Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 2 misafir
3088
Cevap
188736
Tıklama
4
Öne Çıkarma
Cevap: Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (145. sayfa)
V
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: ejderertugrul

quote:

çok özel ve güzel bir tespit ,ancak buna kürtlerle yapılan ve kerkükden pompalanacak petrol anlaşmasını da dahil etmek lazım.

Hatırlanacağı üzere bu konuda HALK**** kanalıyla yapılması konusunda ön anlaşmaya varıldığı haberi arkasında olaylar patlamıştır. Konunun detaylarına girmeye gerek yok sanırım paralar ortalara saçılıverdi.

Eğer bu anlaşma çalışırsa ki doğrusu bu oladuğunu düşünüyorum hem ırak ticareti canlanır hemde petrol karşılığı ticaretin önü açılır .Saddam zxamanında kerkük hattının %10 kapasitesi bile kullanılamıyordu bunu unutmayınız

Ticarette eğer büyük ülkeleri ortak olarak bir şekilde almak istemezseniz bu şekilde dönüşlerinin olabileceğini de kestirmek gerekiyor. Yeni özetle herkes payını istiyor , mesele bunu yönetebilme sanatıdır.

dip not olarak ekleyelim BTC hattının ancak % 25 miktarı Baküye gitmektedir. Geri kalanı anlaşma çerçevesinde büyük petrol firmaları kanalıyla resmi olarak paylaştırılmaktadır.


Vezir Hocam, haklısınız Kuzey Irakla yapılan petrol anlaşması da yolsuzluk operasyonunun önemli sebeplerinden...Aslında ortadoğuda olan herşey petrol,gaz ve bunların geçtiği yollarla ilgili gelişiyor. Örnek, Suriye meselesi...

Suriye'de olaylar başlamadan, Esad ve Erdoğan can ciğerken bir boru hattı yapılacaktı. Katar gazı, Katar-Ürdün-Suriye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya boru hattıyla ulaştırılacaktı. Adı geçen ülkeler anlaşmayı kabul etmişler ve proje aşamasına geçilecekken, Esad son anda bu projeden vazgeçti. Suriye'de olaylar başladı ve Türkiye'de buna çok büyük bir hata yaparak müdahil oldu.

Bence Erdoğan'dan onu bugüne kadar destekleyenlerin beklentisi, boru hatlarına engel olmasıdır. Erdoğan ise bir taraftan petrol ve boru hattı anlaşmaları yaparken, diğer taraftan da yolsuzluk yapıyor. Saf değiştirmek istiyor ama geçmek istediği tarafa da 2007 sonrasında kazık atmıştı. Bu yüzden üstü çizilmiş görünüyor, işi çok zor.

Petrol karşılığı mal ticareti ise, belki Kuzey Irak ile çalışabilir. Fakat İran ve Rusya ile çalışmaz. Mesela İran ile ticaretimize bakarsak, İthalat 22 milyar dolar, ihracat 800 milyon dolar. Son yapılan anlaşma ile İran bize bazı mallarda gümrük muhafiyeti getirse de önümüzdeki 5 yıl içinde İran'a ihracatımızı sadece o da en iyi hesapla 1,5 milyar dolara çıkarabiliriz. Oysa petrol ve gaz ihtiyacımız çok daha fazla artacak. Rusya ile de aynı durumdayız.

Ayrıca Kuzey Irak'tan gelen petrol hattının tam kapasiteyle çalışması da mümkün değil. pkk bu işten kesinlikle pay ister, verilirse çok büyük felaket, verilmezse sabotaj yapar. Kısacası işimiz çok zor.

Kuzey Irak'tan gelecek petrol ile Kerkük hattını tam kapasite çalıştırılması teknik olarak mümkün değil,ancak hat borç hattın kapasitesinin yüzde elli fazlasıdır.yani çok çok büyük bir kapasite vardır ve işletme maliyeti çok cüzzi dir. bu hattan akacak petrol karşılığını paylaşmak Irak hükümeti ve alt gruplarının işidir. Bu coğrafyada buna müdahil olmanın Türkiye açısından bir faydası yoktur.ancak petrol karşılığı paranın Türk bankalarında tutulmasının ekonomik ve ticarete çok büyük katkısı olacaktır.ticaretin en riskli yönü her zaman satılan malın karşılığının alınabilme garantisidir. Bunu garanti edebilen bir hükümet bankası sayesinde Türk ihracatçıları ve iş adamları açısından en kritik konu çözüme kavuşturulmuş olacaktır, işin püf noktası burasıdır. Sistem işleyişi şöyle olması düşünülmektedir, iş yapan taşeron firmalar bu ülkede yaptıkları iş karşılığında alacakları Irak hükümeti onayı sayesinde Türk bankasında bloke edilen parası iş yapan taşeron veya mal satan firmaya Türkiye üzerinden transfer edilecektir,yani alacağınızın garantisi Türk hükümet bankası kanalıyla yapılacaktır, ofshore anlaşmaları gibi. Günde 1milyon varil kapasitesine ulaşılırsa bunun çok kabaca anlamı 100 milyon dolar hesabında para tutulacak demektir, ikinci dünya savaşı öncesi ve sonrasında isviçrenin kalkınma motoru bu tür garantili banka ödemesi teminat gösterilmediyse olmuştur,

