Y

Teğmen
14 Mart 2008
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
1 üye
Görüntülenme (?)
39 (Bu ay: 0)
Gönderiler Hakkında
Y
11 yıl
29 TL\u0027YE PANASONIC TY-CC10W ORJİNAL TV KAMERASI (Panasonic Plasma-LCD-LED Kullanıcıları İçin Fırsat)
Yaklaşık iki yıldır Panasonic P42G20 modeli plazma televizyon sahibiyim.
TV üzerinden kameralı görüşme yapmak gibi bir ihtiyacım oldu.
Sıradan web-cam'ler pekçok TV modeline direkt bağlamak için uygun değil.
Tv'ye bağlayabileceğim özel kameraları araştırdım, minimum 80-100 dolar gibi fiyatlar karşıma çıktı.

Teknosa'da serisonu/teşhir ürünler kısmında satışta (en son 4 adet kalmıştı) PANASONIC TY-CC10W modeli kamera buldum.
Sadece 29 TL !!!

http://www.teknosa.com/urunler/110011548/panasonic-ty-cc10w-skype-kamera-goruntu-aksesuar?term=cc10#f

Daha yeni versiyonu TY-CC20W modeli şu an yurtdışında en uygun 80-90 dolara bulunabiliyor.
TY-CC10W modeli de zamanında 100 doların üzerinde fiyatlarla satılmış bir model,
Kamera kasasının birkaç milim daha kalın olması dışında çok önemli bir farkı da yok.


Teşhir ürünü olduğu için mağazayı arayarak durumu hakkında bilgi aldım.
Kutusu açılmış, ama muhtemelen denemek için sadece birkaç kere TV'ye bağlanmış,
orjinal jelatini bile üzerinde yıpranmamış duruyordu.
Kargo ücreti de ödemedim.

Standart bir kamera gibi pc'ye de bağlanabilen bu kamera üzerinde 4 tane de mikrofon var.

Panasonic TV sahipleri için kameranın en büyük avantajı,
Panasonic Tv'lerdeki Viera yazılımı aracılığıyla TV'de hazır bulunan Skype uygulamasını sorunsuz çalıştırabilmesi.
İsterseniz geri planda çalışan skype, siz TV'de bir program izlerken bile arama geldiğinde sizi uyarıyor
ve kumandanın tuşlarına dokunarak o anda görüntülü görüşme başlatabiliyorsunuz.

Kameranın görüntü ve ses kalitesi mükemmel.
29 TL'lik fiyatı ise BEDAVA...


Panasonic TV sahipleri için kaçırılmayacak bir fırsat.
Y
12 yıl
Doğuş, Bizlere 1600 cc Aracı 2000 cc Araçtan Daha Pahalıya Satıyor !!!
Birkaç gün önce, Passat’ın 1.6 cc TDI Tiptr. ve 1.4 TSI 160 PS Tiptr. versiyonlarının satışa sunulmasıyla ilgili açılan konulardan birinde,
The_BUTZ isimli forum üyesinin dikkat çektiği, benim de kendisini destekler nitelikte yorum yaptığım bir nokta vardı.
Birkaç kişi dışında üzerinde duran olmadı.
Ayrı bir başlık açarak bu konuyu gündeme taşımayı kendimce önemli gördüm, takdirinize sunarım.

Forumdaki genel hava nedeniyle öncelikle belirteyim ki, benim şu veya bu markaya önyargılı bir tavrım yok.
Memleketimin ekonomik çıkarlarını ön planda tutmak dışında bir takıntım da yok.
Hatta eşimin kullandığı Volkswagen marka bir araca da sahibiz.
O araçtan ve Doğuş’un bazı servis uygulamalarından memnuniyetimi de forumda zaman zaman dile getirmişimdir.

Bilindiği üzere kısa süre önce devletimiz, ‘cari açığı azaltmak (!) ’ amacıyla,
otomotiv sektöründe 1600 ve 2000 cc üzeri araçlar için çok yüksek oranlarda ÖTV uygulamaya başladı.
Bu değişiklik olduğu zaman forumda pek çok arkadaşımız, firmaların bu durumu fırsat olarak göreceğini,
1600 cc araç fiyatlarında suni artışlar olacağını tahmin etmişti.

