MEVLANAnın Yedi Öğüdü -Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. -Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. -Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol. -Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. -Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. -Hoşgörülülükte deniz gibi ol. -Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol |
Bu Topiğin açılmasını sağlayan (Night_Mare) ve üst konu yapan (Yavuz) arkadaşlarıma teşekkürler kucak dolusu ve en içte............................., |
Bu konuyu açma fikrini bana veren ve aslında beraber tasarlayıp açtığımız bu konuyu alçak gönüllük yaparak benim açtığımı söyleyen ve Teslayı çok sevet Teslamania Arkadaşıma bende teşekkür ederim. Umarım Mevlanayı daha iyi tanımamıza yerdımcı bir konu olur |
Katılmıyorum.. En başta mevlananın değil onun ürettikleri üzerinde yoğunlaşmalıyız, memlekette mevlana şöyleydi böyleydi, yok şöyle yaşardı, şunu yapardı şunu yapmazdı, örnek alınacak insandı değildi tartışmaları bitmek bilmez iken(malum tartışma konusunu ise hiç dillendirmiyorum bile), duyuyoruz ki yabancı memleketlerde felsefesi tartışılır olmuş. Mevlana felsefesi bireyin ahlaki ve ruhsal gelişimini amaçlar diyebiliriz de bunu toplumsal kalkınmaya baglayamayız zannediyorum.Yani kısaca; felsefesi bireye çok şey kazandırır da uzaya çıkarmaz... |
Mesneviden bir hikaye okumanız dileğiyle PERİŞANLIKLAR İKİLİKTEN DOĞAR Rivayetçiden şu hikayeyi de dinle: Kazvinlilerin adetleridir; Vücutlarına, kol ve omuzlarına, kendilerine zarar vermeksizin iğne ile mavi dövmeler dövdürürler. Bir Kavzinli, tellağın yanına gidip “Bana bir dövme yap; fakat canımı acıtma” dedi. Tellak “ Söyle yiğidim; ne resmi döveyim?” diye sorunca “ bir kükremiş aslan resmi döv” dedi; Talihim aslandır, onun için aslan resmi olsun. Gayret et, dövmeyi adamakıllı yap!” Tellak “Vücudunun neresine döveyim?” dedi. Kavzinli “ İki omzumun arasına”” dedi. Tellak, iğneyi saplamaya başlayınca yiğidin sırtı acımaya başlayıp, “ Aman usta, beni öldürdün gitti. Ne yapıyorsun?”diye bağırdı. Usta “ Aslan yap dedin ya” dedi. Kazvinli sordu:” Neresinden başladın? Usta “ Kuyruğundan” dedi. Kazvinli dedi ki:” Aman iki gözüm, bırak kuyruğunu. Aslanın kuyruğu ile kuyruk sokumum sızladı, nefesim kesildi, boğazım tıkandı. Aslan varsın kuyruksuz olsun. İğne yarasından yüreğime fenalık geldi, bayılacağım.” Usta, “Kavzinliyi kayırmadan, merhametsizce aslanın bir başka tarafını dövmeye başladı. Yiğit yine bağırdı “Burası neresi?” Usta: “Kulağı” dedi. Kazvinli “ Bırak, kulaksız olsun. Orasını da yapma” dedi. Usta bu sefer başka bir yerine başlayınca Kazvinli yine feryat etti: “Bu üçüncü iğne de neresini dövüyor?” Usta:”Azizim, karnı” dedi. Kazvinli “Fena acıyor, iğneyi bu kadar çok batırma, bırak, karınsız olsun” deyince Tellak şaşırdı, hayli müddet parmağı ağzında kaldı. İğneyi yere atıp “ Alemde kimse böyle bir hale düştüm mü ki? Kuyruksuz, başsız, karınsız aslanı kim gördü? Tanrı bile böyle bir aslan yaratmamıştır” dedi. Kardeş, iğne yarasına sabret ki gavur nefsin iğnesinden kurtulasın. Varlıkların kurtulmuş olanlara felek de secde eder, güneş de, ay da. Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tabidir, bulut da. Gönlü ışık yakmayı, şulelenmeyi öğrenmiş olan kişiyi güneş bile yakamaz. Tanrı; doğması, batması muayyen olan güneş hakkında “Doğduğu ve battığı zaman onların mağaralarına vurmaz; o mağara hiç güneş yüzü görmezdi”demiştir. Bir cüzü, külle ulaşırsa o cüz’ün yanında diken bile, gül gibi baştanbaşa letafet kesilir. Tanrıyı ululamak, yüceltmek, nasıl olur? Kendini, varlığını horlamak, toprak mesabesinde tutmakla. Tanrıyı levhidetmeyi öğrenmek nedir? Kendini tek Tanrı önünde yakıp tok etmek. Gündüz gibi şulelenip parlamayı diliyorsan geceye benzeyen varlığını yak! Varlığını o varlığı meydana getirenin varlığında bakırı kimya içinde eritir, yok eder gibi eritir, yok eder gibi erit, yok et (de altın ol) Sen, sıkı sıkıya ben’e, yapışmış ( yokluğu ve birliğe ulaşmış) sın. Bütün bozuk düzen işler, bütün bu perişanlıklar, ikilikten meydana çıkıyor. |
böyle güzel başlıkların artması dileği ile |
Bence aynı şeyi sözlüyoruz ama farklı açılardan... Arkadaş herkesin kendi kapısının önünü süpüreceğini bense tüm mahallenin temizliğinden bahsediyorum.Ama şu bi gerçektir ki herkes kendi kapısının önünü süpürürse zaten kirli yer kalmaz... Önemli bi nokta da kalkınmadan neyi kasettiğimiz ve anladığımızdır. Ben kalkınma derken teknolojik veya ekonomik açıdan çok üst seviyelere gelmekten bahsetmedim.İnsanın kalkınması doğru yaşaması ve yaradılan herşeye saygılı yaşamasını kasettim.Zaten söz konusu kişi Mevlana olunca elbette konu doğruluk olur. Örneğin toplumsal bilincin tam anlamıyla gelişmiş olduğu bir ülke düşünelim.Bu ülke şu anki dünya normlarına göre orta düzey ekonomik güce sahip olsu.Varsayalım ki bu ülkenin GSMH kişi başına 8000$ olsun.Bu ülkede gelir dağılımı ve tüm toplumsal hayat faktörleri dengeli ise bence bu ülke kafa olarak kalkınmıştır.... Ama daha iyi ekonomik kriterlere sahip başka bir ülkede eşitsizlikler varsa o ülke bence en geri ülkedir...... Teşekkürler |
1 hafta once galata mevlevi hanesindeydim. .onunla ilgili mesnevi v.s'ler vardi gayet guzeldi o gun. |
geçtiğimiz günlerde de şeb-i arus törenleri vardı konyanın 15 yıldır bitmek bilmeyen mevlana kültür merkezi sonunda bitmişti ve törenler yeni kültür merkezinde yapıldı çok güzel bi törendi(her ne kadar gidemeyip tv den seyretmiş bile olsam mükemmeldi) xyzddd |
şaka maka derken tasavvufu öğreneceksiniz nerede ise, sonra size gerici derler benden söylemek |
aynen katıLıyorum. Atatürk'ü çok biliyoruz ya... |
Yok mu bir ateist bu forumda, Mevlana Düşmanı...Dine Giriyor Beyler Bir Moderatör'ün ne haddine böyle bir konuda yorum yapmak.(!) Yetmemiş birde üst konu yapmış. Yapan şahsiyet, çıksın, özür dilesin, hatasını telafi etsin. |
Evet, ust konu olmaktan çıkarılsın. Şöyle bir söz vardır: "Kimseye öğüt verme, akıllı olanın zaten öğüde ihtiyacı yoktur. Akılsız olanın da zaten kafası almaz! " arkadaşlara örnekledikleri için teşekkür ediyorum... |
Kişisel anlayış tarzına bağlı olarak yapılmış ve hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan bir üst konu. Donanımla ilgili bir forum için, gerçekten de oldukça ilginç. Bu değerlere karşı olunduğu için değil kesinlikle. Bunları zaten çoktaan kavramış, kabul etmiş ve aşmış olmalıyız. Üçüncü bin yıldayız. |
|
Cezveciğim, ne yapmalı peki? Bu tür üst konu terapileri sence de burası için uygun değil, değil mi? Buranın temeli yoruma dayanıyor zaten. Ben çıkıp inanmayın Mevlana'ya desem, kim bana kızabilir, benim fikrim bu. Üst konu için saçma bir kavram değil mi Mevlana. |
bence höşgörü öğretmek yerine kuraLLarı yazın üst konu olarak... |
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle