türk edebiyatı varken ingilizce pek yavan geliyor bana |
Yıl oldu 2013 ama bende bir şiir yazdım ve youtube da paylaştım DH'de paylaşmak istedim ama en uygun konunun bu olduğunu farkettim bu yüzden eğer yanlış birşey yapıyorsam yani eski bir konu olduğu için yönlendirirseniz sevinirim, teşekkürler. Videoyu izlemek için tıklayınız |
İki Attila İlhan Şiiri benden; Sisler Bulvarı elinin arkasinda günes duruyordu aylardan kasimdi üsüyorduk agacin biri bulvarda ölüyordu sehrin camlari kaygisiz gülüyordu her köse basinda öpüsüyorduk sisler bulvarina aksam çökmüstü omuzlarimiza çoktan çökmüstü kesik birer kol gibi yalnizdik daglarda ates yanmiyordu deniz fenerleri sönmüstü birbirimizin gözlerini ariyorduk sisler bulvar’inda seni kaybettim sokak lambalari öksürüyordu yukarida bulutlar yürüyordu terkedilmis bir çocuk gibiydim dokunsaniz aglayacaktim yenikapi’da bir tren vardi sisler bulvari’nda ölecegim sol kasigimdan vuracaklar bulvar duraginda düsecegim gözlüklerim kirilacaklar sen rüyasini göreceksin çiglik çigliga uyanacaksin sabah kapini çalacaklar elinden tutup getirecekler beni görünce tas kesileceksin aglamayacaksin! aglamayacaksin! sisler bulvari’ndan geçtim sirilsiklamdi islak kaldirimlar parliyordu durup duruken gözlerim daliyordu bir bardak sarabda kayboluyordum gece bekçilerine saati soruyordum evime gitmekten korkuyordum sisler bogazima sarilmislardi bir gemi beni afrika’ya götürecek ismi bilmem ne olacak kazablanka’da bir gün kalacagim sisler bulvari’ni hatirlayacagim kirmizi melek sarkisindan bir satir lodos’dan iki senin kirpiklerinden bir satir simsiyah bir satir hatirlayacagim seni hatirlatanin çenesini kiracagim limanda vapurlar uguldayacak sisler bulvari bir gece haykirmisti agaçlari yatiyordu yoksuldu bütün yapraklari sararmisti bütün bir sonbahar aglamasti aglayan sanki istanbul’du öl desen belki ölecektim içimde biber gibi bir kahir bütün siirlerimi yakacaktim yalnizlik bana dokunuyordu eger sisler bulvari olmasa eger bu sehirde bu bulvar olmasa sabah ezaninda yagmur yagmasa süphesiz bir delilik yapardim hiç kimse beni anlayamazdi on bes sene hüküm giyerdim dördüncü yilinda kaçardim belki kaçarken vururlardi sisler bulvari’ndan geçmedigin gün sisler bulvari öksüz ben öksüzüm yagmurun altinda yalnizim agzim elim yüzüm islaniyor tren düdükleri iç içe giriyorlar aklimi fikrimi çeliyorlar aksaray’da isiklar yaniyor sisler bulvari ayaklaniyor artik kalbimi susturamiyorum Üçüncü Şahsın Şiiri gözlerin gözlerime değince felâketim olurdu ağlardım beni sevmiyordun bilirdim bir sevdiğin vardı duyardım çöp gibi bir oğlan ipince hayırsızın biriydi fikrimce ne vakit karşımda görsem öldüreceğimden korkardım felâketim olurdu ağlardım ne vakit maçka'dan geçsem limanda hep gemiler olurdu ağaçlar kuş gibi gülerdi bir rüzgâr aklımı alırdı sessizce bir cıgara yakardın parmaklarımın ucunu yakardın kirpiklerini eğerdin bakardın üşürdüm içim ürperirdi felâketim olurdu ağlardım akşamlar bir roman gibi biterdi jezabel kan içinde yatardı limandan bir gemi giderdi sen kalkıp ona giderdin benzin mum gibi giderdin sabaha kadar kalırdın hayırsızın biriydi fikrimce güldü mü cenazeye benzerdi hele seni kollarına aldı mı felâketim olurdu ağlardım |
Var mi yeni şiir tutkunlari ? |
Bir aralar şiir yazmaya başlamıştım.Bir kaç tanesini konu altında paylaşayım. Okudukça gülüyorum < Resime gitmek için tıklayın > |
çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık. kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz. eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez. vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz. dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir. hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir. insanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir; insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler? kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır, fakat kendi nefsinden utanmaz. akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir. başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar. iktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer. kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma! zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın. ışık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın. biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır. biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik. biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir. hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı? cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir. felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim. bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir. vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor. korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür. ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir. zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış. gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez. ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk. şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın. ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin. hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun. ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan! Namık Kemal |
Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında. Cahit Sitki Taranci Yas35 |
|
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo