Determinizm yani "belirlenimcilik" yüzyıllardır insan zihnini meşgul etmiştir. Laplace tarafından 19. yy da geniş yönleri ile ele alınmış ve geliştirilmiştir.
Determinzme göre evren başlangıcında doğaüstü bir güç tarafından harekete geçirilen büyük bir saat gibi düşünülebilir. En küçük hareketlerine kadar tüm olaylar mutlak bir doğrulukla kestirilebilir. Saatin ileriye doğru hareketi ile geleceğin olduğu kadar geçmiş te tam bir doğrulukla belirlenmiştir. Hereyi bilen bir akıl olan Tanrının geçmişi ve gereceği bir dağ sırası gibi bileceği düşünülür.
Şayet evren kurulu bir saat gibi düşünüldüğünde dişlinin en küçük parçalarının hareketinin de büyük bir doğrulukla hesaplanabileceği kabul edilmişti. Fakat bu yüzyılın başında gelişen kuantum fiziği, dişlinin en küçük çarklarının deterministik yasalara uymadığını göstermiştir. Maddenin atomik birimlerin deterministik yasalarla açıklanamayan rastgele ve kontrol edilemez davranışlara sahip olduğu gerçeği ile yüzyüze kalınmıştır. Determinizm fantazisinin çöküşü, yeni felsefelerin gelişimi ile değil, bizzat deneysel fiziğin ortaya çıkıardığı bir sonuçtur.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Determinizm üzerinde fazlaca durulmasının bir nedeni de SEBEP ve SONUÇ kavramları üzerinde takılınmış olmasıdır.
(SEBEP) ==> (SONUÇ)
Bu mantığın temel bir önermesidir. Bütün pozitif bilimlerin temelinde yer alır. Ancak matematiğin diğer araçları gibi soyut bir araçtır. Gerçekte ne sebep tam olarak ifade edilebilir ne de sonuç tam olarak ifade edilebilir. İşte bu yüzden sebep sonuç ilişkisi kullanılarak evren hakkındaki felsefi konularda daha büyük dayatma ve ispat iddiasında bulunamaz.
SEBEP ==> birinci bilardo topunun kinetik enerjisi SONUÇ ==> ikinci bilardo topunu hereket ettiriyor.
Devam: Bilardo toplarının yüzeyleri düz ve düzgün doğrusal hareket yapıyorlar, Momentum korunuyor.
Burada bilardo toplarının sıfır esneklikte olduğunu düşünüyoruz ancak hiçbir zaman sıfır esneklikte materyal bulamayız. Ve yüzeyi tam olarak düz bilardo topu da bulamayız. Ve çarpışan bilardo toplarına mikroskopla baktığımız zaman çarpışma anında mikroskobik partiküllerin etrafa saçıldığını görürüz. Dahası çarpışma anında oldukça cüzi bir miktar statik elektrik, elektronların kuantum dalgalarının girdabında erir gider.
Ustelik hava sürtünmesini ihmal ettik, odanın havasını tek bir hava molekülü kalmayacak şekilde boşaltsak bile evrenin her yeri elektrik alanları ve kütle çekim alanları ile doludur. Sebep hanesine bunların her birini nasıl ifade edecek ve yazacağız.
Sebep sonuç diyagramları iş dünyasında ve kalite yönetimi ile ilgili konularda sıkça karşımıza çıkar. Bu diagram daha çok bir olayın analizi içindir. EVRENİN KADERİ gibi felsefi bir konu hakkında "dayatma yapma" ve "iddia" durumunda değildir. ----------------------------------- Yanlış olarak bilinen bir mesele de determinizmin materyalizm hatta ateizm ile ilgili oluşudur. Bu iddia yanlış bilgilenme ve bilgi eksikliği nedeni iledir. Modern materyalizm ve diyalektiğin yasaları, kuantum fiziği ile uyum içerisindedir. Dahası kuantum fiziği bütün dünya görüşleri ile uyum içerisindedir.
Mfiz, çok güzel bir noktaya parmak bastın. Günümüzde bilimin gelip dayandığı nokta burası. Beyin denen nesne, maddenin en ince seviyedeki olaylarının cereyan ettiği ilginç bir organ. Müsait bir zamanımda aşağıdaki linkin özetini çıkaracağım. Burada beyin ile kaos ve quantum mekaniği ilişkisi ele alınmış.
Yorumlar farklı olacağı içn ben "ruh" yorumunu yapmayacağım. Evren anlaşılabilir olması ile tüm sırlarını bize açarken diğer yandan her ölçekte karşımıza kaos çıkıyor. Maddenin ne kadar derinine bakarsak bakalım bir yandan maddenin altındaki tüm gerçekler gözümüzün önüne serilirken diğer yandan kaos ile karşılaşacağız. Bu maddenin özelliğidir.
Bence zaten soyut bir kavram olan "özgür irade" kavramının ardında yatan sır da bu?
Mfiz, çok güzel bir noktaya parmak bastın. Günümüzde bilimin gelip dayandığı nokta burası. Beyin denen nesne, maddenin en ince seviyedeki olaylarının cereyan ettiği ilginç bir organ. Müsait bir zamanımda aşağıdaki linkin özetini çıkaracağım. Burada beyin ile kaos ve quantum mekaniği ilişkisi ele alınmış.
Determinzme göre evren başlangıcında doğaüstü bir güç tarafından harekete geçirilen büyük bir saat gibi düşünülebilir. En küçük hareketlerine kadar tüm olaylar mutlak bir doğrulukla kestirilebilir. Saatin ileriye doğru hareketi ile geleceğin olduğu kadar geçmiş te tam bir doğrulukla belirlenmiştir. Hereyi bilen bir akıl olan Tanrının geçmişi ve gereceği bir dağ sırası gibi bileceği düşünülür.
Şayet evren kurulu bir saat gibi düşünüldüğünde dişlinin en küçük parçalarının hareketinin de büyük bir doğrulukla hesaplanabileceği kabul edilmişti. Fakat bu yüzyılın başında gelişen kuantum fiziği, dişlinin en küçük çarklarının deterministik yasalara uymadığını göstermiştir. Maddenin atomik birimlerin deterministik yasalarla açıklanamayan rastgele ve kontrol edilemez davranışlara sahip olduğu gerçeği ile yüzyüze kalınmıştır. Determinizm fantazisinin çöküşü, yeni felsefelerin gelişimi ile değil, bizzat deneysel fiziğin ortaya çıkıardığı bir sonuçtur.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.