Rönesans Eğitim Vakfı başvurusunda bir deneme yazmanızı istiyor aşağıdaki konuda. Ben başvururken yazdım fakat sonradan sosyal faaliyetlere katılım istediğini fark ettiğim için başvurmadım, belki faydalı olur diye atıyorum:
KONU: Çevremizdeki toplumsal, kültürel, ekolojik sorunların çözüm sürecinde üniversiteli gençlerin rolü ve katkısı sizce neler olabilir?
Genç beyinler, çevrelerindeki sorunlara karşı yaşça büyük kimselerden daha duyarlıdır ve bu sorunların çözümünde daha etkili olabilmektedirler. Bu durumun ilk nedeni yaşça büyük kimselerde zamanla istemeden de olsa ortaya çıkan sorunları çözmek yerine onları kanıksayıp kabullenmek durumudur. İkinci neden ise her gün yeni bilgiler öğrenen ve sürekli bir öğrenim hali içinde olan üniversiteli dinamik beyinlerin bu sorunların çözümünde inovatif ve son derece yaratıcı yaklaşımlar geliştirebilme yeteneğidir. Bunun en büyük kanıtı insanlık tarihinde bir fark yaratmış ve çeşitli sorunları çözmüş birçok projenin genç yaştaki kişiler tarafından geliştirilmiş olmasıdır. Genç insanlar henüz belirli kalıpları ve sınırları kabul etmemiş olduklarından daha açık görüşlü olarak farklı çözümler sunabilmektedirler, ki önceden çözülememiş bir sorunun da çözülebilmesi onun ancak farklı bir bakış açısıyla ele alınabilmesiyle mümkündür. Son neden ise üniversiteli gençlerin aldıkları eğitimle kazandıkları donanım sayesinde taze bilgilerini kullanarak diğer kişilere nazaran bu sorunlara çok daha farklı bakış açılarıyla bakıp sorunların kökenine inip oldukça yararlı çözümler geliştirebilme becerisidir. Dolayısıyla çevremizdeki sorunlara karşı tek ümit, zaten kendi sorunlarıyla yeterince meşgul olup sosyal sorunlara çözüm üretmeye zaman bulamayan yaşlı nüfustan ziyade gençliktedir.
Bu hususta benim sunabileceğim somut öneriler ise şu şekildedir: - Tüm üniversitelerde topluluk faaliyetleri üniversite yönetimi tarafından özendirilebilir. Örneğin bizim üniversitemizde çeşitli köy okullarına yardım toplayan veya başka birçok başka probleme ufak da olsa çözüm üretmeye çabalayan onlarca topluluk var. Diğer üniversitelerde de farkındalığı yüksek gençler bu tarz topluluklarda buluşup sosyal sorunlarımıza çözüm üretebilir. Topluluklar üniversite içinde olduğundan ve de içerisinde hep gençleri barındırdığından diğer sivil toplum kuruluşlarına göre gençler için daha ilgi çekici ve kendilerini ifade edebilmeleri açısından daha etkili olabilmektedir. - Üniversitelerimizde eğitim süreci boyunca derslerin teorik kısmından ziyade güncel sorunlara da değinilebilir. Örneğin bir sosyoloji dersinde işin teorik boyutu anlatıldıktan sonra konu güncel ve toplumumuzdan örneklerle geliştirebilir. Böylece hem gençlerimizin toplumsal sorunlara farkındalığı artırılmış olur hem de teorik eğitim somut bir örnekle geliştirildiği için eğitim daha ilgi çekici ve niteliksel olarak daha kaliteli bir hale gelir. - Ayrıca üniversite eğitimi boyunca verilen ödevlerde teorik ve gerçek hayatta pek karşılaşmayacağımız sorunlardan ziyade gerçek hayatta karşılaşılabilecek problemlere çözüm üretmemiz ve bunlara uygun bir proje üretmemiz istenebilir. Örneğin elektrik-elektronik mühendisliği bitirme projesi olarak tamamen teorik bir aygıt geliştirmekten ziyade çevredeki çöpleri toplayıp çöp kutusuna atan bir robot geliştirmek hem gerçek bir ekolojik soruna bir çözüm sunmuş olur hem de mühendislik öğrencisini iş hayatında da karşılaşacağı türden gerçek bir problemle karşı karşıya getirmiş olur. Ya