Sevindim hatırlattığıma filmi Çok enteresan bir filmdi. Sonu beklenmedik ve şaşırtıcı olsa da biraz zorlamaydı fakat onun dışında diyaloglardan ibaret bir film için fazlasıyla sürükleyiciydi. |
Konudan bağımsız olarak, kötülük problemine şüpheci teizmden daha iyi bir cevap var mı? Tüm cevaplar dönüp dolaşıp oraya geliyor gibi. En azından doğal kötülüklerin bir kısmı için açıklama getirmek çok çok zor. Ayrıca, dilerseniz şu açtığım konuya bakabilir misiniz? https://forum.donanimhaber.com/ozgur-iradeli-insan-sart-mi--143717014#143717014 |
Doğal kötülüklerin hangi türlerini açıklamak zor sence? Bir sürü kategoriye ayırabiliriz doğal kötülükleri. Mesela hayvanların yaşadığı kötülükleri soruyorsan: Natural-law defense, Kenny Boyce'un sunduğu hâliyle free will defense, Dougherty'nin bu iş için özel olarak üretilmiş soul-building defense i ve Neo-Cartesian yaklaşım, hayvanlara yönelik ''kötülüğü'' açıklamakta kullanılan başlıca yaklaşımlar arasında. Dougherty'nin savunusunu McCord Adams'ın teodisesini hayvanlar için yeniden formüle etmekte kullanılabileceğine inanıyorum ben bu arada. Hayvanların çektiği acıların bizim ahlâki gelişimimize yarar sağladığını öne süren teodise de masaya konabilir. Son olarak, bütün bunlar başarısızsalar skeptical theism kartına oynanabilir. Kötülük problemine dair çözümler seni duygusal açıdan hiçbir zaman tatmin etmeyecektir. Ben rasyonel olarak bir sorun görmezken, duygusal olarak tatmin olabilmiş değilim. Tabii ki duyguların gerçeği değiştirmediğini, sadece psikolojik bir durum olduğunu da unutmamak elzemdir. Konuna daha sonra döneceğim. |
Açıklıyor esasında ama tutarsız şekilde açıklıyor. Sınav problemi başta gelen sorun. Tanrının tanımsal varlığı omniscient (her şeyi bilen), her şeye kader tayin etmiş bir yaratıcı olduğu için bir sınav yaparak zaten sonucunu külli iradesiyle şekillendirdiği ve bildiği bir işlem yapıyor. Cüz-i irade bu şekilde külli iradenin bir ürünü olduğu için sınav denilen işlem gerçekte bir sınav fonksiyonu ve anlamı taşımıyor. Cüz-i iradenin haliyle bir anlamı kalmıyor. Zannedersem bir tek Hıristiyanlık kutsal ruh yorumuyla veya İslam'daki tasavvuf felsefesi vahdet-i vücud anlayışıyla bu problemi aşabilecek bazı doktrinler sunma potansiyeline sahip yani Allah'ta veya Tanrı'da erimiş bulunan insani varlığın bütününde gizemli şekilde Allahla beraber kendisini sınav etmesi ve tüm varlığın (Allah'ın) daima sınavla tanımlanmış tanrısal kemalin / hakkın yolunda kalması şeklinde bir çözüm. Ama bu durumda da Allah'ın / Tanrı'nın noksanlıktan azade olarak tanımlandığını ve bir sınava ihtiyaç duymayacağı veya herhangi bir sınava tabi olmayacağı sonucuna ulaşıyoruz. Tanrısal varlıkta kalıntı veya araçsal şekilde bile olsa noksan bir unsurun (insanın) bulunması vahdet-i vücud anlayışının da esasında en temelde tutarsız olması demek. Panteistik tarzda kısmen gizemci doktrinler de böylece çöpe gidiyor. Bu tarz dinler / doktrinler insandaki eylemsiz halde salınan tabiattan gelen "bir aşkınlıkla" ve doğa karşısında güçlü cemaat (yani sürü) bağları / çevresel tehditlere karşı görünmezlik sağlayan belirli bir pasiflik yaratmayla ilgili (evrimsel psikolojinin açıklaması) ama her pasif aşkınlığın altında bir tutarsızlık var. Aşkınlıktaki tutarsızlığı gören belki de tek metafizikçi bir teorik fizikçi gibi düşünen Efesli Heraklitos'tu. https://forum.donanimhaber.com/tanidiginiz-en-bilge-kisi-kimdir--143168544 |
