|
ARSENAL F.C. 1886 Kuruluş : 1886 - Londra Renkler : Kırmızı - Beyaz Takma İsimler : The Gunners - The Red Army Stadyum : Emirates Stadium Başkan : Peter Hill-Wood Menajer : Arsene Wenger Resmi Sitemiz :http://www.arsenal.com Arsenal Futbol Kulübü 1886’da bir grup Woolwich cephanelik silahları fabrikası çalışanları tarafından kuruldu. Kulüp ilk yıllarında Dial Square ismiyle oynadı. İlk maçını Eastern Wanderers'la 11 Aralık 1886 da oynayan takım 6-0 galip geldi. Kısa süre sonra takımın ismi Royal Arsenal olarak değiştirildi. Kulüp birkaç yıl hazırlık ve yerel kupa maçlarına katıldı. Kulüp ismini Woolwich Arsenal olarak değiştirerek 1891 yılında profesyonelliğe geçti. Sonunda 1893 de profesyonel lige giriş yaptı. Arsenal kulübü lakap olarak GUNNER, taraftarı ise GONNER olarak anılmaktadır. CHAPMAN VE ŞANLI 1930'LAR Herbert Chapman 1925'de takımın başına geçti ve 1930 yılında Huddersfield Town takımını finalde 2-0 yenerek ilk kupa zaferini kazandı. Sonraki sezon ise takımın ilk Lig Şampiyonluğunu aldığı sezondur. 1933 ve 1935 yılları arasında 3 kez üst üste Lig Şampiyonluğunu kazandılar. Bu yıllarda bunu başarabilen 4 takım vardı. Chapman takımda efsaneleştiği sırada hayatını kaybetti. Chapman’ın ardından görevi George Allison devraldı. O da takıma bir FA Cup bir de Lig Şampiyonluğu kazandırdı. Bu zaman zarfında Arsenal muhteşem oyunculardan kurulu bir takımdı. Bunlardan bazıları Alex James, Ted Drake, Cliff Bastin, David Jack, Eddie Hapgood ve George Male’dir. İLK DUBLE 2. Dünya savaşı sona erdikten sonra takımın başına Tom Whittaker getirildi. Bu seçim ise daha fazla başarıyı getirdi. Arsenal 1947/48 ve 1952/53 sezonlarında Lig Şampiyonluğu, 1950 de FA Cup’ı kazandı. Ayrıca 1952 de FA Cup’ta final oynadı. Takım 1960'larda gümüş yılını yaşadı. Takım 1968 ve 1969 Lig Kupası mücadelesini finallerde kaybetti. Takımın başına 60’ların ortalarında Bertie Mee getirildi ve takım 1969/70 sezonunda Mee ile ilk Avrupa kupası mücadelesine katıldı. The Gunners Fairs Cup’ta iki maç toplamında Anderlecht e 4-3 üstünlük sağlayarak kupanın sahibi oldu. Takım her sezon daha iyiye gidiyordu. Takım Charlie George, George Armstrong, Ray Kennedy ve kaptan Frank McLintock gibi oyuncularla lig ve FA Cup’ı kazanarak duble yaptı. White Hart Lane stadında kazanılan şampiyonluktan sonra Wembley stadında Liverpool'u uzatmalarda yenerek kupaya uzandı. Takım Terry Neill yönetiminde 3 kere FA Cup finali oynadı. Bunlardan tek kazandığı kupa ise Manchester United’ı 3-2 yenerek aldığıdır. The Gunners Graham Rix, Frank Stapleton, Pat Rice, David O’Leary ve Liam Brady'li kadrosuyla kupa galipleri kupası finalinde ise Valencia 'ya penaltı atışları sonucunda mağlup olmuştur. GEORGE GRAHAM 'İN ONURLARI 1986 da George Graham 1971 de duble yapan takımda yer alan bir oyuncu olarak takımın menajerliğine getirildi. Graham takıma ilk Lig Kupası zaferini 1986/87 sezonunda Liverpool’u 2-1 yenerek kazandırdı. The Gunners iki yıl sonra Michael Thomas’ın inanılmaz son dakika golüyle Liverpool'u Anfield’a 2-0 yenerek Lig Şampiyonluğunu kazandı. Diğer Lig Şampiyonluğu ise 1990/91 sezonunda inanılmaz defans dörtlüsüyle tek mağlubiyet alarak geldi. 