Ticarette tabii ki aracı kurumlar üzerinden bu işler finansman da edilebilir ama kontrol kadmemeli olarak risk analizleri sayesinde gereksiz faiz yaratır,

Belki farkında olmayanlar olabilir ama şuanda duyduğum kadarıyla Musul hem görüntü hemde şehircilik açısından komple yenilenmemiş. Bu tüm Irak için olacaktır ancak politik nedenler ve aracı ülkeler rantı garanti edilmedikte petrol işinde huzursuzluk bitmez,

2005 yılında Bakü'de bulundum şimdi gelen BBC paraları sayesinde en hızlı kalkınma oranını yakalayan geleceğin Katar'ı diyorlar, bunlar hep düzenli olarak akan petrol sayesinde olmakta, yoksa Azerbaycan'ın hiçbir ciddi ihracat kalemi yoktur,

Denilebilir ki Rusya ile neden bu tür bir alışveriş yapmıyor, evet yapılması lazım ama birisi ex süper güç diğeri yıkılmış bir ülke. Yani acelesi olan ihalende çok detaya girmezken Rus pazarı ciddi bir farklılığı vardır, Türk müteahhitler büyük işler yapsa da o kadar fazla gaz alınan bir yerde dengeyi sağlamak ancak bir hayal olur,



< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
N
10 yıl
Binbaşı

Önceki sayfadaki Ivanpah güneş santrali hakkında kısa bir Google aramasıyla güzel bir eleştiri sayfası buldum.
http://www.basinandrangewatch.org/Ivanpah-FSADEIS-start.html
Aslında toplamalı güneş santralleriyle ilgili genel eleştiriler ve zayıflıklardan söz edilmiş. Temizlik, çöl koşullarının getirdiği zorluklar, pervanelerde olduğu gibi kuşların ölmesi gibi sorunlar ve üretim zamanının tüketimle örtüşmemesi, atıl kapasite gibi verimsizlikleri var. Bunları hesaba katmadan kurulu güç üzerinden karşılaştırma yapmak çok, ama çok boş oluyor. Serbest üretim ve tüketim piyasası koşullarında "yenilenebilir" enerji kaynakları sanayileşmiş toplumların dişlerinin kovuğuna yetmez. Tüketimin Kuzey Kore benzeri koşullarda plana, programa bağlanması, yani baskılanması şart. Ama gel gör ki elektrik şirketi beni bana sormadan çoklu tarifeye geçirdiği için itiraz ediyorum, çoklu tarifenin tasarruf için yararlı olduğunu bile bile. Neden? Çünkü tüketim pastasından asıl büyük payı alan fabrikaların çalışma saatlerini, AVM'lerin, reklam panolarının savurganlığını düzenlemeye yanaşmayan faşist otoritenin gücü bana yettiği için. Kısacası adaletsizlik çok verimsizdir. Doğal kaynakları verimli kullanmaktan söz edenler önce bir adalet desinler, sonra hesaba kitaba gireriz, hesap kitap kolay...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
10 yıl
Onbaşı

Çoklu tarifenin yararlı olabilmesi için 22:00-6:00 arasındaki geceyarısı tüketiminin 17:00-22:00 arasındaki akşam tüketiminden DAHA FAZLA olması lazım.
Evinizde havuz olması veya yerden ısı pompası ile ısıtma yapmanız durumunda bu ancak geçerli olur.
Halbuki normalde tam tersi geçerli, doğal olarak akşamüstü ışıklar yanık ev halkı da evde bir şeyler yapıyor olur.
Daha az ödemekten çok, daha fazla ödemek veya gece yarısı çamaşır yıkayıp buna rağmen elektrik faturasında bir tık bile düşüş görmemek çok daha olası.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: maki1970

Çoklu tarifenin yararlı olabilmesi için 22:00-6:00 arasındaki geceyarısı tüketiminin 17:00-22:00 arasındaki akşam tüketiminden DAHA FAZLA olması lazım.
Evinizde havuz olması veya yerden ısı pompası ile ısıtma yapmanız durumunda bu ancak geçerli olur.
Halbuki normalde tam tersi geçerli, doğal olarak akşamüstü ışıklar yanık ev halkı da evde bir şeyler yapıyor olur.
Daha az ödemekten çok, daha fazla ödemek veya gece yarısı çamaşır yıkayıp buna rağmen elektrik faturasında bir tık bile düşüş görmemek çok daha olası.

ısı pompası ile yeraltı ısısı kullanılarak ısınma ve soğutma işi avrupada oldukça yaygın , inşallah ucuz enerji kullanan ülkemizde de artık büyük siteler ve villa tarzı yerleşimlerde bu teknolojiden faydalanılır.

