden ‘yabancı’ göreyim? Çoğunluğu yerli–yabancı ortak sermayeli, yanılmıyorsam sadece biri tamamen yabancı sermayeli bu tesislerden yıl sonunda karın bir kısmının sermayedarlar tarafından ülke dışına çıkarılmasından normal ne olabilir. Ancak otomotiv sanayi bu tarz kar transferlerinin en az olduğu, oluşan karın genelde ülke içinde yeni yatırıma dönüştüğü bir sektör. Sanırım bunu en güzel, fabrikaların kurulu olduğu Bursa, Adapazarı, Kocaeli gibi illerde yaşayan arkadaşlar görüyor, hissediyordur. Dışarıya giden son derece sınırlı bir kar transferine takılıp, bu şirketlerin ülkemizin dış işlemler açığı nedeniyle sömürülen sorunlu ekonomisine İSTİHDAM, İHRACAT, VERGİ GELİRİ, TEKNOLOJİ TRANSFERİ, REKABET GÜCÜ ETKİSİ gibi konularda sağladığı önemli katkıları neden görmezden gelelim? Yan sanayisi ile birlikte 250.000 Türk işçisine iş, 1.000.000 kişinin ailesine ekmek sağlayan, önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde istihdamını da üretimini de ikiye katlayıp 2.000.000 adet üretim, 1.500.000 adet ihracatla ülkemizi dünyanın ilk 10 büyük otomotiv ülkesi arasına sokmayı hedefleyen, Türkiye’deki en büyük 500 sanayi kuruluşu listesinin hep en tepelerinde olan, 2007’de 20 milyar doları aşan ihracatla tek başına ülkemizin toplam ihracatının neredeyse dörtte birini yapan bu sektörün de, bu fabrikaların da, bu marka ve modellerin de, ne kadarının yerli yabancı olduğuna bakmadan benim başımın üstünde yerleri var. İthal marka-model fanatiği ve yerli üretim araçların hala tenekeden ibaret olduğu önyargısından kurtulamayan arkadaşlar; sizler cebinizdeki parayı hangi model araçlara harcayacağınızda tabiî ki serbestsiniz. Benimkisi sadece az bilinen ve saklanan bazı gerçekleri dile getirme çabası. İşsizlikten, milli ekonominin, milli sanayinin, milli tarımın çöküşünden yakınırken; her yönüyle rekabetçi yerli üretim modeller yerine benzer araçlar için ülkemden milyar dolarlar çıkmasını kabullenemiyorum. Kendi kendine yetebilen bir ülkeyken, şimdi kendine yetecek kadar pirinç, buğday bile yetiştiremez hale gelen ülkemde; bu araçlar üretiliyor olmasaydı, ithal araçların şu anki cazip fiyatlarla değil çok daha yüksek bedellerle satılıyor olacağını, pek çoğumuzun cebinde de şimdiki kadar para da olmayacağını düşünüyorum. Her neyse, gelen yorumlara baktığım zaman ‘ben çok takmışım bu konuya, yanlış olan benim’ diyorum, ama aldığım iktisat eğitimi de tam tersini söylüyor bana. ‘En güzel günler, henüz yaşamadıklarımızdır’. Umarım... Saygılarımla. Not 1: Türkiye'de üretim yapan ve yerli parça kullanım oranının yüksekliği ve hızla daha da yükseliyor olması nedeniyle benim yerli modeller olarak gördüğüm bu araçların ve üretici firmaların pekçok konuda eksiklere, hatalara sahip olduğunun da farkındayım. Örneğin üretim adedi ve maliyet avantajına rağmen Symbol, Albea, Palio gibi bazı yerli modellerin neden Dacia Logan, Chevrolet Aveo (sıkıntıya giren Koreli Daewoo'yu satın alan GM'nin, Kore üretimi araca Amerikalı Chevrolet etiketi yapıştırıp Amerikan arabası imajıyla gazladığı model) benzeri ithal araçlara karşı gerçekten rekabetçi bir fiyatla piyasaya sunulmadığı gibi, Adapazarı'nda üretilen 1.8 motorlu Corolla Sedan'ın, 2.0 - 2.2 motorlu Auris'in, daha yüksek donanımla ihraç edilen Megane'ların iç piyasaya da neden sürülmediği gibi eleştirilecek pekçok nokta var. Ama bunların hiçbiri ülkeme katkı sağlayan bu marka ve modelleri sahiplenmeme engel değil. Not 2: Gene çoooooook uzun oldu, özür dilerim. Meraklılar okur artık ne yapalım. |
emeğine sağlık yasaryasaryasar. forum içerisinde aynı görüşleri yazınca aforoz edildim..vay efendim yabancılar fabrika kurmuş onlar nemalanıyormuş... kısmi olarak doğrudur. peki bu işletmelerde çalışan işçiler de ithal mi acaba?yan sanayi tedarikçieri? peki bu kuruluşlara hzmet veren taşeronlar? bu kadar kayıt altındaki alışverişten devletimiz hiç mi vergi alamıyor? ben yaklaşık olarak 10 yıldır otomotiv yan sanayinde çalışıyorum.bmw,ford,wv,france renault,cummins, caterpillar,volvo,scanıa,için piston, pim ve gömlek üreten dereli grubu satış yaptığı bu firmaları türk firması mı yapar?lassa(bridgestone den ayrıdır)satış yaptığı yabancı markaları türk mü yapar? renault bursa dan giden motor blok,piston ve gömlekler dacia yı yerli mi yapar.el insaf bosh çerkezköy fabrikasının tamamı wv elektrik tasisatını yapıyor,bosh bursa common rail enjektörleri bütün avrupaya gönderiyor, akyazı yazakiSA ford, psa,DAF için elektik tesisatı,grammer ford içim koltuk üretiyor. hayranlıkla aldıkları %100 alman, fransız,japon....( menşeileri çoğaltmak mümkün) memleketimin hammaddesi ve işçisinin emeği ile yapılan malzemeler barındırdıklarından bihaberler. gönül isterdi ki %100yerli üretim bir otomotiv sanayimizin olmasını. alınan her yabancı araç türkiyede sadece distribütörü ve servislerine faydası var.yerli montaj olan her araçta mühendisimiz-işçimiz, dolaylı olarak nakliyecimiz, yemekhane-temizlik taşeronumuz(taşeronluğa karşıyım ama sistem böyle işliyor) ekmek yemiyor mu? dövizlerimizi, birikimlerimizi yabancılara kaptırmaya ne kadar meraklı hale geldik farkında değiliz. bu zihniyetle 500 milyar dolar borç az bile.... Allah sonumuzu hayır etsin inşallah.dedelerimizden kurtarılmış bir vatan devraldık ama maalesef torunlarımıza hacizli bir vatan bırakacağız.uyanalım artık.... |
Aman dostum böyle bilgiler verme, yorumlar yapma. Seni de beni de mimlemişler zaten, tenhada kıstırma peşindeler... Ben aslında otomotiv sektörünün tamamen dışındayım, hiçbir zaman da olmadım, iktisat eğitimi aldım. (Keşke ülkemizde üretilen araçları satan bir firmanın bayisinde satış yetkilisi olsaydım, yerli üretim modellere ikna ettiğim her müşteri bana apayrı bir keyif verirdi...) Büyük otomobil fabrikaları ve sektörün genel durumu konusunda internetten bilgi bulabiliyorum. Ama sizin örneklerini verdiğiniz gibi yan sanayimizle ilgili, hem de bazılarının öve öve bitiremediği ithal araçların yurtdışındaki üretimlerine bile parça sağlayan yan sanayimizle ilgili çok fazla bilgi bulamadım. Eminim ki o konuda da hiç farkında olmadığımız, duyunca şaşırıp inanamayacağımız nice başarılar söz konusudur. Bilgilerinizi burada paylaşmaya devam ederseniz sevinirim. Milli ekonomiye, sanayiye, tarıma sahip çıkmayı siyasi anlamda kafatası milliyetçiliğiyle eş tutup karalayanlar, cebinde ithal ürünlere verecek şahsi parası olan ama ülkemizin ithal ürünlere verecek bu kadar çok parası olmadığının farkında olmayan veya umrunda olmayan pekçok arkadaşımız var. 