Arkadaşlar Halo'dan önce bu evrende bizi ilgilendiren bilmemiz gereken dört canlı türü var. Bunlar;

-İnsanlar
-Covenant
-Forerunner
-The Flood

İnsanları zaten biliyorsunuz sürekli birbirimizle savaşırız, savaşmayı bıraktığımız zamanlarda teknolojik ve bilimsel olarak ilerlemeye başlıyoruz. Halo oyunu da bunu anlatıyor zaten 2500 yıllarına doğru gittiğimizde insanlık teknoloji ve bilimsel olarak kendini oldukça geliştirdi ve kafamızı yıldızlara çevirdik galakside yayılmaya başladık. Ancak bu yine bizim birbirimizle savaşmamıza engel olmadı tabi ne kadar gelişirsek gelişelim o ilkel içgüdü hiçbir zaman kaybolmuyor.

İşte biz galakside yayılırken ve birbirimizle didikleşirken bizden başka canlı türü olan uzaylılarla yani Covenant'larla ilk temasımızı gerçekleştiriyoruz. Tabi bu temas çiçekli böcekli şeklinde değil insan ırkını topyekün kaldırma girişiminde bulunarak başlıyor. Covenant'lar bir dini örgüt adı altında birleşmiş bir çok farklı ırktan, türden oluşmaktadır. Ve bizlere saldırırken "İnsanlar sizin yok oluşunuz tanrıların isteği, ve biz onların aracıyız" mesajını gönderdiler. "Yer mi lan insan çocuğu" deyip saldıracaktık ki adamların teknolojik olarak bizden çok daha ileride olduklarını da gördük tabi. Daha başlar başlamaz milyonlarca insanı, gezegenleri yok ettiler. Ve tabi burada devreye Spartan porjesi ve Master Chief girdi. Bu konuyu daha sonra anlatacağım şimdilik girmeyeceğim.

Covenantlar Forerunner ırkı ve Forerunner'lar tarafından yapılan halka şeklindeki bu yapılara tapıyorlar ve onlara Halo diyorlardı. Peki bu Forerunner'lar kim ve neden bunları inşa ettiler? Forerunner'lar yaklaşık 100.000 yıl önce Saman yolu galaksisinde yaşamış bir ırktı. Kendilerini var olan her şeyin koruyucusu olarak nitelendiriyorlardı. Samanyolu galaksisinde milyonlarca gezegene yayılmışlardı oldukça zekilerdi, bir sürü yapılar inşa ettiler. Ünlü yapay zekamız Cortana Forerunner'lar için “Forrunnerlar akıllı, son derece zeki, asil varlıklardı adalete ve barışa inanmışlardı düşmanla cesurca yüzleştiler. Onu yok etmeye çalıştılar" demiştir.

Tabi arkadaşlar bu külliyat oldukça detaylı burada sadece üstünkörü geçiyorum aklınızda sadece bir Halo şablonu oluşsun yeterli. Halo denildiği zaman bu temel şeyler kafanızda canlanırsa tamamdır üstüne sonradan eklemeler yapılır.

Peki Halo'yu neden yaptılar? Bunun için The Flood adlı canlıya bakacağız. Evrenin en tehlikeli canlısıdır, aslında bir parazittir tek bir sporu komple bir türü kökünden yok edebilir. Kendini yaşayan her canlıya adapte edebilir, yerleştiği canlının zekasını bile kullanabiliyordu, ondan daha zeki bir hale gelebiliyor ve onun güçlerini ona karşı kullanabiliyordu. Yani bir canlıya musallat olan bir Flood varsa helvasını yiyebiliriz, tabi Flood'un olduğu yerde helva yapacak canlı türü kalmışsa. İşte bu tehlikeli yaratıkla Forerunner'lar maalesef karşı karşıya geldiler, ilk başlarda Flood'u hafife aldılar ama Flood onların bedenine yerleşerek büyümeye onların zekasını kullanmaya devam etti ve onlardan daha akıllı olmaya devam etti. Galakside her tarafa yayılmaya başladı ve durdurulamadı.

En sonunda Forerunner'lar her şeyi denedikten sonra artık yenemeyeceklerini iyice anlayınca Flood'a değil Flood'un besinini yok etmeyi amaçladılar yani galaksideki canlı türlerini, bu sayede Flood'u açlıktan öldüreceklerdi. Bunun için 12 tane Halo'yu (Halo Array'de deniliyor ama ben Halo diyorum) yaptılar, The Librarian adındaki bir Forerunner her canlı türünden aldığı nadide örneği sakladı, Shield World adı verilen kalkanlı ve Halo silahının etki edemediği sığınaklı Dünya'lar yaptılar (bu kısım da biraz karmaşık tabi Forerunnerların ikiye ayrıldığı bazıları daha savunma odaklı olunmasını bazıları da Halo'ların yapılmasını önermişti), bu sığınakların açılabilmesi için öncelikle Halo'nun aktif edilmesi gerekmekte ancak buralara farklı yollardan da girilebiliyor tabi . Halo'yu aktif ederek galaksideki canlıları yok ettiler. Sonra canlılardan alınan örnekler tekrar gezegenlere bırakıldı. Bu sayede Flood belasından kurtulduk (!) ve bu çok şeye mal oldu. Halo'nun gizemi de böyle arkadaşlar, oyunun adı da bu halkalardan geliyor.