Yılsonu kotalarının doldurulmasının ardından tüm firmalarda fiyatlarda ciddi artışlar görülmeye başlandı bile.

Piyasa koşullarını iyi okuyan bazı firmalar, çok hızlı davranarak
araçlarının daha önce ülkemizde görmediğimiz 1600 cc versiyonlarını getirmeye başladılar.
Doğuş da, ülkemizde en çok tutulan araçlardan biri olana Passat’ın 1600 cc TDI Tiptr. ve 1400 cc TSI 160 PS Tiptr. versiyonlarını
(ki bu versiyonlar ülkemiz için özel üretilmiş görünüyor, dünyada bu konfigürasyonlarda Passat'ı Taner Bey bile bulamadı ) getirmiş.
Buraya kadar ben, Doğuş’u sadece alkışlarım, takdir ederim.

Ancak internete koyulan fiyat listesinde görünmeyen, bayilerde dağıtılan,
benim de VW web sitesindeki canlı destek kısmı aracılığıyla edindiğim detaylı fiyat listesinde :

PASSAT 1.6 TDI BMT 105 PS Highline Tiptr. Modeli için;
57.197,83 Net Fiyat

(+21.163,19 ÖTV +14.104,98 KDV +384,00 MTV +450,00 PLAKA ile 93.300,00 OPAK RENK - 94.450,00 METALİK RENK Anahtar Teslim Fiyatı) iken

PASSAT 2.0 TDI BMT 140 PS Highline Tiptr. Modeli için;
53.006,36 Net Fiyat

(+42.405,08 ÖTV +17.174,06 KDV +1064,50 MTV +450,00 PLAKA ile 114.100,00 OPAK RENK – 115.500,00 METALİK RENK Anahtar Teslim Fiyatı) görünüyor.

Araçların vergiler hariç net fiyatlarına baktığınızda;
1600 cc 105 PS araç, 2000 cc 140 PS araçtan 4.191,47 TL daha pahalı !!!

Vergiler eklenince tabiî ki, fahiş orandaki ÖTV nedeniyle 2000 cc anahtar teslim fiyatta daha pahalı oluyor.
Benim burada dikkat çekmek istediğim nokta, Doğuş’un kendi cebinde kalan net tutar.
Vergiler zaten devlete gidiyor.
Evet, Doğuş bizlere 1600 cc aracı gözgöregöre 2000 cc araçtan daha pahalıya satıyor !

VW’in ülkemize özel konfigürasyon yapmasına da saşmamak lazım.
Muhtemelen Doğuş, VW Almanya’ya
[i]‘Siz bize 1600 cc dizel otomatik araç gönderin, biz onu 2000 cc den bile pahalıya okuturuz’[/i] demiş olmalı.
Eminim ki Almanlar, şu halimize katıla katıla gülüyorlardır.

Vergiler hariç fiyatta yukarıdaki 1600 cc aracın, 2000 cc den sadece 5006,36 TL daha ucuz olması gerektiği tahminiyle hesaplarsak,
48.000,00 TL net fiyat ve 78.430,80 TL anahtar teslim fiyata (opak renk) alabilmemiz gerekiyor, şu an 93.300,00 TL’ye satılan aracı.

Benzer durumlar, Comfortline donanım için de geçerli.
Yanlışım olmasın, motoru farklı araçlar arasında donanım farkı olabilir mi diye de sordum Canlı Destek hattına, hiçbir fark yokmuş.

Peki, cari açığı azaltmak için yapılan ÖTV artışının anlamı nerede kaldı ?
Bazı fırsatçıların cebini daha fazla doldurmaktan başka işe yaramaz hale gelmiş olmuyor mu bu durumda ?


Sizi bilmem, ama bu durum beni fazlasıyla rahatsız etti.
Devletin bir vergi düzenlemesini,
kendisine haksız kazançlar elde edebilmek için fırsat olarak gören bir anlayış için,
ben burada söylenecek (forum kuralları içerisinde) söz bulamıyorum.

Takdirinize sunarım.
Y
12 yıl
Kartal için SÇYDS (Soğan Çuvallı Yük Denge Sistemi) !
Kartal’ı bilirsiniz,
Siteyşın (!) Reno’dan sonra ülkemizde en çok kahır çekmiş arabalardan birisidir.