1992/93 sezonunda ise Arsenal Lig Kupası ve FA Cup’ın ikisini birden kazanan ilk takım oldu. İki finalde de Sheffield Wednesday Arsenal’in rakibi olmuştu. Arsenal Avrupa kupa galipleri kupasındaki süper futbolunu Kopenhag’daki finalde Parma’yı Alan Smith’in attığı golle 1-0 yenerek noktaladı ve kupayı kazandı. 1995 sezonunda ise Paris’teki finalde uzatma dakikalarında (duraklama değil) Real Zaragoza’ya 2-1 mağlup olarak kupayı kaybetti. Bu mağlubiyet nedeniyle de George Graham görevinden ayrıldı. Graham’den sonra göreve Bruce Rioch getirildi. Rioch'un takıma sağladığı en önemli katkıysa Dennis Bergkamp’ı transfer etmesidir. ARSENE WENGER DEVRİ 1996/97 sezonu Arsene Wenger'in tamamladığı ilk sezondur. Highbury’e gelen Wenger takım tarihinin ilk ada dışı menajeri olmuştur. Arsenal Wenger yönetiminde Lig Şampiyonluğu ve FA Cup kazanarak kulüp tarihindeki 2. dubleye ulaşmıştır. Dennis Bergkamp Futbol Yazarları Birliği tarafından yılın oyuncusu seçilmiştir. Fransa milli takımı Arsenal’in yıldızlaştırdığı Patrick Vieira ve Emmanuel Petit gibi isimlerden oluşmaya başlamıştı. Takım bu dönemde efsane golcü Ian Wright’a veda etmiştir. Wright Arsenal’de 185 gol atmıştı. Takım 3 sezon boyunca ligde 2. olarak sezonu tamamlamış ve birçok kupada mücadele etmiştir. 2000 yılında UEFA Kupasını penaltı atışlarıyla kaybetmiştir. The Gunners 2001 yılında Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynamış fakat Valencia’ya elenmiştir. FA Cup finalinde Chelsea’yi 2-0 mağlup ederek Arsenal tarihinin 3. dublesini yapması için gereken ilk adımı atmıştır. İkinci adım ise takıma 12. Lig Şampiyonluğunu getiren ve hala hafızalardan silinmeyen Manchester United’a karşı Old Trafford 'da 1-0 alınan galibiyettir. Arsenal bu sezonda ligde oynadığı 38 maçın hiçbirinde mağlup olmayarak yapılması güç bir işi başarmıştır. Bu sezon Arsene Wenger yılın menajeri ve Robert Pires de yılın oyuncusu ödülünü almıştır. Bir sonraki sezon Arsenal FA Cup finalinde Cardiff'te Southampton’ı 1-0 mağlup ederek kupanın sahibi olmuştur. Thierry Henry Futbol Yazarları Birliği tarafından yılın futbolcusu seçilmiş Dennis Bergkamp'ta o sezon attığı gollerle Arsenal'in 100'ler klübüne dahil olmuştur. 2003/04 sezonunda Arsenal'in yenilmezlik modası tek bir mağlubiyetle bitmiştir. Arsenal sezonu 2. Chelsea’nin 11 puan önünde zirvede kapatarak tarihindeki 13. şampiyonluğuna ulaşmıştır. İspanyol genç yıldız Cesc Fabregas Ocak ayında takıma katıldı ve Fabregas kulüp tarihinin oynayan en genç oyuncusu ünvanını 16 yaş ve 177 gün ile eline geçirdi. FA Cup yarı finalinde Manchester United'a elenilmesi ve Şampiyonlar Liginde Chelsea tarafından saf dışı bırakılması takımın ümitlerine azalttı. Arsenal Ağustos 2004 de İngiliz Liglerinde en uzun süre yenilmezlik ünvanın sahibi olan Nottingham Forest’ı geçti. Arsenal tam 49 maç üst üste kaybetmedi. The Gunners dört sezonda 5 kupayı 2005 yılında Manchester United’ı FA Cup finalinde penaltılarla 5-4 yenerek kazandı. 