'Ülkemizde üretilen yerli araçların hala hacı murat kalitesinde, ithal gelenlerin hepsinin de gurbetten yazın tatile gelen Almancıların imrenilerek bakılan Mercedes'leri ayarında' olduğu, 'yerli üretim denilen şeyin aslında tüm parçaları ithal edip, ülkemizde sadece montaj yapmak, toplanan tüm parayı da çuvala doldurup yurdışına çıkarmak olduğu' önyargısı var. Kolay kolay da kırılacak gibi görünmüyor. İktisatçı gözüyle en basit anlatımıyla; X bir marka ülkemize gelip otomobil üretimne başladığında: 1-Yatırım ve sermaye sıkıntısı çeken ülkemize bir anda asgari 1 milyar dolar kaynak girecek 2-Fabrikanın inşaası ve üretime geçtikten sonraki üretim, nakliye gibi faaliyetler sırasında 5-10 bin insanımız iş bulacak 3-Şu an sanırım ortalama %60'lar civarında olan yerli parça kullanımı seviyesine ulaşırken yan sanayinde ilave birkaç bin insanımıza iş imkanı doğacak 4-%60'lar civarındaki yerli parça kullanımı, üretilen her araçtan ülkemize ciddi bir gelir bırakırken, aynı parçaların X firmasının yurtdışındaki fabrikalarına da ihracının yolu açılacak 5-2007'de gerçekleşen ortalam oranla üretimin %73'ünün ihracatı durumunda, ülkeye ciddi bir döviz girdisi sağlanacak 6-Vergiyi çok seven devletimiz yıl içinde stopajlar şeklinde, yılsonunda ortaya çıkan, tamamı kayıt altında olan net kar üzerinden %30-40 civarında kurumlar vergisi olarak vergi sağlayacak 7-Yatırım yapılmasaydı bu X markayı ithal ederken yurtdışına çıkacak olan paramız ülkemizde kalacak 8-Tüm bu faaliyetler sırasında dönen para, bankacılık sistemimize gelir sağlayacak 9-Sanılanın aksine tüm gider ve vergilerden sonra kalan karın çok sınırlı bir kısmı sermayedar yabancı tarafından yurtdışına transfer edilecek, çok büyük bir kısmı ise (şimdiye kadarki firmalarda olduğu gibi) fabrikanın büyültülmesi, yeni üretim bantları açılması gibi ilave yatırımlarla ülkede kalacak 10-Yerli üretim seçeneklerin ve rekabetin artması, ithal araçların ülkemizde yabancıların istediği fiyatla değil, gerçek piyasa fiyatlarıyla satılmasını sağlayacak 11-Sıksık girdiğimiz ekonomik kriz ve develüasyonlarda, bir anda fırlayan araç ve yedek parça fiyatlarına kısmi de olsa bir denge etkisi sağlanacak 12-Gerçekleşen ARGE ve teknoloji transferi çalışmaları, hepimizin istediği 'herşeyiyle yerli, bizim otomobil markamız'a ulaşma yolunda güçlü adımlar olacak. Daha sayılabilecek onlarca fayda varken, bazı çok bilen arkadaşların 'sanki bunlar gerçekten yerli mi, bunlara verdiğimiz para da yurtdışına çıkıyor zaten, hepsi kalitesiz araçlar' diyerek kestirip atmaları ne kadar üzücü... 2007 yılında 1.132.000 araç üretilen ülkemizde üretimin %73'ü olan 830.000 (dile kolay 830.000) adet araç çoğunluğu Avrupa olmak üzere 100'den fazla ülkede alıcı bulurken, ne yazık ki bu rakamlara tam zıt bir şekilde 2007 yılında ülkemizde iç piyasada satılan otomobillerin % 66'sı ülkemizde hiçbir yatırımı, satış ve servis bayilerine bırakılan küçük kar marjları dışında ekonomimize hiçbir katkısı olmayan ithal araçlardı. Bu ithal araçlar için her yıl ülkemizden milyarlarca dolar dışarıya çıkıyor. Ya bizim ürettiklerimizin %73'ünü alan yabancılar anlamıyor arabadan, ya da kendi ülkemizde üretilenleri değil de %66 oranında ithal otomobil tercih eden bizler anlamıyoruz. Belki bu yazıları okuyan birilerinin fikrini değiştirebiliriz, en azından zihinlerinde bir yer edinir bu bilgiler. Saygılarımla... |
yasar^3 hocam, ellerinize sağlık. Her anlamda özenle yazılmış iletileriniz için teşekkür ediyorum, savunduğunuz fikri de destekliyorum. Amma velakin, halkımıza empoze edilen "ithal ürün özenticiliği" (sadece otomotiv sektörü için bahsetmiyorum) yerli ürünlerin tüketimini azaltmakta; bozulan ekonomik gidişat "orta direk" tabir edilen kesimin de alım gücünü düşürerek daha bencil kararlar vermesine sebep olmaktadır. Şahsen kendimden örnek verecek olursam; diyelim ki mayonez almak istediğimde Calvé Tukaş'tan daha ucuz olsa bile yerli malı olduğu için Tukaş'ı tercih ediyorum. Ama malesef herkes böyle değil. Artık vatandaş daha çok 3e - 5e bakar oldu.... |
Aslında ben her anlamda rekabet edebilir olmadıkça , 'sırf ülkemizde üretilmiş' diye daha kötü veya pahalı bir ürünü tercih etmeyi de çok doğru bulmuyorum. Sonuçta bu tarz davranışlar tamamen kapalı bir ekonomiye ve tekrar teneke araçlara mahkum edebilir bizi. Ama işin diğer tarafında da eşit imkanlara sahip olmadığı için geri kalmış iyi niyetli yerli firmalar veya öncelikle girdiği piyasadaki zayıf yerlileri bir süre uygulayacağı düşük fiyat, reklam, promosyon gibi yollarla ezip piyasadan silen, piyasayı ele geçirdikten sonra tekel haline gelip fahiş fiyatlarla sömürüye başlayan güçlü uluslararası karterler de olabiliyor piyasada. Bu çelişki artık hemen hemen en küçüğünden en büyüğüne tüm ürünlerde var, ama otomotivdeki kayıplar milyar dolarları buluyor. Başkalarını bilmem ama ben bu gerçekleri gördükçe, öğrendikçe canım yanıyor. Bilinçli olmak, bildiklerimizi, öğrendiklerimizi paylaşmak lazım dostlar... Saygılar... |
Bende ekonomistim boşversene sen ne ekonomi korumasından bahsediyorsun. Açıkçası bir ekonomistin böyle bir yazı yazabileceğine pek ihtimal vermiyorum. Ekonomide ilerlemek başakasından patentli teknolojisini alıp burada montaj yapmak değil. Burada üretilen arabaların ekonomiye tek bir faydası var işsizlik oranın azaltıyor sadece. Türkiyenin ucuz iş gücü kullanılıyor. O açıdan bakarsak Türkiye'de ithal araba satanlarda türk işçi çalıştırıyor. Dolayısı ile onlarda işsizlik sayısını azaltıyor bir fark yok. Kişileri yanlış yönlendirmeyelim. Dünyada para eden tek şey bilimdir. Mesala aspirin. Adam aspirini buluyor, ağacın kabuğundan yapılıyor. Patentini alıyor. Ömür boyunca kullanılan her aspirinden bu kişiye patent parası ödeniyor. Bir buluş bütün bir ülkeyi kalkındırıyor. Türkiye'de de aspirin üretiliyor fabrikalarda ama bütün parayı patent sahibi alıyor. Bu açıdan arabaları inceleyelim istersen. Arabanın motoru Türkiye'de üretilsin, bütün parçaları sen üret fakat patent hakkı sende değilse patent hakkını ödemek zorundasın. Kaldı ki motorun tüm parçaları burada üretilmiyor. Bir çok parça dışarıdan geliyor. Bu nasıl ekonomiye katkı sağlıyacak? Bu ancak patent sahibine katkı sağlar. Patenti hangi ülke bulmuşsa onun ekonomisini yükseltir. Dediğim ekonominin kalkınmasının tek yolu teknolojiden geçer. Bir buluş bulursun bütün ülkeyi kalkındırırsın. Bu saydıklarının içinde hangi Türk grubu arabada teknolojiye yatırım yapıyor. Türk grupları yıllardır araba üretiyorlar. Peki... Hangi Türk grup, motorda arge çalışması yapıp yeni bir teknoloji ortaya çıkarmış? Hangisi arabanın iç teknolojisinde silecek motorları yada arabanın kendi kendine park etmesi yada xenon farlar gibi teknolojik bir buluş yapmış? Bana arabalar üzerinde ki en basit bir buluşu söyle. Yada bana şunu söyle hangi Türk firmasının herhangi bir araba üzerinde patent hakkı var. Teknoloji üzerine ne kadar arge çalışmaları var. Yıllardır mercedes,bmw fiyatına bize doğan şahin sattılar. Bu paralardan hangisi arge çalışmasına gitmiş? Arabalar üzerine hangi teknolojik buluşu bulmuşlar? Bizim verdiğimiz paralar hangi teknolojik buluşun bulunmasını sağlamış? Peki o kadar açıklıyorlar şu kadar Arge çalışmasına para ayırdık diye? Tabii komik komik rakamlar. Bunlarda sadece dizayn v.b gibi şeyler üzerine yapılıyor. Yani bunun üzerinden ülke ekonomisine fayda sağlaman zor. Bunu sadece o grup arabasında kullanabilirsin. Diğer gruplar zaten kendi dizaynlarını kullanır. Alıpta senin dizaynanını kullanmaz. Kaldı ki bu arabaları alın dediğin gruplar 2001 senesinde krizin çıkmasında baş rolü oynayan gruplar. Ülke zor durumdayken ilk işleri paralarını dolara çevirip ülke dışına kaçırmak olmuştur. Bununlada yetinmeyip ülkeleri hakkında yayınladıkları abuk subuk anketlerle yabancı yatırımcıların ülkeyi terk etmesine sebep olmuşlardır. Bu olay bir bankanın müdürünün görevden alınması ile sonuçlanmıştı. Bankanın genel müdürü haberleri olmadan parmağını oynatabilirmi acaba. Şimdi bize bu grupları destekleyin diyorsun bunları nasıl destekleyelim? Bir çıkar yol söylede biz de bilelim. Birde vestel örneği var. Adamlar açıkladı arge üssü kuruyoruz. Teknolojiye şukadar yatırım yapıyoruz diye. Gider bu grubu destekelerim şimdi. Vede yaptımda. Onun mamüllerini kullanıyorum. Biraz daha pahalı olsun gene alırım. Çünkü biliyorum ki yaptıkları bir buluş ekonomiye fayda sağlıyacak. Ama 3-5 yıl içinde teknolojik bir buluş bulunmazsa anlarım ki bunlarda palavra sıkıyormuş. |
söylemek istediklerimi gayet açık seçik anlatmışsın kutlarım Ek olarak; bu fabrikaların ülkemize şüphesiz katkısı var fakat verdiğim 10 liranın 9'u dışarı gidiyor.Böyle küçük kazançların ülkemizi kalkındırmayacağı gibi gavurun yaptıklarına ağzımız açık bakar dururuz hala.Mustafa Kemal'in dediği gibi,Kalkınma için üretim ŞART! Ama öz mü öz yerli üretimden bahsediyoruz,montaj değil. |
Üretim yapacak sermaye, ve güce sahip türk holdingleride alışveriş merkezi, market vs, açmakla ilgilensin (carfur,migros) |
aslımda haksız olan yok ama bir de şu açıdan bakmak lazım.un var şeker var ocak var ama helvayı yapacak usta yok yani montaj da olsa fason da olsa bu tip üretimler tecrubeli mühendis, teknik eleman,yönetici ve akademisyen yetişmesi için müsait ortamlar.sadece bir tetikleyici-teşvik edici güç gerekli.destek olabilirsek, belki birgün başarabiliriz |
meselea gurur kaynağımız ordumuzu örnek alalım;eskiden denizaltı,savaş gemisi,taktik ve zırhlı araçlar için abd ile göbek bağımız vardı artık bunları kendi tersanelerimiz ve tesislerimizde üretiyoruz(montaj değil !). havacılık ve askeri elektronik sanayiinde aselsan gibi bir kuruluş meydana getirdik. askeri ihale yapılırken önşart ülkemizde üretim yapabilmektir,işte bu teknik bilgi ve tecrube sahibi olmanın yollarından biridir... |
Bir süredir forumdaki pek çok konuyu takip ediyorum. ‘Hangi otomobili ALALIM ?’ sorusuna verilen yanıtlarda araçların yerli/yabancı üretim olmalarına değinen cevaplara pek rastlayamıyorum. Bu açıdan yaklaşan tek tük cevap oluyor, onlarda da sadece parça bulunurluğu ve fiyatı öne çıkarılıyor. Arkadaşlar biz, borçlanmaya dayanan ekonomisi gün geçtikçe daha da bozulan, yatırım sermayesi bulamayan, ciddi anlamda işsizlik sorunu yaşayan bir ülkeyiz. Ekonomimiz, bir zamanlar kan dökerek süngü gücüyle topraklarımızdan attığımız yabancı devletlerce ele geçirilmiş durumda.