Şimdilerde peynir ekmek gibi satılan hafif ticarilerin henüz adı bile yokken,
yurdum insanının mal-yük taşımak için tek seçeneğiydi bu arabalar.

Sanırım bir pazarcı kardeşimiz, Kartal’ın bağajını, arka koltuğunu, tavanını doldurmuş.
Ağırlıktan arabanın arkası çökmüş tabiki, neredeyse yere sürtecek.
Yurdum insanı bulmuş çözümü;

SÇYDS, yani Soğan Çuvallı Yük Denge Sistemi…

Koyuyorsunuz aracın sağ önüne, kaputun üzerine bir çuval soğan, araç dengeye geliyor.
Arkadaki yük azalırsa, çuvaldan 3-5 kg soğan alıp,
sizi etraftan şaşkınlıkla izleyenlerin kafasına atıyorsunuz, araç yeniden dengeye geliyor.


< Resime gitmek için tıklayın >

Not: Yukarıdaki fotoğraf 1 ay kadar önce sabah erken saatlerde, Ankara-Sincan civarında
3 şeritli yolun en sol şeridinde seyir halindeki bir araca aittir.
Sürücüsünü yermek gibi bir niyetim kesinlikle yok.
Aksine ekmeğinin peşinde koşan herkese saygım büyüktür.
Ama keşke, trafik güvenliğini tehlikeye sokmayacak şekilde malını taşısaydı, taşıyabilecek durumu olabilseydi.


Fotoğrafın daha büyük hali için ;

http://b1112.hizliresim.com/s/b/10j55.jpg
Y
13 yıl
Deforme Olan Çekici Lastiği İçin Ustalardan Bilgi Rica Ediyorum
Arkadaşlar,
Forumda tanıyanlar bilir, bizde 1 yaşını yeni dolduran Ford 1838 bir çekici var.
Aracın ön lastiklerinden birisinde fotoğraflarda görebileceğiz şekilde garip bir deformasyon oluştu.

Lastiğin yere basan yüzeyi üzerinde 5 tane şerit var.
Bu şeritlerden dıştan ikinci şeritte, yanındaki diğer şeritlere göre 7-8 mm kadar dibe çekilmeler oluştu.
Yıpranma veya aşınma diyemiyorum, çünkü bu çekilmeler lastik çevresince 20-30 cm boyunca devam edip,
bir anda normale dönüp sonra tekrar başlıyor.
Hemen yanındaki 1. ve 3. şeritlerde en ufak bir yıpranma, bozulma yok.

Lastik aracın üzerinde gelen orjinal lastik, Pirelli marka.
Araç 135.000 km'de, %99 otobanda kullanıldı.
Periyodik bakımlarında ön düzen ayarları düzenli olarak yapıldı.
Gerçi bu tarz bir bozulmaya neden olabilecek bir ön düzen ayarsızlığı olabilir mi bilmiyorum.
Bana daha çok lastiğin iç yapısından kaynaklanan bir sorun gibi geliyor.
Sanki lastik yapısındaki teller kısım kısım kasılmış gibi.

Forumdaki ustalar en doğru teşhisi koyacaktır eminim...


< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >

< Resime gitmek için tıklayın >
Y
16 yıl
EKONOMİMİZİ KORUMA BİLİNCİYLE, REKABET EDEBİLMELERİ ÖNŞARTIYLA YERLİ ÜRETİM MODELLERİ TERCİH EDELİM
Merhaba,

Bir süredir forumdaki pek çok konuyu takip ediyorum. ‘Hangi otomobili ALALIM ?’ sorusuna verilen yanıtlarda araçların yerli/yabancı üretim olmalarına değinen cevaplara pek rastlayamıyorum. Bu açıdan yaklaşan tek tük cevap oluyor, onlarda da sadece parça bulunurluğu ve fiyatı öne çıkarılıyor. Arkadaşlar biz, borçlanmaya dayanan ekonomisi gün geçtikçe daha da bozulan, yatırım sermayesi bulamayan, ciddi anlamda işsizlik sorunu yaşayan bir ülkeyiz. Ekonomimiz, bir zamanlar kan dökerek süngü gücüyle topraklarımızdan attığımız yabancı devletlerce ele geçirilmiş durumda.

2007 yılında ülkemizde satılan otomobillerin % 66’sı ithal araçtı. % 34’lük yerli kısımda da (2007 yurtiçi satış adedi sırasında) Renault, Fiat, Hyundai, Honda ve Toyota’nın ülkemizdeki fabrikalarında üretilen modelleri var. Modelleri tek tek saymakta fayda var; (2007 üretim adedi sırasında) Renault Symbol, Megane, Toyota Corolla (Corolla, Auris, Corolla Verso), Hyundai Accent Era, Fiat Albea, Honda Civic, Fiat Linea, Renault Clio, Honda City, Hyundai Matrix. Tabiî ki bunların yanı sıra hafif ticari araçlarda da Ford Transit-Connect, Fiat Doblo ve Fiorino türevleri gibi yüksek adetlerde üretim yapılan modellerimiz var.

Tüm bu modellerdeki üretimin adet ve kalite bazında önemini ve başarısını göstermek açısından şunları da ekleyelim:
- Üretim kalitesi açısından Renault’un en başarılı birkaç üretim üssünden biri haline gelen Bursa Fabrikasında, hergün yaklaşık 1000 adet araç ‘milyonda yirmi hata’ oranıyla üretiliyor. Üretilen Megane ve Clio serileri Avrupa başta olmak üzere 5 kıtada 100’e yakın ülkeye ihraç ediliyor.
- İngiltere Kraliçesinin eşinin Bursa’da ziyaret ettiği Fiat fabrikasında sadece 2008 yılı içerisinde %65 üretim artışı planlanıyor, günlük üretim 1500 adedi şimdiden bulmuş durumda. Burada üretilen Fiat Linea modeli ‘Autobest 2008’ jürisi tarafından 2008 yılının en iyi otomobili seçildi. Linea, Doblo gibi modeller tüm dünyaya ihraç ediliyor. Minicargo projesiyle üretime başlanan Fiorino modeli ise sadece Fiat’a değil, ufak farklılıklarla aynı fabrikada Citroen ve Peugeot markaları için de üretiliyor. 2009 yılında 263 kodlu yeni bir hafif ticari araç serisinin üretimi için de ihracat garantili anlaşma yapılmış durumda.
- Sorunsuzluğuyla ünlü Toyota markasının ‘En Sorunsuz Toyota Üretim Tesisi’ olarak ödül alan Adapazarı fabrikası, dünyadaki diğer Toyota fabrikalarına yetişmiş eleman ve eğitim desteği sağlıyor. Toyota’nın yeni hafif ticari araç üretim noktası olmaya da aday bu fabrikada 2007’de üretilen 161.000 adet Auris, Corolla, Corolla Verso’dan sadece 6000 adedi ülkemizde satılırken, kalanın tamamı tüm dünyaya ihraç edildi. Sadece bu fabrikadan 2007’de yapılan ihracat 2,5 milyar dolar tutarında ve ülkemizden yapılan ihracat sıralamasında Tüpraş’ın ardından 2. durumda.
- Daha fazla uzatmak istemiyorum, benzeri başarılar otomobil için Hyundai İzmit fabrikasında da, Honda Gebze’deki üretim tesisinde de, hafif ticari araçlar için ‘Ford’un dünyadaki en iyi araç üretim tesisi’ seçilen Ford Otosan Kocaeli fabrikasında da ve benim unutmuş olabileceğim pek çok yerli üretim tesisinde de yaşanıyor.

Tabiî ki serbest ekonomi piyasasında her türlü ürünün ülkeler arasında dolaşmasının özellikle tüketici için sayılamayacak kadar çok faydaları var. Ama bizdeki gibi yılda 1.000.000 adede yakın araç üretip bunun %80’ini ihraç eden başka hiçbir ülkede, yurtiçinde satılan otomobillerin %66’sı ithal değildir. Bu açıdan bakıldığında üretim kalitesini yaptığı ihracatlarla ispatlayan;
-Renault Megane, Fiat Linea, Toyota Auris, Honda Civic gibi yerli modellerimiz varken Opel Astra, Volkswagen Jetta, Golf, Peugeot 307, Citroen C4, ithal Fiat Bravo, ithal Ford Focus, Seat Leon ve benzeri ithal modelleri, veya
-Renault Clio III, Symbol, Fiat Albea, Hyundai Accent Era gibi yerli modellerimiz varken Opel Corsa, Volkswagen Polo, Peugeot 207, 206, Citroen C3, ithal Ford Fiesta ve benzeri ithal modelleri veya
- Fiat Doblo, Fiorino, Ford Transit Connect gibi yerli ticarilerimiz varken Opel Combo, Volkswagen Caddy, Renault Kango ve benzeri ithal modelleri bu oranlarda tercih ediyor olmamız ne kadar doğru ?