Evet, ilk başta yazarken düşündüğüm, hayvanların yaşadığı ve hiçbir insanın hayatı boyunca görme imkanı bulmasının olmadığı kötülüklerdi. Bunlar, insanın gözlem alanında olmadığı için insanın ahlaki gelişimine yardımcı olacağı tezi geçersiz olacaktır. İngilizcem yetersiz olduğu için bahsettiğiniz savunmaları bilmiyorum, en azından bir kısmını açıklamanız mümkün mü? Nagasawa'nın açıklamasını biliyorum ve sıfatlar konusunda bayağı sağlam bir açıklama. Özgür iradeli varlıklarda da, insanın özgür iradeye sahip olmasına rağmen şimdikinden daha iyi olması mümkün değil miydi? İnsan şu anda tamamen eşit mesafede iyiyi ve kötüyü seçebilme yetisine mi sahip? Olmadığı çok bariz, ama örneğin genetik olarak iyiye şu ankinden daha fazla yatkın olabilirdi insanlık. Belki öyle olsa idi dahi, aynı eleştirilerin gelmesinin önü alınamayacaktı çünkü daha iyisi her zaman mümkünmüş gibi geliyor. Eğer "daha iyi"si her zaman mümkünse bu, eleştirinin geçersiz olduğu anlamına gelir mi? Veya en iyinin olmadığı bir konuda Tanrı'nın bunu yaratmamasının daha iyi olduğu söylenebilir mi? Kötülük problemine dair tartışmalarda duygusallık eleştirisi sık yapılıyor ama kötülük karşısında duyulan rahatsızlığın da büyük ölçüde duygusal bir tepki olduğunu söyleyebiliriz. İnsanın rasyonel kısmı ile duygusal kısmını bu kadar net biçimde ayırabileceğimizi sanmıyorum. Teodiselerin sadece rasyonel değil, duygusal olarak da bir tatmin sağlaması elzem kanımca. |
2. Paragrafta sorduğun soru mantıksal kötülük problemiyle ilgili. Konuna dönünce Plantinga’nın savunmasından bahsedeceğim. Teodiseler hem rasyonel olarak hem de duygusal olarak tatmin edebiliyor. Fakat şüpheci teizm açısından duygusal tatmin mümkün gözükmüyor. |
Swinburne'un savunusu "İnsanın özgür iradeye sahip olması için iyilik ve kötülük yapmayı 'bilmesi' gerekir. Doğal kötülükler, insanın ahlaki gelişimi için gereklidir, çünkü insanın kötülük yapmayı bilmesi için, doğal kötülüklerin var olması gerekir." diyor sanırım. Ancak buna getirilen eleştirilerde, kötülük yapmayı bilmek için doğal kötülüklerin olmasının şart olmadığı, insanın tamamen deneme-yanılma yoluyla da kötülükleri öğrenebilmesinin mümkün olduğu var. Makul değil mi? Senin bahsettiğin bundan daha geniştir muhtemelen, çünkü benim bahsettiğim kısım insan merkezli ve insanın gözlemini gerektiriyor. |
|
Peki neden ? Doğal kötülükler sonuçta kötülüktür.Kötülük haneye eksi yazılması anlamına geliyor.Ahiret ise haneye sonsuz iyi ekleyerek dengeyi güvence altına alıyor Ayrıca sunulan argüman birçok açıdan sakıncalı |
Bu şu an konuştuğumuz konudan farklı bir problem. İlahi ön bilgi ve özgür irade problemi çetrefilli bir problemdir. Sen burada Molinizmi varsayıyorsun. Daha başka seçeneklerde var: Basit bilgi, Kalvinizm, Occamism, teolojik bağdaşırcılık ve açık teizm gibi. Ha sen bir Molinist buna nasıl cevap verebilir diyorsan mesela basit bilgiyi açıklayayım: Tanrı zaman dışındaysa tüm kipleri tek bir anda deneyimlediği için geleceğe ait bilgileri de tek bir anda bileceği için sorun olmaz. Ancak bu yaklaşım ve zamanın A teorisi arasında gerilim var. A teorisiyle bu yaklaşımı uyuşturmaya çalışanlar olsa da pek tutarlı gelmediler bana. Bu yaklaşım benimsenecekse zamanın B teorisini de benimsemek gerekirmiş gibi duruyor. (Bkz:William L. Craig, Was Thomas Aquinas a B-Theorist of Time?) Daha başka cevaplar verilebilir de yazmaya vaktim yok, üzgünüm. Şu 2 kitabı tavsiye ederim:
https://www.amazon.com/Divine-Foreknowledge-James-K-Beilby/dp/0830826521
https://www.amazon.com/Divine-Foreknowledge-Human-Freedom-Intellectual/dp/9004092501
Kötülük problemine karşı sunulan bazı teodiseler ve şüpheci teizm yaklaşımı, kötülüklerin daha yüksek bir iyiliğe yol açma amacıyla yaratıldığı üzerine kurulu. Bu böyle olması gerekmiyor orası ayrı. Yani o kötü insanlar başka amaçlarla da yaratılabilir şüpheci teizm buna izin veriyor. Her koşulda dediğin şey kötülük problemine çıkıyor. Bu da ayrı bir problem.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-596C9B846 -- 26 Mayıs 2020; 23:49:55 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @Determinist