2005/06 sezonu ise takımın Highbury’deki son sezonu oldu. Arsenal 93 yıl sonra stadına hoşçakal dedi. Ligde 4. olarak Şampiyonlar Ligi maçları ve sezonun son maçında Wigan Athletic'i 4-2 yenerek Highbury'e veda etti. Arsenal takımı bugüne kadar Highbury'de 2010 maça çıktı. Gunners bu maçların 1196'sını galibiyetle 475'ini beraberlikle ve 339'unu mağlubiyetle tamamladı. Takım 4038 gol atıp kalesinde 1955 gol gördü. Sezonun en ışıklı bölümü ise 2005/06 sezonu Şampiyonlar Ligi finali için Paris'e yapılan inanılmaz yolculuktur. 12 maçtır yenilmeyen ve bunların da 10'unda kalesinde gol görmeyen Arsenal ile Barcelona takımları finalde 17 Mayıs'ta Stade De France'de karşı karşıya gelmişlerdir. Arsenal kalecisi Jens Lehmann'ın henüz 18. dakikada kırmızı kartla oyundan atılması, Sol Campbell'ın golüyle öne geçilmesi, ikinci yarıda İspanyolların attığı iki geç kalmış gol Arsenal taraftarlarının yolculuklarında kalplerinin kırılmasına sebep olmuştur. EMIRATES STADINA GEÇİŞ Klüp stadı bitirerek Emirates'e taşınmıştır. Gunners'ın kaptanı ve gol rekortmeni oyuncusu Thierry Henry Almanya 2006'da Fransa milli takımının finale çıkmasına büyük katkıda bulunmuştur. 2006 Temmuz'unda klüp 93 yıllık stadı Highbury'den ayrılıp yeni evine taşınmıştır. Klübün Emirates'teki ilk maçı efsanevi golcü Dennis Bergkamp'ın son maçı olan Ajax ile oynanan karşılaşmadır. Bu maçla Dennis Bergkamp aktif futbol yaşantısına son vermiştir. ARSENAL LOGOLARI < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > EVİMİZ < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > TAKIMIMIZ < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > KUPALAR < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > İMZALAR [center][b][link=https://forum.donanimhaber.com/m_30893305/mpage_1/key_/tm.htm][color=#FF0000]Arsenal Fan Club[/link][/color][/b][/center] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/c1/42/e9/c142e969614158acd3a3a76fe42854b0.png[/image] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/77/52/13/7752139aa3ace3bbfd741dbb2ef5ba15.png[/image] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/c7/0e/bd/c70ebd542aeba4db446c3884531d2f86.png[/image] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/fc/b5/27/fcb527dc63aae908d0f41639708e8912.png[/image] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/6d/30/5d/6d305d3e700be7ef9f01506336d17123.jpg[/image] [center][b][image]https://store.donanimhaber.com/22/b8/9b/22b89b984aba25e88f06b6e1614c4f80.jpg[/image] ÜYELER: 1.)E®TAŞ 2.)DeVastating 3.)jamez 4.)Vbulentinni 5.)bigen 6.)Regola5 7.)Godlessfrog 8.)toti1903 9.)Kud 10.)Miex 11.)rapture 12.)ScRyedd 13.)ballrry 14.)Dunham 15.)Dante* 16.)temizchannel 17.)Burhan* 18.)Legend_Warrior 19.)nasozby 20.)Espâda 21.)Peacifullord 22.)AlwaysAndForever 23.)rude 24.)