Hatrısayılır bi fiyata aldım beyler orjinal gül kökü ağacıymış. tek parçadan kesme fitil kaşık felan alayını aldım 3 4 gündür bende yakmayıde öğrendim yarım saat 45 dk yanıyor tütünüde ucuz. merakı olan varsa yazsın fikrini. < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > |
Unutuldum ötelendim itildim düşürüldüm. Gözden düştüm artık outlook dan bir farkım kalmadı. İnsanlar beni yüzde 95 yanlışlıkla açar oldu normal kullananlarda ya dede ya çocuk. Eskiden chrome mozilla yandex mi vardı. Kiminle ilk videolarınızı izleyip ilk saçma sapan üyeliklerinizi aldınız. Kiminle internetinizi ilk bağlattığınızda msn ana sayfası açıldığındaki mutluluğu yaşadınız. Hangisi sizin için sisteminizde hazır olarak bulundu. Eskiden garip sitelerin açılıp karşımda saçma sapan hareketler yapıldıkdan sonra geçmişimin silinmesini bile özledim. Her şeyi indirirdim açardım sorun çıkarmazdım. Ama insanlar ne zaman 1-2 saniye geçikmeyi önemser oldu dışlandım harcandım kendimi ne kadar güncellersem güncelleyim kullanıldığım tek an sistem kurulduğunda driverleri indirmek. Ha birde işin pislik yanı bana tercih ettiğiniz o tarayıcıları benim üzerimden indirmeniz. Ben olmasam nasıl indireceksiniz. Emir kuluyuz yapıyoruz ama söyleyin hangisinde benimki kadar araç penceresi var. Tamam bi b*ka yaramıyor olabilir ama en azından size kendinizi önemli hissettiriyordu. Çok yanlızım beyler hep başlat menüsünün yanında öylece bekleyip yada diğer tarayıcıların açamadıklarını bende denemeniz için beni kullanmanız beni çok üzüyor. Daha da kötüsü bazı sitelerin linklerinde yada aldığınız linklerde direk bana yönlendiriyor olması. Hemen adres penceremden linki alıp diğer aşklara uçuyorsunuz. En azından günde 2 defa açın kapatın kendimi önemli hissedeyim. Hepinizin çocukluğu elimde geçti bence en azından bunu hakediyorum. En azından windows 98 deki halimle hatırlayın... |
bir grup arkadaş balkonda toplanmış muhabbet ederken, elli metre ötedeki kız yurdunun en üst katında balkona çıkmış olan kız, saat bir sularında yere oturup sallanmaya başlar. dürbün veya iyi bir zoom özelliğine sahip kamera olmadığından kızın niye sallandığı anlaşılmaz. kız bir sağa sola, bir ileri geri sallanmaya devam eder. aradan bir saat geçmesine rağmen kız sallanmayı hiç bırakmaz. arkadaşlar arasında geyikler, korkutmak için teoriler üretilir. o aralar herkes güzelce eğlenirken saat üç olur ve kız hala sallanıyordur. "yoga desek değil, müzik dinliyor desek değil, spor desek değil, dini bir şey yapıyor desek alakası yok.." diye merakları iyice artar arkadaşların. saat dört olduğunda balkon kapısı açılır ve başka birisi sallanan kıza on saniye kadar baktıktan sonra içeri girer. ve içerinin ışığı kapanır. kız bütün katlarının ışığı sönük olan yurdun en tepesinde balkon ışığında sallanmaya devam etmektedir. tam üç saattir, hiç ritmini bozmadan sallanıyordur. arkadaşlardan biri, diğerlerini güldürmek için oldukça geniş olan balkonun ucuna tek başına gidip gülerek "ne ayaksın sen ya" diye söylenir kıza doğru. tam o sırada balkonun ışığı söner. arkadaşlarının korkutmak için yaptığını düşündüğü için korkmadan geri döndüğü an ışık geri gelir fakat arkadaşlarından bir tanesi bile yerinden kıpırdamamış şekilde oturuyordur. işte o an iş ciddiye binmeye başlar. sallanan kız ritmini bozmadan devam ederken, arkadaşlardan bir kız ağlamaya başlar. bundan eğlence çıkaran birkaç kişi ise, daha da korku yaratmak için sigortaları indirmeye giderler. fakat daha sigortalara elleri değmeden elektrikler kesilir. tüm yerleşkede elektrikler gider, ortalık karanlığa bürünür. işte o an tüm eğlencenin bittiği andır. tüm arkadaşlar karınlarında hissettikleri karıncalanmayla balkonda birbirlerine kenetlenirler sessiz bir şekilde. ağlayan kız daha da fazla ağlamaya başlar. diğerleri kendi aralarında "arkadaşlar bu bir şakaysa uzatmayın artık" der fakat şakayı yapanlar da elektriğin kesilmesiyle buz kesilmişlerdir. yaklaşık beş dakika sonra elektrikler gelir ve tüm gözler yurdun balkonuna döner tekrar. kız hiç istifini bozmadan sallanmaya devam ediyordur. havanın aydınlanmasına neredeyse bir saat vardır. hiçbiri ne olacağını beklemeden o korkuyla gruplar halinde içeriye odalarına gider ve herkes uyur. ertesi gün kalktıklarında balkonu boş görürler. gün ışığının uzak tuttuğu korku, onları tekrar aralarında geyikler döndürmeye iter. günlük uğraşlar sonucunda tekrar akşam olur ve balkonda toplanırlar. önceki geceyle ilgili içte yaşanan kişisel anılar anlatılır, gülüşülür. korkmaya doyamayan arkadaşlar ise sallanan kızla ilgili senaryolar yazmaya başlar. içlerinden biri "ya kız ayağa kalkıp birden bizi işaret ederek 'sizi görüyorum' diye bağırırsa gözlerindeki farklılığı görebileceğimiz şekilde" der. kızlar korkmaya başlarken, erkekler hala gülüyordur. daha sonra birisi "ya kız birden üç hamlede bize doğru yönelip yanımızda biterse" der ve kızlar hafif çığlıklar atar. ve işte o ana kadar boş olan balkona sallanan kız tekrar çıkar. ve hiç vakit kaybetmeden oturup tekrar sallanmaya başlar. korku dakikaları geri gelmiştir. aslında korkulacak bir durum olmasa da herkes ister istemez önceki gece yaşadıklarıyla tekrar gerilir. ve içlerinden biri kızı göstererek "ya şimdi kız ayağa kalkıp balkondan aşağı atlarsa" der. arkasından bir korku filmi klişesi, herkesi tekrar korku moduna sokmaya yeter: "ya kız atladıktan sonra buradan hızla çıkıp yurda gidersek ve kızın bedenini yerde görmezsek? hemen ardından yurda girip görevliye en üst katı sorduğumuzda 'orada beş sene önce bir kız intahar etti ve o günden sonra o daireyi kimseye vermiyoruz şu an boş' cevabını alırsak".. herkesin tüyleri kalkar ve o gecenin de önceki geceye benzememesi için daha fazla uzatılmaması istenir. herkes odalarına dağılır ve o gece de biter. fakat o gece, sallanan kızı gördükleri son gecedir. bir daha hiçbir gece kızı balkonda görmezler. haftalar sonra bir sabah, gözler daha iyi seçebiliyorken kızı tekrar balkonda görür birisi. yanında başka bir kız daha oturuyordur. ve kız yine sallanmaya devam eder. gündüz korkutmayan kızı yakından görebilmek için, yakın zamanda aldığı kamera ile zoom yapar kızın balkonuna. ve haftalardır merak edilen, günlük esprilerine, korkularına sebep olan bu kız, kamera ekranında yüz hatları belli olacak kadar yakındır. kız, yanındaki arkadaşıyla bir şeyler konuşuyor, kahkahalar atıyordur. ama aynı şekilde sallanmaya devam ediyordur. bir sağa sola, bir ileri geri. o an içlerinde bir sızı olur hepsinin. kızın bir rahatsızlığı olabileceğini düşünerek, herkes yaptığı esprilerden rahatsızlık duyar. artık kızı yakından görmüşlerdir, ama hiçbir zaman sallanmasının sebebini, gizemini öğrenemezler. yaşadıkları iki gecelik korku ile kalırlar |
Saat gecenin 3 ü ciddi sıkıldım napayım la gardolabın üstüne felanmı çıkayım |
Yazın bakalım tarzınızı ben başlayayım hafif düşük bel genelde koyu boru paça kot üste omuzlar fit baskı güzel beyaz tshirt alta superga tarz ayakkabı. Müzik olarak house music dinlerim sadece. Davul çalardım bi ara mazi oldu uniye geçince vs. yazın sizde bişeyler. |
arkadaşlar ankara üni. halkla ilişkiler ve reklamcılığa girdim 375 küsürle alıyordu 399,658(400) ts1 puanım vardı ve yerleştim. İlk başta radyo tv yi yazıcaktım sonradan vazgeçtim araştırınca ünide kral bittiğinde hayal olduğunu anladım kendimi burada daha iyi geliştireceğimi düşünüyorum. okuyan bilen arkadaşlar varsa düşüncelerini yazabilirmi. |
