Lüks premium vs alanlar artık hep gözüme "gösteriş düşkünü" imajı veriyor maalesef. İstemeden böyle oldu... Her ne kadar imkanım olsa da almıyorum... alamıyorum. Sırf heves merak için önceden aldığım siyah bmw e90 ile hoş hatıralarım olmadı. Hasetle kinle gözümün içine bakanlar, arkadan konuşan akrabalar akranlar, daha iyisini almalıyım diye s.d.k yarışına giren sözde arkadaşların sesindeki sözündeki hırs ve kıskançlık vs. Halbuki iyi araba değildi. Sert dar basık kasvetli yorucu...2 çocukla rezillik çektim heves uğruna...ama siyah bmw ya işte...heves meves de bırakmadılar sattım kurtuldum... Şimdi Courier ile rahatım her yönden :) Ama geçenlerde focus 3 test ettim...etmez olaydım :) tadı damağıma yapıştı :) zaten hanım da kullanmaya başlayacak. Powershift yolları gözüktü yani :) Değişirsem focus için değişeceğim. Yine 50k yı geçmeyeceğim. Mütevazi araç ama keyifi benim için :) el için değil... |
BMW aldığınız zaman çevrenizdeki insanların sergilediği davranışların aynısını bana ve aileme de yaptılar. Tanıdık veya dost bildiğimiz insanların ne kadar samimiyetsiz olduğunu görmek hem üzücü, hem de sevindirici. Artık ona göre muamele görüyorlar. İnsanların genel olarak resmen kişilikleri değişmiş. Bunu son 15 yılda çok iyi olarak görüyorum. Daha neler olacak, pek hayra alamet şeyler değil bence. |
Aha bu mantık işte.Bu mantıktan bende de var ama millet anlamıyor, anlamak istemiyor.Şöyle 3-5 kuruşla bir uno alayım parçası zaten ucuz 1000-1500 masrafla tepeden tırnağa bakım yapıp 3-4 sene kullanılacak kıvama getireyim diyorum.Bana deli gözüyle bakıyorlar. İllaki üst model lüks araba alacağız.Paramız olmasa da kredi çekeceğiz araba eskiyecek hala kredi ödeyeceğiz millet bundan anlıyor. Arkadaşa araç kullanmayı öğrensin diye ucuza flash aldık kardeşi asgari ücretle çalışıyor bir kere bile içini açıp bakmadı bile.Parası olmasa da herkeste bir havalar yanına yaklaşılmıyor milletin. Bizim millet yemeyip içmeyip araba ve ev alıyorlar.Yaşamadan, yemeden içmeden yaşlanıp gidiyorlar.Ne arabayla doğru düzgün gezerler ne de evden faydalanırlar.Sanki dünyaya bir daha gelecek onun için hazırlık yapıyor bunlar. |
Birebir şahit oldum. Biri arabayı yeniledi akrabalardan. Çorap söküğü gibi geldi gerisi. Sırayla herkes sattı ya model yükseltti ya sıfırladı ya da görünümü daha güzel olana geçti. Hatta inanmak zor belki ama evini değiştirip daha lüksüne geçenler mobilyaları değiştirenler projeye girenler vs..Ha keza telefonlar da öyle... Artık insanlar arasında muhabbet kalmamış. Kazandığını gösterme, üste çıkma, rekabet, sdk yarıştırma, bir üstünlük yarışıdır gidiyor...Ne insanla yaşanıyor ne de insansız... Çok üzücü çok yazık... |
Aslında başkalarının ne düşündüğü hiç de umurumuzda olmamalı. Neticede bir hayatımız var bu hayatı, başka dar görüşlü hödüklerin beklentileri doğrultusunda yaşamayı, kendini kısıtlamayı yanlış buluyorum. Bir arkadaşımın çalıştığı bir yazılım firmasında arkadaşa iş arkadaşları "yav senin araba eskimiş, yenilesene şunu" diye baskı yapıyorlarmış!? Söz konusu araba 2002 Astra HB. Birincisi sana ne arkadaş!? İkincisi adam günde 30km yol yapıyor. Yarım saatte işine gidiyor, yarım saatte dönüyor. Hasta mısınız? Sana ne? Ben kendisine "abi bak sıkıldıysan arabadan, sat bunu, artık kendi paranı da kazanıyorsun, üstüne kuruş koymadan kendine bir MG F al, keyifle bin 5-6 ay, sonra onu satar istediğin ne ise onu alırsın. Bu hödüklere de kapak olur, sen de keyfinden olmamış olursun." dedim. Düşünme aşamasında şu an... Ev almayı anlıyorum. Arabayı gerçekten anlamıyorum. Çevrenin "para harca, para harca!" baskısını hiç anlamıyorum. Tipimden mi belli ediyorum fırlamalığımı bilmiyorum, bana kimse böyle bir şey yapmadı şimdiye kadar. Yapsa bir güzel sıvardım karşımdakine. Türk milletinin kanı gerçekten çok bozuldu. |