Evet arkadaşlar günümüzde de gördüğünüz üzere gelecekte de insanlar birbirleri arasında çatışmaya devam ediyor, isyanlar çıkıyor, savaşlar olmaya devam ediyordu. Bunları fazla insan gücü kullanmadan engellemek için nokta operasyonları yapabilmek için bir dizi projeyi hayata geçirmeye karar verdiler. United Nation Space Command (UNSC- Birleşmiş Milletler Uzay Komutanlığı) tarafından hem fiziksel olarak çok güçlü hem de genetik ve zihinsel bakımından normal insandan çok daha ileride bir “süper asker” projesi başlatıldı.

Temelleri 22. yüzyılın sonlarına doğru atıldı, ilk çalışması ise Office of Naval Intelligence (Deniz Harp İstihbarat Ofisi- ONI)tarafından ORION projesi adı altında 2321'de yapıldı ancak başarısızlıkla sonuçlandı. Projenin ismi de bu arada 300 Spartalı hikayesine dayanmaktadır ve ayrıca 300 kişi üzerinde de bu çalışmalar yapılmıştır.

Başarısızlıktan sonra uzun yıllar proje rafa kalktı ta ki 2491 yılına kadar. ONI tekrar Colonial Military Administration (CMA-Koloni Askeri Yönetimi) ile birlikte ORION projesini gizli bir şekilde yeniden başlattı. Ordunun özel gönüllü askerleri üstünde yaptıkları fiziksel ve zihinsel deneylerde 165 askerde başarı sağlandı. İsyancıların,Eridanus II gezegeninde yaşayan koloninin, hükümet yetkililerine saldırıları sonucunda bu 165 asker isyancılara karşı bölgeye sevk edildi ve ilk operasyonlarını yaptılar. Operasyon başarılı oldu ve sadece 1 yaralı dışında can kaybı olmadı. Başka bir operasyon olan Veritas operasyonu sırasında isyancıların CMA’ya sızdıkları ve bazılarının çifte ajan olduğu ortaya çıktı, bundan ötürü UNSC CMA’yı kapatıp projeyi 2506 yılında iptal etti.

Proje iptal edildi ancak isyancılar bitmedi UNSC'nin isyancıların üstündeki etkisi gün geçtikçe azalmaya başladı, caydırıcı güç halinden uzaklaşmaya başladılar ve isyancılara karşı operasyonlar da başarısız oldular. İsyancılar yayılmaya ve genişlemeye devam etti böyle giderse büyük bir savaş kapıya dayanacaktı. Bu da UNSC’yi tedirgin etti ve Spartan 2 projesi 2517’de hayata geçirildi. DR. Catherine Halsey projenin başındaydı. Dr Halsey projede bir sürü radikal değişiklik yaptı. Önce bir gen havuzu çıkardı, bu gen havuzundaki insanlar diğer insanlardan hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha güçlü olmalıydı, sonra askerlerin 6 yaşından itibaren eğitilmesi gerekiyordu. Bu bir sürü tartışmaları da beraberinde getirdi ancak yapılması da zorunluydu proje büyük bir gizlilik gerektiriyordu. Ayrıca eş zamanlı olarak bu yetiştirilecek askerlere bir dış iskelet ve zırh yapılması planlandı (MJOLNIR zırhı). Bu zırhları kullanabilecek kapasitede insanlar yetiştirilmesi gerekmekteydi tabi.

ONI bu projeye yeşil ışık yaktı 75 kişiye kadar finansman desteği verdi, kurtarılacak hayatlar daha ağır bastığı için bir nevi istemeden de olsa bu projeyi hayata geçirdiler. 75 çocuk ONI tarafından kaçırıldı ve yerlerine aynı klonları koyuldu bu klonlar bir süre sonra geçirecekleri komplikasyonlardan dolayı öleceklerdi. Kaçırılan çocuklar ardından Reach gezegenine götürüldü ve orada Subay Mendez tarafından eğitildiler. Oldukça zor ve ağır bir eğitimden geçirildiler. Matematik, fizik, bilim, savaşlar, askeri taktikler içeren bir sürü eğitime de tabi tutuldular. Mendez tarafından 2525 yılına kadar eğitildiler yani 14 yaşına kadar.