Yeraltı ülkenin coğrafya ve toprak yapısına bağlı olarak bizlere sabit sıcaklık garantisi vermekte , sadece pompalama (circulation)için harcanacak enerji ile büyük enerji tasarrufları sağlamak mümkündür.

Her bölgeye özel toprak derinliği ve çalışması (ev büyüklüğüne ve konumuna göre ) yapılarak bir kere bu sistem kuruldu mu yazın soğuk hava kışın sıcak hava temin edilmesi garanhti edilebilir. Bu tür sistemlweri kuran firmalar belirli sıcaklıkta su dönüşümünü garanti ederek ısı transferinde aşırı sıcaklıklar haricinde yalıtım iyi olursa ev içinde sabirt sıcaklık yakalanabilmektedir. Bu sistemlerde güneş panelleri de güneş alan bölgelerde ıusınma işine ek destek sağlayarak soğuk ve açık bir günde tüm gece ısıtmasını sağlayabilecek enerjiyi ısı esanjörlerinde depolamaktadırlar.

işin özü bu tür sistemler için yatırım yapabilmeyi ev alırken veya sonrasında talep etmektir. ilk kurulum maliyetleri fazla olacağı için sonradan bu tür sistemler kurulması ev bütçesini etkilemektedir. Buna da devlet kredi desteği ile destek olabilir. Sonuçta merkezi sistemden ne kadar az enerji çekilirse o kadar ev hanesi ve devlet yarar görecek enerji için harcama kalemi düşecektir. 10 tane atıl termik santral için para harcanacağına ,bu parayla tüm sehrin yeraltı kaynakları kullnılarak toprak veya yeraltı sularının ısısından faydalanarak ısıtma ve soğutma yapılabilmesi mümkündür. İllaki jeopthermal enerjiye gerek yok. neyse konu derin benim anlatacaklarım uzun şimdilik linmkten Kıbrıs'ta yapılmış bir çalışmayı veriyorum

http://ktisis.cut.ac.cy/bitstream/10488/870/1/C55-PRT020-SET3.pdf

konuyu bilmeyenler için basitçe şöyle anlatmak bir fikir verecektir. Farzedelim ki evinizin ısınması için 10000kcal/gün ısı yeterli olsun ortalama olarak bu ısının bi,r maliyeti vardır. Kömür yakarsanız A lira doğalgaz B lira , elektrikli ısıtma C lira vb , eğer toprak -su vb sistemler ile günlük 6000-7000 kcal alabilme durumu olursa günün eksik kalan enerji ihtiyacı elektrik , doğalgaz veya güneş panllerinden tamamlanabilir. parasal olarak özertle faredelim ki yıllık tüketiminiz 2000 Tl /yıl ısıtma 1000 TL/yıl soğutma olsun. toplam ısı için 3000 Tl/yıl harcıyor iseniz bunun 2000 Tl/yıl ısı karşılığını yeraltı ısı kaynağı ile ısı pompası kullanılarak karşıladığınız zaman cebiğnizden 1000 Tl poara çıkacaktır. Buna göre yatırılacak para kaç yılda amorti edeceği bulunabilmektedir. Peşin para verilmesi yerine sıfır banaka kredi sistemi devlet tarafından sübvanse edilebilirse 5 yılda zaten sisteme yatırılacak para kendisini amorti edebilecektir.

Tabii ki parası olan tüm evin ihityacı kadar da büyük sistem kurdurabilir V12 mercedes gibi ama ilk yatırımı yüksek olacak ama bedavadan ısınma ve soğutma sağlanabilecektir.

bir firmanın bu konuda türkçe katalogu var internette buraya link veriyorum

https://www.google.com.tr/url?q=http://www.viessmann.com.tr/content/dam/internet-tr/prospekte/mesleki_pompasi.pdf&sa=U&ei=62pXU-qOO8OjtAbR2YGoDA&ved=0CDoQFjAC&usg=AFQjCNEL2CpDjFhe65GFuNqMnZaNWU9aUQ





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 23 Nisan 2014; 10:29:41 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
E
10 yıl
Çavuş

Earthshiplerde, termal kütle evin içine hapsediliyor, evin cephesi güneye bakıyor.Cephe tamamen camlardan oluşuyor ve cephenin önünde tahminimce %23,5'luk bir eğim verilmiş sera bölgesi var. Bu şekilde yapılan bir evin herhangi bir ısıtma sistemine ihtiyacı olmuyor. Fakat bu evi çok katlı yapmak mümkün değil. Şehirlerde yapılamaz ama kırsal bölgede yapılırsa maliyeti 3+1 bir ev için 10.000 TL'yi geçmez. Temel yok,tuğla,demir,çimento, anladığımız anlamda kalıp,kiriş yok. Bu evde en çok para çatı yalıtımına gider. Çok şiddetli depreme de dayanır.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
A
10 yıl
Yarbay

okuyan biri özet geçerse bütün forum adına büyük bir iyilik yapmış olur



V
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: ejderertugrul

Earthshiplerde, termal kütle evin içine hapsediliyor, evin cephesi güneye bakıyor.Cephe tamamen camlardan oluşuyor ve cephenin önünde tahminimce %23,5'luk bir eğim verilmiş sera bölgesi var. Bu şekilde yapılan bir evin herhangi bir ısıtma sistemine ihtiyacı olmuyor. Fakat bu evi çok katlı yapmak mümkün değil. Şehirlerde yapılamaz ama kırsal bölgede yapılırsa maliyeti 3+1 bir ev için 10.000 TL'yi geçmez. Temel yok,tuğla,demir,çimento, anladığımız anlamda kalıp,kiriş yok. Bu evde en çok para çatı yalıtımına gider. Çok şiddetli depreme de dayanır.