--FOSSA-- 25.)Son Spartalı 26.)DavidCoulthard 27.)btugrel 28.)nasozby 29.) cemking95 30.)Özgür Can 31.)ozarsenal 32.)ahmetcevik 33.)Stevie G. 34.)cagann 35.)hasanbaglan 36.)kemalton 37.)AsterStyle 38.)¿Nakamura¿ 39.)macrolight 40.)keroooo 41.)MJ_furkan 42.)caglayanyagci 43.)Manuel Mikser 44.)FeeLikeDeviL 45.)9600_G_T 46.) K®ATOS 47.)SY34 48.)Axigen 49.)Lostfan 50.)the-revival 51.)MoRTaLNIGHTMARE 52.)aardayildiz 53.)dodgé 54.)northernlights 55.)cegro447 56.)kankys 57.)DréaminLife 58.)hsntrgy 59.)Ne[M]esis 60.)NintendoWiiXbox 61.)Bonafide 62.)semipro 63.)RIDANES 64.)_LegendmJ_ 65.)Prefabrik13 66.)Scorpioleo 67.)Devastation 68.)El Cazador 69.)el dyablo 70.)Üni Güç - Gooner 71.)cihansevencan 72.)OnrbK 73.)busuzima 74.)Sanctus,Espiritus! 75.)Vaporous 76.)mlhzngn 77.)London_44 78.)gtrskyline 79.)Wallcroft 80.)Onder1911 81.)YasinAltunoglu 82.)FiréLord 83.)Garnispos 84.)patos64 85.)eLNin00 86.)Mesen90 87.)Insensitive 88.)Flowist 89.)Pastörize 90.)xXxKuBiLaYxXx 91.)Jose_Gökhan 92.)AmazingGrace 93.)Ethilieñ 94.)SellYourSoul 95.)Halleluja 96.)Let_Me 97.)ONERİNG67 98.)Pabliato |
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
|
Beyler şansa beraberliği kurtardığımız maçın istatistikleri (!) Topla oynama : 69-31 Toplam şut : 16-6 Kaleyi bulan : 7-4 Kurtarılan gol vuruşu : 4-7 Köşe vuruşu : 15-5 Çok fena ballı bir beraberlik. İkinci yarı topla oynama en son %80 e %20 idi. |
Arsenal'le ilgili güzel bir yazı. Okumanızı tavsiye ediyorum sayın Goonerlar < Resime gitmek için tıklayın > Mükemmel takım dendiğinde genellikle hep Guardiola’nın Barcelona’sı akıllara gelse de, bunda günümüzde haber almanın, maçlara ulaşmanın ve sosyal medyanın önemi çok büyük. Sosyal medya o dönemlerde bu kadar yaygın olsa, herhalde Arsène Wenger’in 2001-2004 yılları arasındaki Arsenal’i sürekli öne sürülecek takımlardan birisi olurdu. Wenger’in Arsenal kariyeri 1996’da başlamış ve 1997-1998 sezonunda Arsenal’i şampiyonluğa ulaştırmış olsa da, Fransız teknik adamın mükemmele ulaşması 2001-02 sezonuyla gerçekleşti. Arsenal’in deplasmanda hiç kaybetmeden, sadece 3 yenilgi alıp 87 puan toplayarak ulaştığı Premier League şampiyonluğu, oldukça gölgede kalmış başarılardan birisidir. Buna karşın trendsetter olan esas takım ise 2003-2004 sezonunda ligi namağlup şampiyon tamamlayan takımdır. Wenger’in 4-4-2 olarak tanımladığı, asimetrik bir 4-2-3-1 gibi dizilen ama aslında tam anlamıyla bir hedef adama sahip olmayan bu takımın toplu ve topsuz oyundaki yerleşim anlayışı ve kadrosundaki oyuncuların bulundurdukları özellikler, tam anlamıyla mükemmel bir takımı işaret eden cinstendi. < Resime gitmek için tıklayın > Oyuncu tiplerine baktığımız zaman oldukça korkutucu bir kadroyla karşılaşıyoruz. Wenger’in kurduğu bu kadrodaki savunma dörtlüsünde savunma orijinli tek oyuncunun Sol Campbell olduğu göze çarpıyor. Lauren’in Mallorca’dayken merkez orta saha, Ashley Cole’un Arsenal altyapısında sol forvet ve Kolo Touré’nin de Arsenal’e gelmeden önce daha çok bir ofansif orta saha görevinde yer alması şimdi kulağa şaşırtıcı geliyor olabilir. Savunma dörtlüsünde savunma orijinli olmayan üç oyuncuya yer vermekteki amaç ise topu geriden oyuna sokabilme kabiliyeti ve yeri geldiğinde tempoyu düşürüp topu 1. bölgede muhafaza edebilmekti. Bu bir kumar gibi gözükse de bu oyuncuların anlayışa meyilli olmaları ve çabuk adapte olmaları da yine bir diğer teknik direktör başarısıdır. Merkezde Vieira’nın olduğu her takımın oldukça etkili bir orta sahaya sahip olduğunu söylemek oldukça kolaydır. Wenger’in bu dönemki takımında Vieira’nın daha ofansif bir role büründüğünü söylememiz ise yanlış olmaz. Yine iyi bir kesici ama aynı zamanda üst düzey top hakimiyetine sahip olan Gilberto ile birlikte iyi bir ikili oluşturan Vieira, genellikle merkezden ileri çıkma hakkı daha fazla olan oyuncuydu. Ön alanda ise döneme göre çok daha farklı bir kurguyla karşılaşıyoruz. Zamanının en iyi forvetlerinden Henry, döneminin modern trequartistası Bergkamp ve kanatlarda golcülükleriyle ön plana çıkmış Ljungberg-Pires ikilisi. Bu dörtlünün mutlaka bir şekilde gole gidebileceğini hemen hemen herekes öngörüyordur zaten. Anlayış Arsène Wenger, sıkı bir 4-4-2 savunucusu olmasıyla bilinen teknik adamlardan birisi. Fransız teknik adam 4-4-2’nin neden en etkili sistem olduğundan bahsederken şu cümleleri kullanmıştı. ''Takımınızın %60’ı, sahanın %60’ını doğal olarak parsellemiş oluyor. İki stoperin, iki merkez orta sahanın ve iki forvetin sahaya yerleşim şeklinin yanı sıra, beklerin ve kanat oyuncularının da sahanın %40’ına yayılışının matematiksel olarak sahayı en doğal ve en etkili şekilde parsellediğini görüyoruz. Bu sebeple 4-4-2 sahaya yayılma açısından en etkili sistemdir.'' Günümüzde takımların savunmada belli başlı anlayışları var. Birçok takım ilk topa bastıktan sonra genellikle iki dörtlü blok halinde topa basmayı tercih ederek Wenger’in saha parseli konusunda söylediklerinin örnek alındığını ve ne derece doğru olduğunu gösteriyor. Invincibles adıyla bilinen Arsenal takımının da temeldeki anlayışı buydu. Henry’nin ön alanda başlattığı agresif pres ve Bergkamp’ın geri gelerek merkezi kalabalıklaştırmasıyla birlikte bekler Cole ve Lauren ileri çıkarken, kanat oyuncuları Pires ve Ljungberg de hemen içe kat ederek rakibin kolay oyun kurmasını engelliyordu. Nitekim 2003-2004 sezonunda 26 galibiyet ve 12 beraberlikle namağlup şampiyon olan takımın bu felsefesi de, alınan sonuçta büyük rol oynamıştı. Öne Çıkanlar Günümüzde Arsenal’den bahsederken “İyi futbol oynuyorlar ancak kupa kazanamıyorlar.” cümlesi oldukça meşhurdur. 