Arkadaşlar, yukarda saymaya çalıştığım bu fabrikalarda Fransız, Alman, İtalyan, Japon işçiler çalışmıyor, bizim insanımız çalışıyor. Fabrikalar ve karları tamamen bize ait olmasa bile burada üretilen değerin önemli bir kısmı ülkemizde kalıyor, yan sanayisiyle birlikte yüzbinlerce belki de milyonlarca insanımız bu sektörden ekmek yiyor. Ancak yapılan ihracatla ülkemize giren dövizden çok daha fazlası yapılan bilinçsiz ithalatla dışarıya çıkıyor. Sanılanın aksine bu fabrikalarımızda kullanılan yerli parça oranları da genelde %50’nin üzerinde ve sürekli artıyor (Kaldı ki bu oran % 1 bile olsaydı yine de o % 1 bizim, neden onu kollamayalım). Direkt ve dolaylı olarak ekonomimize ciddi katkılar sağlanıyor.

Evet, yıllarca ilkel teknolojili teneke arabalara binmek zorunda bırakıldık. Ama son 5-10 yıldır durum çok farklı, bunu görelim, ithal araç sevdamızdan vazgeçelim. Benzer özelliklere sahip olması ve uygun fiyat sunulması kaydıyla, yerli üretim modelleri tercih etmemiz, milli ekonomimize büyük katkı yapacak ve hatta şu an ülkemizde üretimi olmayan Volkswagen, Peugeot (Binek), Ford (Binek), Opel (2000 yılında İzmir Torbalı’daki fabrikasını kapatıp işçileri kapıya koyan ama şimdilerde pişmanlığını dile getiren marka) gibi markalarının da ülkemizde üretim tesisleri açmaya zorlayacaktır. Bu yazıya umursamazlık içinde bakan ithal marka fanatiği arkadaşlarımızı da, eminim ki ülkemizde üretilen Volkswagenler, Opeller, Fordlar daha çok memnun edecektir.

Forum Yöneticisi arkadaşlar bu uzuuuuuuun yazıya ne kadar izin verir bilmiyorum ama farklı düşünen bir tek kişinin bile fikrini değiştirebilir ve ona milli ekonomiye destek anlayışını aşılayabilirsem kendimi başarılı göreceğim. Gelin, Donanım Haber Üyeleri olarak bu konuda bir ortak akıl, bilinç geliştirelim ve bu bilinci yaymaya çalışalım. Zaten sömürgeci zihniyetin çökerttiği sanayimizde ve ekonomimizde, ithalat kaynaklı tahribat gittikçe daha fazla hissedilir olmaya başladı ve bizim gibi düşününler gittikçe artacak, yeter ki geç kalmayalım.

İthal modeller yerine benzer özelliklere sahip ve en az onlar kadar da kaliteli ve başarılı olan, ülkemizde üretilen modeller arasından yapılan seçimler hepimize ekonomisi daha güçlü bir ülkede yaşama imkanı sağlamak yolunda atılmış güçlü birer adım olacaktır.
Saygılarımla...

(Yazı içerisinde de geçen ülkemizdeki otomotiv sanayi bilgileri için :http://www.osd.org.tr )


Değişiklik : 'EKONOMİMİZİ KORUMA BİLİNCİYLE YERLİ ÜRETİM MODELLERİ TERCİH EDELİM' olan eski başlık, yorumlarımda sürekli vurguladığım 'rakipleriyle kalite-fiyat-görünüm gibi her konuda rekabet edebilir olması şartıyla' görüşümü eklemek amacıyla değiştirildi.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.