Hangi yazılımcılar 15000 alıyorsa bir zahmet şirketlerini söylesinler bende baş vurayım. 8 senelik mühendisim bunun üçte birini alamıyorum |
Başkalarının hakkımda ne düşündüğüne zerre değer veriyor olsaydım, muhtemelen ben de hayatın keyfini çıkaramayan bir hödük olurdum. Şimdi keyfim yerinde. Her yıl en az bir kere yurtdışına gidiyor, kayak tatilimi yapıyor, 2 yılda bir yaz tatili için yelkenli kiralıyor, doya doya yaşıyorum. Bir dandik araba için bunlardan mahrum kalmaya niyetim yok. Ek olarak, milletin absürt beklentileri çoğu insanı keyifli otomobillerden de uzaklaştırıyor. Sonuçta C sınıfı piyasa otomobili veya D sınıfı piyasa otomobili alıyorsun. Kalas gibi araba binlerce lira verip, keyfinden de oluyorsun. O yüzden başkalarının fikri hiç mi hiç umursanmamalı. Onlar benim hayatımı yaşamıyor, ben onların hayatını yaşamıyorum. Neticede bir dandik Jetta'ya bir Rover 200'ü on kere tercih ederim. Paradan bağımsız bir konu bu. Otomobili kullanırken keyif beklentisi olmayan insanların bunu anlamasını bekleyemem. O yüzden onun fikri beni ilgilendirmez, benim fikrim onu ilgilendirmez. Otomobilde prestij için keyiften asla ödün vermem. Günümüzde otomobilden keyif beklemek de niş bir istek oldu. Keyifli otomobiller 140.000TL'den başlıyor. O yüzden otomobile 140.000TL verecek bütçe yoksa, yarı tarihi eserlere yönelmeyi son derece normal ve doğru buluyorum. O yüzden otomobil seçimlerim konusunda benden başka herkes mok yiyebilir. Gerçekten düşünsenize bir... Ben birey olarak varım. Bir topluluk, bir klan halinde yaşamıyorum. Primitif ihtiyaçlarım yok böyle, ne bileyim, "kabul göreyim" falan gibi. Zaten büyük ölçüde kabul edilmişim. Bunun içine doğmuşum. O yüzden tanımadığım birinin benim hakkımda ne düşündüğünden bana ne? Ben kendimi biliyorum ya... |
Abi çevremde Evi olduğu halde 1500 TL Maaşı ile ev alan adam var.İçimden bazen konuşayım şuna diyorum sonra amann banane deyip geçiyorum.Aklından zoru var bunların Ay sonunu K*çlarından soluyarak görüyorlar.Ama bakıyorsun ev almış yemeden içmeden evi ödüyor.Neyin hırsıdır bu anlamadım. Evin var zaten al altına arabanı daha rahat daha kaliteli bir yaşam sür.Yemeden içmeden tarla tapan ev alan adamlara acıyorum. |
Artık herkes başkasının hayatına karışmayı kendine hak görüyor.Herkes rekabet içinde.Sen bu rekabete girmezsen olmuyor.Bunu kabul edemiyorlar.İllaki iyi araba alacaksın karşındakini bir güzel ezeceksin ki itibar gör.Bu iş böyle. Millet arabayı alıp kapının önüne koyuyor ne biniyor ne birşey.Karşısına geçip ailece çay içiyorlar.Akrabaları da çağırıp hava atıyorlar. Cebimdeki telefon belki 50 lira etmez istesem son model alırım ihtiyacım yok almıyorum.Bunu bile anlamıyorlar.Biraz param var ya mutlaka iphone 6 almalıyım. Ev konusunda da oturmak için belki 3. veya 4. evleri ama adam 70 yaşına gelmiş dolabında bir legen domates biraz peynir var.Bunu yiyip para arttırıp ev alıyorlar.Sosyal hayat sıfır. |