evet mimari açıdan çok güzel sistemler ancak insan sağlığı açısından kullanılan lastik ve benzeri izolasyon malzemeleri kanserojendir. Özelilik kullnılmış lastikler uzun süre sonra çok tehlikeli bir atık haline gelir . Dünyada ısı öenmli ise binaları yerin üstüne yapmak yerine yerin altına yapmak geleceğin yeni yapı sistemleri olacaktır yer üstü gıda üretimi ve tabiyatın korunması için bırakılacaktır 22yüzyıl ve sonrası için bu tür gelişmiş teknolojili tararımlar olacaktır ancak öncelkikle petrol krizinin aşılması ve dünyanın onlarca yıl alacak durulması sonrası bunlar devreye girecektir. yani mağarada başilayan hayatımız benzeri bir şekilde yeraltı ve mağarada devam edecektir. Tabiiki güneş ve teknoloji son sistem olarak hayatımızda yeralacaktır.

yeraltında ısı stabil olacağı için ısınma ve soğutma konusunda izolasyon malezemesine gerek olmayacak veya izolasyon sadece su ve vb şeylerin bina içine sızmasını önlemek için kullanılacaktır.
Özelikle nükleer feleket veya göktaşı çarpmasıo gibi uzun süreli sığınma ve barınma konusu için yeraltı tek çözümdür. Psikolojik problemlerin çözümü için de bir sürü çalışma var , özellikle güneş ısığı vucudumuz için vazgeçilmez bir kaynaktır ,bunu cam ayna ve mercek sistemleri ile çok derinlere aktarılması mümkündür. Yoksa ET benzeri mutasyonlar kaçınılmazdır ışık almayan organizmalar ciddi değişiklik gösterirler.

http://www.colfibrex.com/en/pdf/GREEN-HOUSE.pdf





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 28 Nisan 2014; 10:45:15 >

T
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: ihg70

sadece ucuz ve bol enerji nedeniyle ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış çok sayıda kavram enerjinin pahallılaşması ve zor erişilmesi ile beraber yine ortadan kalkacaktır veya eskilerde olduğu gibi sadece belli sınıflara ait bir ayrıcalık olarak kalacaktır. Bu mahrumiyet kademeli olarak gerçekleşebileceği gibi şu bir süreç içersinde de olabilir.

Nedir bunlar?

- tatil (daha geniş anlamıyla turizmin her türlüsü)
- emeklilik (20.yy'da ortaya çıkmış bir kavramdır)
- demokrasi (göstermelik de olsa yönetimde söz sahibi olma)
- seyahat özgürlüğü
- adil yargılanma (veya en azından yargılanma şansı bulabilmek!)
- bilgiye kolayca ulaşma
- örgütlenme hakkı
- eğitim hakkı
- hobi amacıyla kedi-köpek gibi hayvanları beslemek
- kişisel keyif için rahatça harcama yapmak
- hızlı elektronik tüketim

bu liste daha uzar gider. ilk etapta aklıma gelenleri yazdım.

Çünkü bunlar kaynakları geniş kitlelerle paylaşmayı gerektirir.
Kaynaklar sınırlı olunca kimse, özellikle de egemen sınıflar, bunları, yani zaten sınırlıve zor elde edilen kaynakları geniş kitlelerle paylaşıp israf(!) etmeyi tercih etmeycektir.


enerjinin az olduğu 19yy ve öncesi böyleydi.







Hocam çok isabetli bir tespit olmuş

Özellikle emeklilik ve seyahat özgürlüğünün en erken ortadan kalkanlar olucağını düşünüyorum.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
E
10 yıl
Çavuş

quote:

evet mimari açıdan çok güzel sistemler ancak insan sağlığı açısından kullanılan lastik ve benzeri izolasyon malzemeleri kanserojendir. Özelilik kullnılmış lastikler uzun süre sonra çok tehlikeli bir atık haline gelir .