2007 yılında ülkemizde satılan otomobillerin % 66’sı ithal araçtı. % 34’lük yerli kısımda da (2007 yurtiçi satış adedi sırasında) Renault, Fiat, Hyundai, Honda ve Toyota’nın ülkemizdeki fabrikalarında üretilen modelleri var. Modelleri tek tek saymakta fayda var; (2007 üretim adedi sırasında) Renault Symbol, Megane, Toyota Corolla (Corolla, Auris, Corolla Verso), Hyundai Accent Era, Fiat Albea, Honda Civic, Fiat Linea, Renault Clio, Honda City, Hyundai Matrix. Tabiî ki bunların yanı sıra hafif ticari araçlarda da Ford Transit-Connect, Fiat Doblo ve Fiorino türevleri gibi yüksek adetlerde üretim yapılan modellerimiz var.
Tüm bu modellerdeki üretimin adet ve kalite bazında önemini ve başarısını göstermek açısından şunları da ekleyelim:
- Üretim kalitesi açısından Renault’un en başarılı birkaç üretim üssünden biri haline gelen Bursa Fabrikasında, hergün yaklaşık 1000 adet araç ‘milyonda yirmi hata’ oranıyla üretiliyor. Üretilen Megane ve Clio serileri Avrupa başta olmak üzere 5 kıtada 100’e yakın ülkeye ihraç ediliyor.
- İngiltere Kraliçesinin eşinin Bursa’da ziyaret ettiği Fiat fabrikasında sadece 2008 yılı içerisinde %65 üretim artışı planlanıyor, günlük üretim 1500 adedi şimdiden bulmuş durumda. Burada üretilen Fiat Linea modeli ‘Autobest 2008’ jürisi tarafından 2008 yılının en iyi otomobili seçildi. Linea, Doblo gibi modeller tüm dünyaya ihraç ediliyor. Minicargo projesiyle üretime başlanan Fiorino modeli ise sadece Fiat’a değil, ufak farklılıklarla aynı fabrikada Citroen ve Peugeot markaları için de üretiliyor. 2009 yılında 263 kodlu yeni bir hafif ticari araç serisinin üretimi için de ihracat garantili anlaşma yapılmış durumda.
- Sorunsuzluğuyla ünlü Toyota markasının ‘En Sorunsuz Toyota Üretim Tesisi’ olarak ödül alan Adapazarı fabrikası, dünyadaki diğer Toyota fabrikalarına yetişmiş eleman ve eğitim desteği sağlıyor. Toyota’nın yeni hafif ticari araç üretim noktası olmaya da aday bu fabrikada 2007’de üretilen 161.000 adet Auris, Corolla, Corolla Verso’dan sadece 6000 adedi ülkemizde satılırken, kalanın tamamı tüm dünyaya ihraç edildi. Sadece bu fabrikadan 2007’de yapılan ihracat 2,5 milyar dolar tutarında ve ülkemizden yapılan ihracat sıralamasında Tüpraş’ın ardından 2. durumda.
- Daha fazla uzatmak istemiyorum, benzeri başarılar otomobil için Hyundai İzmit fabrikasında da, Honda Gebze’deki üretim tesisinde de, hafif ticari araçlar için ‘Ford’un dünyadaki en iyi araç üretim tesisi’ seçilen Ford Otosan Kocaeli fabrikasında da ve benim unutmuş olabileceğim pek çok yerli üretim tesisinde de yaşanıyor.