Bari BMW 2 alıyorum fiyaskosundan sonra yapmasaydın be kardeşim . |
Ben her iki goruse ortak sahibim. Almayi cok sacmada olsa araba ve ev alarak cok sayida krediye girdim. Fakat bu benim kendimi bilmem sebebiyle oldu. Bekarken cok para sacabiliyordum, hala oyle. Para biriktireyim, uc bes kalsin diyemiyorum. Bir yerde biriktimi dayanamayip birseyler alyor yada gidiyorum.(orn: yurt disi) Bunu ve benzeri durumlari frenlemek icin mutlaka esim ve benim maaslarimizin bir kismini krediye veriyoruz. Ornegin: %60 civarini. Cok abartmasakta ay sonu bazen zor da gelse memnunuz. Birsey istiyorsak para yuzunden yapamadigimiz cok olmuyor. Not: maaslarimiz toplami yukarida 5500tl ile belirtilen rakamlara yakin.(fazla degil az) |
Maşallah. |
Ben böyle insanlarla çok güzel dalga geçiyorum... Gerçekten çok bireysel bir tipim galiba. Çünkü başkalarının ne düşündüğü gerçekten beni hiç ilgilendirmiyor. Akrabalar falan karışıyormuş ya mesela... Benim de aile modelim geniş; amcalardan biri gelip bana Jetta akar falan dese, "Kendi paranla bana alacaksan alsana!" derim. Geyik muhabbeti gelişmiş, espri yeteneği yüksek adamın bir dokunulmazlığı oluyor. Sanırım bunun keyfini sürüyorum. Bana ters gelen bir mevzuyu anında espriye çevirip sokuşluyorum. Muhabbet başlamadan bitiyor. Zırt pırt telefon değiştiren arkadaşlarım var. Sürekli bir nakit sıkıntısı... Ben her yıl en az bir kere yurtdışına çıkıyorum. Bu tipler arkamdan bakıyor... Kendi tercihi abi. O sana bulaşmayacak, sen onlara... Cebimde hatundan çöktüğüm telefonum var... Floransa Venedik benim olsun, Iphone 6s arkadaşımın... Neticede ayın sonunda ikimiz de taksit ödüyoruz... Bir yandan şunu da düşünüyorum, bizim yaşadığımız şekilde büyüyen çocuğun ufku diğerinden çok daha geniş olacak. Belki çok fazla ilgi alanı olduğu için işte büyük başarı gösteremeyecek, belki de ilgi alanlarından biri işine dönüşecek, hem çok çok başarılı olacak, hem mutlu çalışacak. Bu bir kumar. Ama iki türlü de mutlu bir hayat demek. Arkadaşımın çocuğu es kaza mühendis olup, dümdük işlerle uğraşıp yüksek maaşla profosyonel çalışan biri olmazsa, hayatta ondan bir mok olmayacak... Hadi arkadaşım çocuğun içini dolduracak kalifikasyona sahip. Bir de bu kalifikasyona sahip olmayanların çocukları var... Turizm meslek Yüksek okulu öğrencilerine stajyer alan bir arkadaşım var. Birinci ağızdan şahit oldum: Çocuk 1'inci dünya savaşı neden çıkmış, ne olmuş, Osmanlı nasıl bölünmüş, kurtuluş savaşı nasıl başlamış, nasıl örgütlenilmiş hiçbirini bilmiyor. 19 mayıs, 23 nisan, 29 ekim bilmiyor. 30 ağustos yok. 9 eylül? Yok. Bilmiyor kız. Kıbrıs nerede diyorsun, "Karadeniz'de değil mi" diyor. İkinci dünya savaşında kim kime daldı, Sovyetler birliği nedir, Hitler kimdir, hiçbiri yok kızda... Turizm meslek yüksek okulu son sınıf öğrencisi kız, "Londra nerenin başkenti?" diyorsun, "Londra ülke değil mi?" diyor. Paris yok. Berlin bile yok... Staja gelen çocuklar her yıl hızlı bir genel tarih dersi ve genel coğrafya dersi alıyor arkadaşımdan. Turizm acentası lan! Müşteri gelecek ben Almanya'ya bilet bakıyorum diyecek, karı çıkacak "Milan'a mı bakalım?" falan diyecek... Müşterinin ayakkabısını havada görürsün kaçarken... Ülkeler ve başkentlerini ezberlemeye çalışıyor. Listeyi basmış. Kağıdın bir tarafında ülke, diğer tarafında başkent