Vezir Hocam,ufak bir bahçe satın aldım ve earthshipler hakkında nette tüm türkçe kaynaklara baktım, ayrıca videoları izledim. Kağıt üzerinde düşündüğümde yapabileceğimi sanıyorum. Fakat siz ilk cümlede lastiklerin kanserojen olduğunu yazmışsınız. İnanın bu konuyla 1 aydır ilgileniyorum ama bu aklıma gelmemişti. Çimento da kanserojen, hatta insan sağlığına zararlı 2500 madde içeriyor diye okumuştum. Lastiklerin en kötü atık olduğunu biliyorum. Yakıldıklarında müthiş kirliliğe sebep oluyorlar. Toprağın içine gömüldüklerinde ve evin iç cephesi de kerpiç ile kalınca sıvandığında, lastiklerin kanserojen özelliği evdekileri etkiler mi?

Anladığım kadarıyla burada sorun, toprağın hapsettiği ısıyı evin içine verecek bir duvar yapmak. Bu da toprak ile ev arasında yalıtım olmaması ile mümkün. Fakat yalıtım yapmazsanız toprağın nemi de evin içine girer. Bir de earthbagler var. Toprağı çuvalların içine koyup, çuvalları tuğla gibi diziyorlar. Fakat bu da lastikler kadar sağlam olmaz.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: ejderertugrul

quote:

evet mimari açıdan çok güzel sistemler ancak insan sağlığı açısından kullanılan lastik ve benzeri izolasyon malzemeleri kanserojendir. Özelilik kullnılmış lastikler uzun süre sonra çok tehlikeli bir atık haline gelir .


Vezir Hocam,ufak bir bahçe satın aldım ve earthshipler hakkında nette tüm türkçe kaynaklara baktım, ayrıca videoları izledim. Kağıt üzerinde düşündüğümde yapabileceğimi sanıyorum. Fakat siz ilk cümlede lastiklerin kanserojen olduğunu yazmışsınız. İnanın bu konuyla 1 aydır ilgileniyorum ama bu aklıma gelmemişti. Çimento da kanserojen, hatta insan sağlığına zararlı 2500 madde içeriyor diye okumuştum. Lastiklerin en kötü atık olduğunu biliyorum. Yakıldıklarında müthiş kirliliğe sebep oluyorlar. Toprağın içine gömüldüklerinde ve evin iç cephesi de kerpiç ile kalınca sıvandığında, lastiklerin kanserojen özelliği evdekileri etkiler mi?

Anladığım kadarıyla burada sorun, toprağın hapsettiği ısıyı evin içine verecek bir duvar yapmak. Bu da toprak ile ev arasında yalıtım olmaması ile mümkün. Fakat yalıtım yapmazsanız toprağın nemi de evin içine girer. Bir de earthbagler var. Toprağı çuvalların içine koyup, çuvalları tuğla gibi diziyorlar. Fakat bu da lastikler kadar sağlam olmaz.

sayın Ejderertugrul,

atıklar sözkonusu olduğunda uzun vadeli etkilerini inclemek lazım bu konuda gerekli tedbir alındıktan sonra bir problem olmayacaktır. Özellikle bu tür şewyler çocuklar için tehlikeli emeklilik düşünenler için bir problem için uzun yıllar gereklidir.

ekteki linke bir göz atınız araştırınca ,atık lastikler hakkında bolca döküman bulunabilir ,recyle işiyle alakalı araştırmak lazım. Haklısınız herşeyin zararı söz konusu belki aklınıza gelmez ama toprağın da direk kanserojen olabilmesi söz konusu toprak damlı evlerde yaşayan bazı köylerimizde toprak içindeki bileşenlerin tüm köyü nasıl kanser ettiği birkaç yıl önceki haberlerde yer almıştı. Bütün mesele soluma yolu ile pulverize olup olmadığı ve su ile etkileşimlerini araştırmak lazım. Çevre mühendisi arkadaşlarımızın bu konuda daha doğru ve detaylı bilgi vereceğini sanıyorum.

http://www.tufsd.org/documents/budget/turffields/rubber%20effects%202.pdf





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 28 Nisan 2014; 18:15:32 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
E
10 yıl
Çavuş

quote:

Bütün mesele soluma yolu ile pulverize olup olmadığı ve su ile etkileşimlerini araştırmak lazım.


Vezir Hocam, yukarıda yazdığınız konuda Türkçe kaynak bulamadım.Yanlız kerpiç sıvanın son derece korozif olduğu, lastiği hızlı bir şekilde korozyona uğratabileceği şeklinde bir bilgi var. Earthbag yöntemi var: %30 kil+%70 kum karışımı bir mikserde suyla nemlendirilerek, çuvalların içine dolduruluyor ve binanın ana duvarı bu çuvallar üst üste konularak inşa ediliyor. Fakat bu duvarın arka bölümü, earthshiplerde olduğu gibi toprağa gömülmüyor. Çünkü topraktaki nemi olduğu gibi binanın içine çekebilir.

Acaba siz toprağın ısısını evin içine verecek, buna karşılık nemi geçirmeyecek ve doğal olacak bir yalıtım malzemesi biliyor musunuz?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
10 yıl
Yarbay

Sayın ejderertugrul,

Ekteki weber sitedeki ürünlere göz atabilirsiniz.

http://www.weber.com.tr/su-yalitim-uygulamalari/ueruen-bilgileri/bituem-esasli-su-yalitim-ueruenleri.html



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @ejderertugrul
E
10 yıl
Çavuş

Vezir Hocam çok teşekkürler...