2001-2004 yılları arasındaki Arsenal’in oldukça ofansif bir anlayışı benimseyip iki kez Premier League’i büyük bir üstünlük sağlayarak kazanmış olması ve arada 2. bitirdiği sezonda da tepeyi sonuna kadar zorlamış olması, günümüzde sadece pozitif futbol oynadığı için sempati duyulan bir takımın aslında o dönemde ne derece dominant olduğunun göstergesi. Henry’nin de topsuz oyunda bir sol ön oyuncusu gibi davrandığı Arsenal hücumlarında, Ashley Cole-Pires ve Henry üçlüsünün sürekli yüklendiği sol kanat, kuşkusuz takımın en güçlü hücum silahlarından birisiydi. Bergkamp’ın merkezdeki varlığı ve pozisyon disiplininin yanı sıra geriden sürekli Vieira ve Gilberto’nun doğru oyunuyla alınan destek, sağ kanatta kariyerinin en iyi performansını gösteren Ljungberg ve bindirmekten kaçınmayan Lauren’in iştahlı oyunuyla birleşince, takımı yenmek bir hayli zor oluyordu. Peki Arsenal takımı hiç mi zor duruma düşmedi? Tabii ki düştü. Şampiyonlar Ligi söz konusu olduğunda Arsenal’in yereldeki performansı sergilediğini söylemek oldukça zordu. 2003-2004 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde B Grubu’nda Internazionale, Dynamo Kiev ve Lokomotiv Moskova ile birlikte yer alan Arsenal, oldukça kötü bir başlangıç yapmış ve ilk üç maçında sadece bir puan toplayabilmişti. Hele ki ilk maçta iç sahada Inter karşısında alınan 0-3’lük mağlubiyet ve bu üç golün de 20 dakikadan az bir sürede gelmiş olması, oldukça moral bozucuydu. 4. karşılaşmada Highbury’de büyük bir güçlükle de olsa Dynamo Kiev’i geçmeyi başaran Arsenal, 5. maçta San Siro’da Inter karşısına çıkıyordu… Videoyu izlemek için tıklayınız Bu gövde gösterisinden sonra içeride Lokomotiv Moskova’yı da rahatlıkla 2-0’la geçerek grubunu lider bitiren Arsenal, belki çeyrek finalde Chelsea’ye elenmiş olsa da, turnuvanın en dominant maçlarından birisini oynamıştı. Şampiyonlar liginde o sezonun oldukça enteresan sonuçlara sahne olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Gunner Style Teamwork Goal Hatların birbirine oldukça yakın olması ve topsuz oyun hareketliliğinin üst düzey olması sayesinde “ver – devam et” prensibini sürekli olarak uygulayan oyuncularla birlikte dönemin Arsenal takımının pozisyonlara girmekte zorlanmaması ve gerek merkez oyuncuları, gerekse de bekler tarafından bitirilen, seri paslaşmaların sonucunda gelen goller de yine görmeye alışkın olduğumuz sahneler haline gelmişti. Videoyu izlemek için tıklayınız Takımın Futbol Trendlerine Etkisi Tıpkı aynı dönemde İber Yarımadası’nda fırtınalar estiren Valencia gibi Arsenal’in de oynadığı pozitif futbol ve ilerisi için teşkil ettiği örneklerin sayısı fazlasıyla mevcut. Günümüzde artık hangi savunma şeklinin doğru olduğu pek tartışmaya açık değilken, Arsenal’in bundan 10 sene önce savunma anlayışının doğrularını eksiksiz olarak yapıyor olduğu pek fazla göza çarpan bir durum değildir. İlk topa pres ve sonrasında şayet pres delindiyse iki dörtlü blok halinde topun arkasına geçme prensibinin yanı sıra, hücuma kalkarken 4-4-2 şeklini alıp merkeze kat eden iki kanat oyuncusu, bindiren bekler ve enerjisi yüksek iki merkez oyuncusuyla rakibi boğup her sekeni alabilme yetisi de kadrodaki oyuncu tiplerinin yanı sıra, oyuncuların bazılarının orijinal pozisyonlarının dışında bir şablona oturduğu da düşünülünce, Wenger’in aslında ne derece büyük bir iş yaptığını kanıtlayan verileri art arda sıralamış oluyoruz. Dönemin diğer öne çıkan takımı Valencia’nın daha pozitif anlayışına sahip olanı Arsenal’in 2002-2003 sezonunda Şampiyonlar Ligi 2. Grup kısmında son maçta Mestalla’da mağlup olarak çeyrek final şansını kaçırmış olduğu da bir diğer anektod. Her iki takımın 2001-2002 sezonlarında şampiyon olup 2002-2003’te zirveye ulaşamaması ve sonrasında 2003-2004’te oynadıkları futbolu mükemmelleştirmiş olmaları da rastlantı olmasa gerek. Videoyu izlemek için tıklayınız Sonuç Arsène Wenger’in 18 yıldır devam eden Arsenal macerasının en gösterişli ve başarılı 3 sezonu, kuşkusuz ki gerek Arsenal yönetimine, gerekse de Arsenal taraftarına Fransız hocaya ve yapmak istediklerine inanmak adına done ortaya koyarken, Fransız teknik adamın da gerek yönetimin, gerek taraftarın, gerekse de tarafsız futbolseverlerin gözündeki kredisini oldukça artıran yıllar oldu. Bugün Arsène Wenger ismi hâlâ futbol dünyasının en tepesindeki isimlerden biriyse, bu 3 sezon ortaya konulan inanılmaz futbolun ve sağlanan başarıların arkasından dahi Fransız teknik adamın sürekli yapılanan bir sistemin peşinde olduğunu görmüş olmamızdır. Nitekim Arsenal namağlup şampiyon olurken o sezon kadrosuna henüz 16 yaşında olan Fàbregas’ın ve 18 yaşında olan Gaël Clichy’nin katılması bir yana, 2004 U-17 Avrupa Şampiyonası sonrası 4 sezon izleyip en nihayetinde kadroya kattığı ve parlattığı Samir Nasri gibi bir oyuncunun transferini bile en başarılı sezonun ardından planlamaya başlamış olması, Wenger’in hep ileriye bakan anlayışını ve neden çok büyük bir teknik direktör olduğunu kanıtlayan donelerden. Arsenal belki oldukça büyük paralar harcayan Chelsea, Manchester United, Manchester City gibi takımların arkasında kalmaya başlamış olabilir, ama neticede bu takımların abartılı harcamalarının da Arsenal’in oluşan dominasyonunun önüne geçmek için yapıldığını da unutmamak gerek. http://www.yarisaha.com/arsenal-2001-2004/ |
| Umarım Bayern 5 çeker. |
| < Resime gitmek için tıklayın > |
|
Bu akşam Arsenalliler; < Resime gitmek için tıklayın > |
Sen neyin kafasındasın la , futbolun adaleti olsa 4-1 kazanacakmış Ciddi ciddi barcelonayı eleyeceğini mi düşündün ? İlk maçta sizin sahada barcelona daha çok gol kaçırdı,daha çok pozisyona girdi.Bunu ben demiyorum uefanın sitesinde yayınlanan istatistikler söylüyor . Bu maça gevşek çıktı barcelona ,gene de maçı aldı.Kalite,profesyonellik burada fark eder işte .Sen 10 kere gelirsin 1 gol atmayı beceremezsin , adamlar 2-3 pasla olayı bitirirler . 4-5 yılda atılan efsane gol denk gelmişmiş . Kardeş aç bi barca maçlarını takip et , barcelona neredeyse her maç takıyor efsane golleri . Barcaya kimse keyfinden dünyanın en iyi takımı demiyor . |
| ŞL son 16'da elenmek yetiyor yani. |
arsene wenger besiktasa laf attiktan sonra duzluge cikamadi |
Başkanın Aziz, teknik direktörün Wenger olduğunu düşünsenize D. kardeşime geçmiş olsun,adam hem Fenerli hem Arsenalli.Double kanser |
|
Futboldan anlamayan insanlar skora göre yorum yapıyor.Bari maçı izleyip öyle yorum yapsaydınız.Öncelikle Arsene Wengerin sezon sonu takımdan ayrılmasını istiyorum bu iki taraf için de en iyi seçenek.Arsene Wengerin bu duruma düşmesinin tek sebebi Van Persie gittikten sonra Giroud ile 6 yıl oyalanması başka hiç bir sebebi yok.Girouda kafayı taktı ve sonuç ortada.Dün akşamki bom boş pozisyonda kafa ile golü atamaması çıldırttı beni.Bu seviyenin topçusu değil fakat o golü Baki Mercimek olsa atardı.Neyse maça gelirsek skor 1-5 gören gelip yorum yazıyor.Rezil oldunuz,hahahehhwah,asdasdas.Siz futboldan anlamayan zavallılar bu konuya yorum yazıp da kirletmeyin.İlk yarıda gayet iyi bir futbol oynadık.Walcott çok iyi bir gol attı.Bir adet net penaltımız verilmedi.İkinci yarıya da iyi başladık.Giroud(allah belanı versin) net fırsatı kaçırdı.Ardından penaltı oldugu bile şüpheli olan bir pozisyonda hem kırmızı kart-hem de penaltı oldu.Takımın savunmasının lideri atıldı.Maç bundan sonra bitti zaten.Kırılgan bir takımız,eski halimiz yok.Zamanında Newcastle United maçında skor 0-2,10 kişiyiz maçı 3-2 çevirecek kararlılığa ve özgüvene sahiptik.Şu an bunların hiçbiri yok.Wengerin sezonun geri kalanında yapacagı tek şey takımı ne yapıp edip ilk 4 e sokmak.Bunu başarabilecek kadro elinde var.Yeter ki hırsla oynasınlar. Teknik direktör konusu için erken ama Allegri ismi geçiyor.Ben şahsen ilk tercih olarak Simeone diyorum.Nedeni olası Süperyıldız transferinde Allegri var diye kimse tercihini Arsenalden yana kullanmaz.Ama simeone hem hırs olarak hem de karizma olarak bize seviye atlatabilecek tek hoca şu an.Wengerin tuzu kuru.İlk fırsatta ya Real ya Barcelona ya da Psg tarafından kapacaklar zaten. |
< Resime gitmek için tıklayın > |
Cevap verme abi şuna. Okumadan, araştırmadan gelip ahkam kesiyor. Yıllardır yapılan turnuvanın kuralını bilmiyor daha çok bilmiş gibi yazıyor birde |
Sihirbaz oldugu icin kendini yok edebiliyor |
| Walcott niye gidiyor ya önü açık bir genç oyuncuydu sadece 12 yıldır patlama yapmasını bekliyoruz :S |
|
Dev takas gerçekleşti. Wenger durumu az bir zararla atlattı diyebiliriz. Bedava gitmesinden iyidir.. Mkhitaryan, Alexis'in yerini doldurabilecek mi? Alexis, takımın en skorer isimlerinden biriydi. Auba ismi ciddi bir şekilde geçiyor.. Auba-Giroud takasının gerçekleşmesi de yüksek bir ihtimal. Güzel bir istatistik paylaşayım. Auba ve Mkhitaryan en son birlikte oynadıklarında; Aubameyang - 49 maç - 40 gol - 7 asist Mkhitaryan - 53 maç - 19 gol - 24 asist < Resime gitmek için tıklayın > |
|
Arsene Wenger: "Yorulduğum için ayrılmıyorum. Bu kulübün tüm dünyada İngiltere'de olduğundan daha fazla saygı gördüğüne inanıyorum. Taraftarlarımız kulüpte istediğim birlik görüntüsünü vermiyordu. Bu çok acı verici bir durum. Taraftarımızın mutlu olması için acı çekmeye hazırım." Üzdün be reyiz.. |
| Bizim milletin çoğunun kafası 2010-13 zamanlarında, o yüzden normal karşılamak lazım :) |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesajda bahsedilenler: @Nrot