yazıyor. Ezberlemeye çalışıyor salak. Yöntem de yok... Arkadaş içerki odada duran dünya haritasını duvardan söküp bunların çalıştığı salona astı. "Haritadan çalışın haritadan!" Her staj dönemi sonrası öğretmenleri gelir, "Bizim yapamadığımızı siz yapmışsınız..." Her seferinde arkadaş "Lan dümbük, sen yapamıyorsan istifa et, yapabilen gelsin!" diye öğretmenin üstüne yürüyüp dövesi gelir. Ancak çocukların bir sene daha bu malların öğrencisi olacağını bildiği için, onu da diyemez... Türkiye'nin ulaştığı dümbüklük seviyesi bizim çok da zeki, çok çalışkan olmayan çocuklarımızı sırf yetiştiriliş tarzından ötürü büyük adam, bu imkan içinde imkansızlıkla büyümüş garip çocukları da modern köle yapacak. Hepsinin bilgisayarı, tableti, telefonu var. Sorsan Turabi'yi sana her detayını anlatır. Zehir gibi zeka. Sıfır merak, sıfır araştırma. Bir gün oturup, "lan Berlin neredeydi?" dememiş düşün... E mal bu olunca, yönlendiren bizim çocuklar, yönlenen aha bu sığırlar olacak. Sığır olmak da onların suçu değil. Ana-Babaları arabanın önünde çay içip akrabaya caka satıyordu ya işte... |
Aynen bizim burada bir adam var 250 milyon lira mal varlığı var görsen adamı emekli maaşıyla zor geçiniyor sanarsın |
O kadarda değildir hocam |
Valla o kadar abi. Gözümün önünde arkadaşım kızı çağırıp, Cumhuriyet kaç yılında kuruldu? Meclis kaç yılında açıldı? Gibi sorular sordu. Kızın tepkisi "Hızlı hızlı sorunca karıştırıyorum .... Bey!" oldu. Kurtuluş savaşından haberdar. Savaşın Yunanlılara karşı verildiğini biliyor. Neden, ne için, ne oldu da biz karşı atağa geçebildik, hottirik Yunanistan'ın arkasında kim vardı da bunlar olabildi? Hiçbirşey yok kızda... Ben oraya gittiğimde yeni yeni öğreniyordu. Avrupa başkentlerinin çoğunu öğrenmişti. Haritada büyük Avrupa devletlerini gösterebiliyordu. Rusya da tamam... Ama Azerbaycan'ı Afrika'da arıyordu. Bakü'nün nerenin başkent olduğunu bilmesini beklemiyor henüz bizim arkadaş... "Kim Kardeshian'ın babası ne iş yapardı?" de, bilme ihtimali %50 ama... Böyle bir nesil geliyor gümbür gümbür... Türk orta direğinin genç nesili böyle geliyor. Bu mantıkla bizimkilerin isterlerse sömürebilecekleri çok daha fazla kapısı olacak. Bizimki sömürmez, x'in oğlu sömürür... Birileri daha çok sömürülecek, birileri de daha çok semirecek, orası kesin. Hayatlarından kısıp alsınlar... Telefon alsınlar, araba alsınlar, çamaşır makinesi alsınlar... Çocuklarının geleceklerinden çaldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş olacak. |
Karı koca uzman doktor olsun biraz da nam yapsınlar ferrari ye rahatca binerler. Mesele sadece ticarette değil yani |
Gayrimenkül ile 2 milyon TL lik mal yapılabiliyor, aylık 7-8 bin TL kazanç ile |
Bence zor değil, evlilik odaklı olmayan biri çok rahat 80-100 binlik bi araca binebilir yaklaşık 1.800 TL bir maaşla bile olabilir. 2009 da 97-Vectra 2012 de 99-Astra 2013 De 96-Astra GSİ 2014 de 08-Astra GTC Evim barkım, eşyalarım hazır,abonelik işlemlerim tamam, 22 Ağustosta düğünüm var. Dediğim gibi benim gibi ek masrafı olmayan birisi bu maaşla her türlü işi yapar, kaldı ki ben bu kadar şey yapmışken. (Gençliğimi yaşamadım o ayrı) |
Insan nerede yasiyorsa oraya ayak uydurmalida bir nevi
O yuzden bence siz elinizden geldigince her yere a3 cabrio ile gidin :)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesajda bahsedilenler: @Huseyin-ZST