O
10 yıl
Binbaşı

Bayağı olmuş buraya uğramayalı, ne var ne yok arkadaşlar?

Neyse teşekkür ederim, Zizim hocam. Ben de kendi çapımda yorum yaptım, tabii ki hatalarım var.

1. İran konusunda fikrim değişti. İran kesinlikle ABD ile paralel hareket ediyor ve Suudi Arabistan, BAE gibi ülkelerden hiç bir farkı yok.

2. Suriye'ye zaten olacağı oldu.

3. İsrail ile ilgili fikrim sabit. Zaten bugünlerde açıklama yaptılar açık açık Kürdistan'ı destekliyorlar. Asıl amaçları önce Kürdistan'ı kurup (Kuruluoyr zaten), sonra bizim toprakları da referandum veya başka yolla oraya katmak. Sonrasında da Filistin'e yaptıklarının aynını onlara yapacaklar.

4. Mezhep çatışması çıkacağını da yıllar önce yazdım. Medeniyetler Çatışması tezi yapaydır ancak uygulamaya kondu ve işliyor. Şiilere yol açmak için IŞİD belası türetildi. (Dikkat edin PKK bir günde bitti aynı ASALA gibi) Bu adamların sünni olduğu vurgusu yapılıyor. Ancak ortada büyük bir dümen var. Onlardan kurtulmak için ve PKK ile bir daha uğraşmamak için peşmergeye sarılacakTürkiye, Kürdistan'ın kurulmasını belki kendi elleri ile destekleyecek. Ne günlere kaldık.

5. Asıl büyük tehlike -daha önce de söylediğim gibi- İsrail'in su havzalarını kontrol altına almasıdır. Bu durum şu an ortada değil. Ancak belki önümüzdeki yıllarda bu hızlı gelişmeler neler getirecek göreceğiz.

6. Büyük problemin Ortadoğu'da olacağını da yazmıştım, bunun üzerine konuşmak artık yersiz sanırım, her şey ortada.

7. İnterenetin yasaklanacağı sürekli konuşuldu bu forumda. Ancak herkesin zannettiğinin aksine, halen paylaşım serbest. Zaten Soros gibi adamların interneti bırakın yasaklamayı dünyanın her köşesine götürmeye çalışmaları bana tuhaf gelmiyor. Tüm anarşist örgütlenmelerin Facebook ve twitter üzerinden gerçekleşmesi de tesadüf değil.
Hem bu yolla hepimiz rahatlıkla izlenebiliyoruz. Düşünsenize bedava istihbarat :) Hepimizin ne olduğu belli. Adamlar niye yasaklasın ki?

8. Hükümet ABD yanlısı politika izlemiyor dediğimde de topa tutulmuştum. ABD ile iyi geçinmek, onun güdümünde olduğunuzu göstermez. Hiç bir devlet, hiç bir zaman aleni olarak güçlü olana kafa tutmamıştır. Osmanlı açık savaşla dağıtılmadı.
Hükümetin ABD ve İran ve İsrail için açık tehdit olduğu ve ABD tarafından üstü çizildiği herkesçe malum. Ancak halk desteği hala devam ediyor.

Seçimlerde % 40'ı geçer dediğimde çok alay edilmiştim. Ancak kazandığım takım elbiseler dolabıma sığmıyor şu an. Bir çok arkadaş % 35'in bile hayal olduğunu söylemişti.

Önümüzdeki seçimlerde Erdoğan'ın % 55, İhsanoğlu'nun % 38-39, Diğer adayın 6-7 alacağını zannediyorum.
Ancak tabii ki bunu provoke etmek isteyen unsurlar olacaktır.
Bayrak indirmeler, rehine kaçırmalar, çocuk kaçırmalar, üniversite olayları vs.vs.
En uç noktası suikast olabilir. Ülkemiz için en kötüsü bu olur Allah korusun. Kim seçilirse seçilsin ancak kaos kimsenin isteyeceği bir durum değil.

9. Dinlemeler bence en büyük skandaldı. Cemaatin "Biz değiliz" demesine inanmıyorum. Ancak birbirilerinden haberleri yok. Alt kısımda gerçekten çok değerli, bilgili insanlar var gerçekten safiyane duygularla çalışıyorlar. Ancak yukarıda bir karışıklık ve güç savaşı var.

İleriki safhada cemaat küçülecektir. Türkiye'de ise eski prestijini bir daha yakalayamayacaktır.

10. Ülkemiz zorlu bir dönemeçte, git gide daha da zor bir sürece evriliyoruz. Ne yazık ki iktidar değişikliği de bunu engelleyemeyecek. Hatta daha da hızlandırır gibime geliyor.

11. Enerji konusu malum. Bu konu da gerçekten önemli. Öyle kötü bir bölgedeyiz ve gücümüz kontrol etmeye yetmiyor ki bazen İskandinavya'da falan yaşasaydık demekten alamıyoruz kendimizi.

Şu an at izinin it izine karıştığını düşünüyorum. En kötüsü Türkiye'nin bu çamurun içine girmesi olacaktır. Daha önce girdik ve boğazımıza kadar battık. Bu sefer dikkatli olmalıyız.

Selamlar




Bu mesajda bahsedilenler: @Zizim
Z
10 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

Dostlar Selamlar,

Hayat gayesi ve yaşam savaşı derken bir dalıp bir kayboluyoruz. Gelişmeleri elimden gedliğince takip ediyorum. Bu arada Nurullah'ın artık blogunda yazmamasına da bozuğum. Yazıları kitap yaptın mirim ama devam etmelisin. Çok önemli gelişmeler oluyor bölgemizde.

Ogün'ün değindiği birkaç konuda düşüncelerimi paylaşmak isterim:

1- Ben İran'ın BAE ya da Suudiler gibi Amerika ile çalıştığını düşünmüyorum. Ortada bir Irak meselesi ve "düşmanımın düşmanı" durumu söz konusu. Ortak çıkarlar için bir araya geliyorlar.
ABD'nin İran konusunda adım atacak olması bundan bir süre evvel kesindi. Kendi toplumlarını hazırlamak için "Argo" filmine oskar ödülü bile verdiler. Fakat destek bulamadıkları için ertelendi. Kesinlikle ileride gündeme gelecek ve yaşanacaktır.

İzlemeyenler için Argo filmini kendi gözümden 2013 yılı başında değerlendirmem:

Filmin siyasi değerlendirmesi neden oskar ödülü aldığını çok daha iyi açıklıyor. Filmin girişinde İran'ın yakın tarihi ve Rıza Pehlevi'nin iktidara gelmesinde Amerika ve İngiltere'nin etkisi belirtilmiş. Bu giriş ile seyirci Amerikan yanlısı olmaktan uzak bir film izlediği yönünde algıya maruz bırakılıyor.
Filmin devamında özellikle İranlı bir anti karakter yaratmamaya son derece özen gösterilmiş. Yanlız ülkede vuku bulan özgürlük karşıtı ve baskıcı rejim müthiş şekilde ifade edilmiş. Öyle ki - baskıyı kuran otorite ve polis gücünün kendi halkı ile yaşadığı çatışmalar kesinlikle konu edilmemiş. Tersine, sürekli olarak İran halkının rejimle bir bütün olduğu vurgulanıyor.

Filmin sonunda Amerikalı rehineler kurtuluyor. Klişe birkaç gerginlik verici sahne mevcut ki kurtarma operasyonu izleyicide daha yüksek duygular oluştursun. Sonrasında ise sevinmeler vb.

İşin özüne gelirsek: film özellikle Amerikan vatandaşları için, her bir tümcesi - her noktası ve virgülü özenle düşünülerek yazılmış ve çekilmiş. En iyi film oskarı da filme veriliyor ki daha çok kişi izlesin. Temel amaç Amerikanın İran ile yaşayabileceği bir durumda üstün ve güçlü olduğunu gösterir psikolojik bir etki yaratmak. Ayrıca İranlı halk ve yönetimi de kavramsal olarak birbirlerinin içine harmanlamak, sivillere karşı işlenebilecek savaş suçlarının göz yumulabilir olduğunu ve daha önemlisi ülkenin bir bütün olarak "evil empire" yani kötülükler imparatorluğu olduğunu eğitimsiz vatandaşının kafasına sokmak.

uzun zamandır beni bu kadar korkutan bir yapım izlememiştim velhasıl. savaşın geldiğini bu sefer çok yakından gördüm....

2- Suriye için yorum yapamıyorum. ÖSO, Esad, IŞİD ve YPG var şu ana kadar bildiğim kadarı ile. Herkes pastadan bir pay alma derdinde.

8- Bu konuda tamamen karşıt düşüncelere sahibiz. Yine de tüm resmin şu anda görülebilir olmadığını ve durumu anlayıp herşeyi görebilmek için birkaç yıl gibi bir zamana ihtiyacımızı olduğunu düşünüyorum.

9- Cemaat ve Feto bir cia projesidir. Bu darbenin dalgaları gelmeye devam eder. Bunun için de zamana ihtiyaç var.

10- Aynı fikirdeyim.

Bu arada Ortadoğu'daki gelişmeler için de birşeyler söylemek istiyorum. 70'li, 80'li yıllarda her güç odağının desteklediği bir örgüt olurdu ve onlar karşılıklı olarak çarpışırlardı. Bugünkü sahnede karşıt görüşleri savunanların ve çatışanların aynı merkezden denetlendiğini ve aslında aynı amaç için çalıştığını düşünüyorum.

Herkese selamlar.