Dünyadaki son insan evindeki sandalyede tek başına oturuyordu. Ve kapı çaldı. |
Arkadaşlar ts 1 puanım 399,683(400 de gitsin). Ve ben ilk başlarda radyo tv düşünüyordum sonra araştırdım okuldayken kral okul bittiğinde sap gibi kalınıyormuş çok araştırdım. Puanı benim puanım altında olmasına rağmen daha çok güvendiğim halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünü yazdım. Hani illede bu işi yapacağım diye birşey yok ama garantim olsun çok şükür durumum iyi. Burayı seçmemin sebebi kendimi geliştirebilmem dil eğitimi vs. ayrıca reklamcılığada kayabiliyormuşsun istediğinde. Sizinde görüş ve önerilerinizi alabilirsem çok mutlu olurum. |
devamı:
Ara sıra evde yanlızken bi gülme sesi duyduğum oluyordu ama öyle sinsice felan değil içten bir gülme sesi. uzun bir süre banyoya felan giremedim zaten baktım olacak gibi değil cesaretimi toplayıp girdim banyoya. her zaman banyonun aynası sıcak suda buğulanırdı kafamı şampuanladığımda bile gözümü kapatamıyordum en sonunda aynaya bir göz attım ve ortalık tamamen buğu olmuşken ayna tertemiz duruyordu. bacaklarım titredi ve oturağa oturup dua etmeye başladım. daha sonra bağırarak kapıya vurmaya başladım annem geldi annem kapıyı açtı ve o halde koşarak odama gittim. anneme durumu anlattım ve oda bana böyle birşey yaşadığını anlattı. bigün kardeşimi yıkıyormuş kapı kilitliymiş emindim diyor. neyse çocuğu yıkarken kapı açıldı içeri biri girdi murat senmi geldin dedim ses vermedi kapı kapandı dedi. işin tuhaf tarafıysa annem o gün beni aramıştı babamıda aramış. ben eskişehirdeydim babamsa ogün eve hiç gitmemiş. ve evde sadece biz yaşıyoruz. aklıma geldikce yazacağım hatırlamaya çalışıyorum.
Bu olaylar yaşanırken bi gün evden çıkacaktım yanımda alacağım şeyler vardı annem iyi karton poşetleri yatağın altına saklar. kurcalarken birşey buldum. yeşil bi muska vardı poşede sarılmış açtım içinden kum döküldü biraz. sorduk biri ciddi bi büyü yaptırmış. gözlerim çok iyi görmesine rağmen bazen aynada saçımı felan kuruturken yüzüm bulanıklaşıyordu. diğer herşeyi çok net görüyorum ama suratım bulanıklaşıyordu ve yakınlaşdıkca dahada fazla bulanıklaşıyordu. süreklü kabus görür oldum o günden sonra ve hep sabah ezanında uyanıyordum annanem suya anlat rüyanı derdi. bigün cesaret geldi zaten alışmaya başlamıştım olaylara tasa su doldurdum ve rüyamdan aklıma gelen her şeyi anlattım. tuhaf bi his oldu içimde korktum ama birazda rahatlamıştım daha sonra tekrar yattım. ve bu gördüğüm rüyanın etkisinden hiç kurtulamadım. rüyamda kendimi elimdeki tastan görüyordum ve kendi anlattıklarımı dinliyordum. suratım bi garip görünüyordu. o olaydan sonra su içerken bile gözlerimi kapatıyorum.
Aynı zamanda bu güne kadar gördüğüm hiçbir kedi beni sevmiyor dokunmak istesem yılan gibi tıslayıp kaçıyor. Köpek sevmeye kalktığımda bir sorun yokken kediler her zaman benden nefret ediyor. En nefret ettiğim şeylerden biri gece çöp dökmek. Annem bi gün tamam ben dökerim dediğinde dayanamadım ve gitmek zorunda kaldım. inerkende korkuyordum fakat sorun yoktu lakin geri çıkarken sensörlerin hiçbirisi yanmadı. normalde 2 kat yukarıda oturuyoruz ve ciddi söylüyorum ben o gün 4 kat çıktım. bi ara korkudan yere oturdum ama dayanamayıp devam ettim. eve gidip kapıyı çaldığımda annem kapıyı açtı ve otomat sanki bana inat yaparmış gibi yanıverdi.
ŞİMDİ HATIRLADIĞIM VE ELIMDE OLAN BIR SES DOSYASI ILE ILGILI BIRŞEY DAHA VAR KANITINIDA YAPACAĞIM AKŞAM SAATLERINDE. ISTEYIP ISTEMEDİĞİNİZİ BELİRTİN ETKİLENEN ARKADAŞLAR OLUYOR.
KESINLIKLE GECELERI AYNAYA FAZLA BAKMAYIN.
edit:fotorafı belki alırım umuduyla taktım ama o günden sonra bilgisayar sadece bu hatayı veriyor
< Resime gitmek için tıklayın >