da sosyal bilimler okuyan bir öğrenciye ödev olarak toplumsal bir sorun verilip buna etkili bir çözüm üretmesi beklenebilir. Tüm üniversitelerimizin bu tarz bir yaklaşımı geliştirdiği takdirde ülkemizin birçok problemine çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Bazı sorunlara kesin bir çözüm bulunamaması elbette mümkündür fakat yeni fikirlerin ortaya konup bu sorunların tartışmaya açılması olası kesin çözümlerin de geliştirilebilme ihtimalini artırır. - Devletimiz de bu konuda gençlere önayak olacak şekilde politikalar geliştirebilir. TBMM'ye benzer şekilde illerde gençlik meclislerinin kurulup üniversiteli gençlerin çeşitli sorunlara karşı projeler üretmesi ve bu projelerin devlet kuruluşları tarafından ciddiye alınıp uygulanması gayet güzel bir proje olabilir. Böylece hem gençler belirli düzeyde takım halinde çalışma, farklı görüşleri de görebilme, proje geliştirme kültürü kazanırlar hem de devletimiz bu sosyal sorunları daha az kaynak kullanarak çözmüş olur. Ayrıca gençler devletin onlara değer verdiğini gördüğü takdirde özgüven sahibi olabilirler. - Üniversiteli gençler sosyal medya veya başka medya araçları vasıtasıyla seslerini duyurabilmekte oldukça iyidirler. Bu sebeple birtakım toplumsal sorunları seslerini kolayca duyurabildikleri için rahatlıkla çözebilecek yeteneğe sahiptirler. Örneğin bir Instagram sayfası vasıtasıyla reklam gelirleri veya bağışları kullanarak fakir ailelerin çocuklarının eğitim giderleri karşılanabilir. Bu tarz bir yaklaşım, diğer hantal ve ağır işleyen çözümlere nazaran çok daha etkili olacaktır.
Kısacası, üniversiteli gençler taze ve dinamik bilgi hazneleri ve yaşı ilerlememiş nüfusa göre daha fazla boş vakitleri olması sebebiyle toplumsal, kültürel, ekolojik sorunların kökenine inip oldukça gelişmiş analizler yaparak sorunları çözme yeteneğine sahip kişilerdir. Dolayısıyla üniversiteli gençler bu tip sorunların çözümünde oldukça etkili olabilirler.
KONU: Çevremizdeki toplumsal, kültürel, ekolojik sorunların çözüm sürecinde üniversiteli gençlerin rolü ve katkısı sizce neler olabilir?
Genç beyinler, çevrelerindeki sorunlara karşı yaşça büyük kimselerden daha duyarlıdır ve bu sorunların çözümünde daha etkili olabilmektedirler. Bu durumun ilk nedeni yaşça büyük kimselerde zamanla istemeden de olsa ortaya çıkan sorunları çözmek yerine onları kanıksayıp kabullenmek durumudur. İkinci neden ise her gün yeni bilgiler öğrenen ve sürekli bir öğrenim hali içinde olan üniversiteli dinamik beyinlerin bu sorunların çözümünde inovatif ve son derece yaratıcı yaklaşımlar geliştirebilme yeteneğidir. Bunun en büyük kanıtı insanlık tarihinde bir fark yaratmış ve çeşitli sorunları çözmüş birçok projenin genç yaştaki kişiler tarafından geliştirilmiş olmasıdır. Genç insanlar henüz belirli kalıpları ve sınırları kabul etmemiş olduklarından daha açık görüşlü olarak farklı çözümler sunabilmektedirler, ki önceden çözülememiş bir sorunun da çözülebilmesi onun ancak farklı bir bakış açısıyla ele alınabilmesiyle mümkündür. Son neden ise üniversiteli gençlerin aldıkları eğitimle kazandıkları donanım sayesinde taze bilgilerini kullanarak diğer kişilere nazaran bu sorunlara çok daha farklı bakış açılarıyla bakıp sorunların kökenine inip oldukça yararlı çözümler geliştirebilme becerisidir. Dolayısıyla çevremizdeki sorunlara karşı tek ümit, zaten kendi sorunlarıyla yeterince meşgul olup sosyal sorunlara çözüm üretmeye zaman bulamayan yaşlı nüfustan ziyade gençliktedir.