Bu mesajda bahsedilenler: @nlty2000 , @Ogün®
N
10 yıl
Binbaşı

Zizim;
Eskisi kadar sık yazamamaya ben de bozuluyorum ama senin kadar olmasa da uğraşlarım var. Bir yandan ilgisiz bir konuda kitap yazmaya çalışıyorum. Zihnim çok yoruluyor. Başlayıp yarım bıraktığım bir sürü yazı var. Çeviri daha az yorucu olduğu için şimdilik Youtube kanalıma çeviri yapacağım. Çeviri konusunda yardımlaşmak isteyen olursa bana ulaşsın.

Yorumlarınıza gelince, Türk halkı dönemeçte filan değil. Kuyuda. İnmeyi sürdürüyor. Ekranların ve ana akım basının hipnozundan kurtulup aklını başına almazsa güneş ışığını bir daha göremeyecek. Söylenecek çok şey var ama, önce bazı temel gerçekleri görebilmiş olmak gerek. Onun için de düşünebiliyor olmak gerek. Edilgen olarak değil, Zizim'in filmi izlediği gibi zihni açık olarak bakmak ve görmek gerek. Bunu yapabilme yetisini kazanamamış veya yitirmiş insanları uyarmak imkansıza yakın. Onun için yeni kuşağa düşünmeyi öğretmek gerek. Henüz zombi olmadan kurtarılmalılar.

cokus.wordpress.com





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nlty2000 -- 31 Temmuz 2014; 22:37:08 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Zizim
V
10 yıl
Yarbay

Bir kere denge bzoulursa nerelere kadar gidecek aşağıda ilginç bazı senaryolar var tabii ki bunlar teorik ancak her değişimin temelinde yüzyıllardır yatan sorunları barındırmakta .Sanki büyük bir ailenin reisinin ölüp de çocuklarının mirası paylaşmaları gibi .İzleyin hangisi çıkacak yaşı yetenler görecektir.

https://www.youtube.com/watch?v=ruJfLbi9wb0


Bu mesaja 1 cevap geldi.
T
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: vezir

Bir kere denge bzoulursa nerelere kadar gidecek aşağıda ilginç bazı senaryolar var tabii ki bunlar teorik ancak her değişimin temelinde yüzyıllardır yatan sorunları barındırmakta .Sanki büyük bir ailenin reisinin ölüp de çocuklarının mirası paylaşmaları gibi .İzleyin hangisi çıkacak yaşı yetenler görecektir.

https://www.youtube.com/watch?v=ruJfLbi9wb0

Birkaçı dışında saçma sapan bir öngörü.

Bazı bölünmeler olabilir.

Ki İskoçya 2015'te sanırım bağımsızlık oylamasına gidicek.

Katalan cumhuriyeti de muhtemel.



Bir de Kürdistan da bağımsız olur.

Onu unuttum





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Thomassee -- 1 Ağustos 2014; 11:25:47 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
V
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Thomassee

quote:

Orijinalden alıntı: vezir

Bir kere denge bzoulursa nerelere kadar gidecek aşağıda ilginç bazı senaryolar var tabii ki bunlar teorik ancak her değişimin temelinde yüzyıllardır yatan sorunları barındırmakta .Sanki büyük bir ailenin reisinin ölüp de çocuklarının mirası paylaşmaları gibi .İzleyin hangisi çıkacak yaşı yetenler görecektir.

https://www.youtube.com/watch?v=ruJfLbi9wb0

Birkaçı dışında saçma sapan bir öngörü.

Bazı bölünmeler olabilir.

Ki İskoçya 2015'te sanırım bağımsızlık oylamasına gidicek.

Katalan cumhuriyeti de muhtemel.



Bir de Kürdistan da bağımsız olur.

Onu unuttum


Balkanların olmaması için bir neden yok. Arnavutlar ve Sırpların beklentileri çok fazla ve birinci dünya savaşı bu coğrafyadan çıkmıştır.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
J
10 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: vezir

Balkanların olmaması için bir neden yok. Arnavutlar ve Sırpların beklentileri çok fazla ve birinci dünya savaşı bu coğrafyadan çıkmıştır.


Savaşın çıkış sebebi (nam-ı diğer "kıvılcım") ile savaşın nedenleri arasında fark var hocam. Milliyetçiliğe, ulus devlet düzenine ve oradan da siyasal düşünceler tarihine uzanabiliriz dünya savaşlarını açıklamak için.

Bu arada herkese selam. İşler-güçler derken düzen oturtmaya çalışıyorum. Küfür edip yine eline düştüm İstanbul'un. 2015'ten itibaren yol haritasını çizebilecek duruma gelirim diye umuyorum. Şimdilik elime geçenleri okumaya çalışmaktan başka imkanım olmuyor. Özel sektör köreltiyor evet ama kamunun efsanevi miskinliğinden daha tercih edilebilir. En azından zihniniz uyanık. Nereden nasıl kazık yerim, nasıl bir iş gelir başıma diye sürekli düşünüyorsunuz.

İstanbul'da olan varsa müsait zamanda görüşebiliriz. Müsaitten kastım cumartesi-pazar tabii ki.


Bu mesaja 1 cevap geldi.