Tabiî ki serbest ekonomi piyasasında her türlü ürünün ülkeler arasında dolaşmasının özellikle tüketici için sayılamayacak kadar çok faydaları var. Ama bizdeki gibi yılda 1.000.000 adede yakın araç üretip bunun %80’ini ihraç eden başka hiçbir ülkede, yurtiçinde satılan otomobillerin %66’sı ithal değildir. Bu açıdan bakıldığında üretim kalitesini yaptığı ihracatlarla ispatlayan;
-Renault Megane, Fiat Linea, Toyota Auris, Honda Civic gibi yerli modellerimiz varken Opel Astra, Volkswagen Jetta, Golf, Peugeot 307, Citroen C4, ithal Fiat Bravo, ithal Ford Focus, Seat Leon ve benzeri ithal modelleri, veya
-Renault Clio III, Symbol, Fiat Albea, Hyundai Accent Era gibi yerli modellerimiz varken Opel Corsa, Volkswagen Polo, Peugeot 207, 206, Citroen C3, ithal Ford Fiesta ve benzeri ithal modelleri veya
- Fiat Doblo, Fiorino, Ford Transit Connect gibi yerli ticarilerimiz varken Opel Combo, Volkswagen Caddy, Renault Kango ve benzeri ithal modelleri bu oranlarda tercih ediyor olmamız ne kadar doğru ?
Arkadaşlar, yukarda saymaya çalıştığım bu fabrikalarda Fransız, Alman, İtalyan, Japon işçiler çalışmıyor, bizim insanımız çalışıyor. Fabrikalar ve karları tamamen bize ait olmasa bile burada üretilen değerin önemli bir kısmı ülkemizde kalıyor, yan sanayisiyle birlikte yüzbinlerce belki de milyonlarca insanımız bu sektörden ekmek yiyor. Ancak yapılan ihracatla ülkemize giren dövizden çok daha fazlası yapılan bilinçsiz ithalatla dışarıya çıkıyor. Sanılanın aksine bu fabrikalarımızda kullanılan yerli parça oranları da genelde %50’nin üzerinde ve sürekli artıyor (Kaldı ki bu oran % 1 bile olsaydı yine de o % 1 bizim, neden onu kollamayalım). Direkt ve dolaylı olarak ekonomimize ciddi katkılar sağlanıyor.
Evet, yıllarca ilkel teknolojili teneke arabalara binmek zorunda bırakıldık. Ama son 5-10 yıldır durum çok farklı, bunu görelim, ithal araç sevdamızdan vazgeçelim. Benzer özelliklere sahip olması ve uygun fiyat sunulması kaydıyla, yerli üretim modelleri tercih etmemiz, milli ekonomimize büyük katkı yapacak ve hatta şu an ülkemizde üretimi olmayan Volkswagen, Peugeot (Binek), Ford (Binek), Opel (2000 yılında İzmir Torbalı’daki fabrikasını kapatıp işçileri kapıya koyan ama şimdilerde pişmanlığını dile getiren marka) gibi markalarının da ülkemizde üretim tesisleri açmaya zorlayacaktır. Bu yazıya umursamazlık içinde bakan ithal marka fanatiği arkadaşlarımızı da, eminim ki ülkemizde üretilen Volkswagenler, Opeller, Fordlar daha çok memnun edecektir.
Forum Yöneticisi arkadaşlar bu uzuuuuuuun yazıya ne kadar izin verir bilmiyorum ama farklı düşünen bir tek kişinin bile fikrini değiştirebilir ve ona milli ekonomiye destek anlayışını aşılayabilirsem kendimi başarılı göreceğim. Gelin, Donanım Haber Üyeleri olarak bu konuda bir ortak akıl, bilinç geliştirelim ve bu bilinci yaymaya çalışalım. Zaten sömürgeci zihniyetin çökerttiği sanayimizde ve ekonomimizde, ithalat kaynaklı tahribat gittikçe daha fazla hissedilir olmaya başladı ve bizim gibi düşününler gittikçe artacak, yeter ki geç kalmayalım.
İthal modeller yerine benzer özelliklere sahip ve en az onlar kadar da kaliteli ve başarılı olan, ülkemizde üretilen modeller arasından yapılan seçimler hepimize ekonomisi daha güçlü bir ülkede yaşama imkanı sağlamak yolunda atılmış güçlü birer adım olacaktır.
Saygılarımla...
(Yazı içerisinde de geçen ülkemizdeki otomotiv sanayi bilgileri için :http://www.osd.org.tr )
Değişiklik : 'EKONOMİMİZİ KORUMA BİLİNCİYLE YERLİ ÜRETİM MODELLERİ TERCİH EDELİM' olan eski başlık, yorumlarımda sürekli vurguladığım 'rakipleriyle kalite-fiyat-görünüm gibi her konuda rekabet edebilir olması şartıyla' görüşümü eklemek amacıyla değiştirildi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yasaryasaryasar -- 5 Haziran 2008; 13:42:30 >