Bu hususta benim sunabileceğim somut öneriler ise şu şekildedir:
- Tüm üniversitelerde topluluk faaliyetleri üniversite yönetimi tarafından özendirilebilir. Örneğin bizim üniversitemizde çeşitli köy okullarına yardım toplayan veya başka birçok başka probleme ufak da olsa çözüm üretmeye çabalayan onlarca topluluk var. Diğer üniversitelerde de farkındalığı yüksek gençler bu tarz topluluklarda buluşup sosyal sorunlarımıza çözüm üretebilir. Topluluklar üniversite içinde olduğundan ve de içerisinde hep gençleri barındırdığından diğer sivil toplum kuruluşlarına göre gençler için daha ilgi çekici ve kendilerini ifade edebilmeleri açısından daha etkili olabilmektedir.
- Üniversitelerimizde eğitim süreci boyunca derslerin teorik kısmından ziyade güncel sorunlara da değinilebilir. Örneğin bir sosyoloji dersinde işin teorik boyutu anlatıldıktan sonra konu güncel ve toplumumuzdan örneklerle geliştirebilir. Böylece hem gençlerimizin toplumsal sorunlara farkındalığı artırılmış olur hem de teorik eğitim somut bir örnekle geliştirildiği için eğitim daha ilgi çekici ve niteliksel olarak daha kaliteli bir hale gelir.
- Ayrıca üniversite eğitimi boyunca verilen ödevlerde teorik ve gerçek hayatta pek karşılaşmayacağımız sorunlardan ziyade gerçek hayatta karşılaşılabilecek problemlere çözüm üretmemiz ve bunlara uygun bir proje üretmemiz istenebilir. Örneğin elektrik-elektronik mühendisliği bitirme projesi olarak tamamen teorik bir aygıt geliştirmekten ziyade çevredeki çöpleri toplayıp çöp kutusuna atan bir robot geliştirmek hem gerçek bir ekolojik soruna bir çözüm sunmuş olur hem de mühendislik öğrencisini iş hayatında da karşılaşacağı türden gerçek bir problemle karşı karşıya getirmiş olur. Ya da sosyal bilimler okuyan bir öğrenciye ödev olarak toplumsal bir sorun verilip buna etkili bir çözüm üretmesi beklenebilir. Tüm üniversitelerimizin bu tarz bir yaklaşımı geliştirdiği takdirde ülkemizin birçok problemine çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Bazı sorunlara kesin bir çözüm bulunamaması elbette mümkündür fakat yeni fikirlerin ortaya konup bu sorunların tartışmaya açılması olası kesin çözümlerin de geliştirilebilme ihtimalini artırır.
- Devletimiz de bu konuda gençlere önayak olacak şekilde politikalar geliştirebilir. TBMM'ye benzer şekilde illerde gençlik meclislerinin kurulup üniversiteli gençlerin çeşitli sorunlara karşı projeler üretmesi ve bu projelerin devlet kuruluşları tarafından ciddiye alınıp uygulanması gayet güzel bir proje olabilir. Böylece hem gençler belirli düzeyde takım halinde çalışma, farklı görüşleri de görebilme, proje geliştirme kültürü kazanırlar hem de devletimiz bu sosyal sorunları daha az kaynak kullanarak çözmüş olur. Ayrıca gençler devletin onlara değer verdiğini gördüğü takdirde özgüven sahibi olabilirler.
- Üniversiteli gençler sosyal medya veya başka medya araçları vasıtasıyla seslerini duyurabilmekte oldukça iyidirler. Bu sebeple birtakım toplumsal sorunları seslerini kolayca duyurabildikleri için rahatlıkla çözebilecek yeteneğe sahiptirler. Örneğin bir Instagram sayfası vasıtasıyla reklam gelirleri veya bağışları kullanarak fakir ailelerin çocuklarının eğitim giderleri karşılanabilir. Bu tarz bir yaklaşım, diğer hantal ve ağır işleyen çözümlere nazaran çok daha etkili olacaktır.
Kısacası, üniversiteli gençler taze ve dinamik bilgi hazneleri ve yaşı ilerlememiş nüfusa göre daha fazla boş vakitleri olması sebebiyle toplumsal, kültürel, ekolojik sorunların kökenine inip oldukça gelişmiş analizler yaparak sorunları çözme yeteneğine sahip kişilerdir. Dolayısıyla üniversiteli gençler bu tip sorunların çözümünde oldukça etkili olabilirler.