Polis müfettişi incecik güzel sekretere sormuş, "Patronun neden kendini pencereden aşağı attı" diye.. "Bilemiyorum.." demiş fıstık kız. "Bana her zaman çok iyi davranırdı.. 2 ay önce bana çok pahalı bir vizon kürk aldı, geçen ay da spor bir araba.. Bugün 3 karatlık çok kıymetli pırlanta bir yüzük hediye etti ve sordu: 'Sana sahip olabilmem için daha ne bedel ödememi istersin?'" "Peki, sen ne cevap verdin?" "Ben sadece 'Ofisteki diğer adamlar gibi bir saatliğine 50 dolar verseniz yeter' dedim!.."
Maho ağa, dağ, bayır gezerken bastığı yere dikkat etmez ve uçurumdan yuvarlanmaya başlar. Çizgi filmlerdeki gibi, uçurumun yarısında bir ağaç parçasına zor tutunur. Kendine gelince var gücü ile seslenir - Ula yokarida kisme yoh miiiii ! ......... sadece sesi yankılanmaktadır. Aradan biraz zaman geçer. Bir gayret daha: - Ula yokarida kisme yoh miiiii ! .... Hiç ses soluk yoktur. Epey zaman geçer. Hava kararmaya, tutunduğu dal çatırdamaya başlamıştır. Zaten kolunda da mecal kalmamıştır. Son bir gayretle ve bağırmaktan kısılmış olan sesi ile : - Ula, ula yokarida kisme yoh miiii..... ....Derken, nereden geldiği belli olmayan, içinden mi, dışından mı bir ses duyar ; - Ben varım ! Gözleri parlamış ve azıcık can gelmiştir maho ağaya; - Sen kimsin - Ben seni yaratan Allah'ınım. - Bana bir çare Allahım ne olur. Meçhul ses; - Saatlerdir orada sabırla ve isyan etmeden bekledin ey kulum. Bu sabrının mükafatı olarak senin bütün günahlarını affettim. Bırak elini ve gel cennetime! Maho ağa azıcık düşünür. Hayat tatlıdır: - Ula başka kisme yohmiiiiiii !
kendini pencereden aşağı attı" diye.. "Bilemiyorum.." demiş fıstık kız. "Bana her zaman çok iyi davranırdı..
2 ay önce bana çok pahalı bir vizon kürk aldı, geçen ay da spor bir araba.. Bugün 3 karatlık çok kıymetli pırlanta bir yüzük hediye etti ve sordu: 'Sana sahip olabilmem için daha ne bedel ödememi istersin?'" "Peki, sen ne cevap
verdin?" "Ben sadece 'Ofisteki diğer adamlar gibi bir saatliğine 50 dolar verseniz yeter' dedim!.."