14 yaşından sonra biyolojik büyütme prosedürleri uygulandı ve bu en acı kısmıydı, bu operasyon sırasında 75 çocuktan 30’dan fazlası ölecek kimileri de felç kalacaktı. İçlerinde çok önemli birisi vardı, hem fiziksel hem de zihinsel özellikleri onu diğer Spartalılardan ayırıyor, liderlik karakteri ağır basıyordu. Cortana’nın (yapay zeka) onu özgürce seçmesine izin verdikleri kişiydi, John 117 kod adlı bu kişi evrenin kaderini değiştirecekti…

Peki bu biyolojik büyütme prosedürleri nedir? Kısaca bahsetmemiz gerekirse;

Günümüzde de arkadaşlar bu genetik çalışmaları görüyoruz zaten. 2500’lü yıllara doğru insanlarda artık galakside yayılmaya başladıkları için o uzay şartlarına sonuçta adapte olmaları gerekiyordu, bu tip çalışmalar yapılıyordu ancak böylesi değil tabi.

Öncelikle deneklerin kemiklerini dayanıklı ve kırılmaz yapmalı, sonra kasları geliştirmeli daha uzun süreler çalışıp yorulmayan kaslar, görme (su altında bile), işitme, refleks, hafıza ve diğer fonksiyonları geliştirme gibi bir dizi operasyon yapıldı. Bu operasyonlar yapılırken denek bilinçsiz durumda olacak ağrı hissetmeyecekti ancak işin ayağı öyle olmadı. Operasyonlar sırasında büyük acılara maruz kaldılar, kemiklerin her tarafı kırılıyormuş gibi ağrılar, damarlardan ateş geçiyormuş gibi yanmalar gibi bir sürü değişik ağrı, acı hissettiler. Gelişen istenmeyen durum ve yan etkilerden ötürü bazı deneklerin kalbi dayanamadı. Vücudu buna dayanan deneklerin bir çoğu bu yeni duruma alışabilmek için yoğun çaba sarf etti. Tıpkı çocuğun sürekli yürümek için ayağa kalkıp her defasında düşmesi gibi ama sonunda bunu başarıyordu. Diğer yan etkilerde (ağrı, yanma, sürekli baş ağrısı, gözlerde sıkıntılar) zaman içerisinde azalmaya başladı, bazı deneklerde yok olmadı ancak yine de oldukça azaldı.

Yapılan bu çalışmalar sonucunda deneklerin boyları 2 metreden fazla 90-100 kilogramdan daha ağır hale geldiler. Vücut ağırlıklarının 3 katından fazlasını kaldırmaya başlayıp 55 km hızla koşmaya başlayan denekler oldu (Mjolnir zırhı içerisinde John 117 kısa sürede 105 km’ye ulaştı ancak aşil tendonu yırtıldı). Daha fazla yükseğe sıçrama, daha yüksekten aşağı atlama, hızlı reflekslerle anında karşılık verme gibi bir sürü insan üstü güce kavuştular. Hatta o kadar hızlı düşünüyorlardı ki (yapay zeka yardımıyla da) olayları ağır çekimde dahi görebiliyorlardı. Buna da “SPARTAN ZAMANI” adı verildi. Ayrıca görme duyuları çok geliştiği için karanlıkta görebiliyorlardı.

Bu zihinsel ve fiziksel gelişim sadece 33 denekte başarılı oldu. Diğer başaramayanlar ise ileride tekrar canlandırma umudu olur diye kroyojenik korunmaya alındılar, felç kalanlarda rehabilitasyon merkezlerinde tedaviye alındı ve çalışabilenlere başka pozisyonlarda iş verildi.

JOHN 117

2511 yılında Eridanus II koloni gezegenindeki Elysium şehrinde doğdu. Kendi yaşıtlarından daha uzun, daha cüsseliydi, agresif ve güçlüydü tuttuğunu koparan tiplerdendi. Dr. Halsey’in gen havuzundaki çocuklardan birisiydi ve projenin ilk adayı olan çocuktu. Dr. Halsey ve Teğmen Keyes onu yakından görmek için Elysium şehrine gittiler, Halsey onu daha yakından gözlemlemek için John’a yaklaşarak onunla bir oyun oynamak istediğini söyledi. Bildiğiniz yazı tura oyunuydu ve John hepsini bilmişti. 2517 yılının ilerleyen zamanlarında John’da diğer çocuklar gibi kaçırıldı ve yerine klonu koyuldu. Hepsi Reach gezegenine götürüldü ve orada kısa bir bilgilendirmeden, şok halini atlattıktan sonra eğitimlere başlandı. 8 yıl boyunca sürecek zorlu bir eğitim sürecinden geçti, Kelly ve Sam adında iki çocukla sıkı bir arkadaşlık bağı kurdu. John diğer adaylardan daha iyiydi, daha çabuk uyum sağladı Halsey ve Subay Mendez onu diğer çocuklara liderlik edecek dört liderden biri olarak görevlendirdiler. Halsey onun tüm Spartan II grubuna liderlik edebileceğine inanıyordu ama Mendez aynı fikirde değildi.

Spartalılar Reach’in karlı kaplı dağlarına bırakıldılar ve onlara Pelikan helikopterlerine ulaşmaları gerektiğini söylediler ve geride kalan çocuklar için dönmeyeceklerini söylediler. John 117 bunu yapabilecek bir insan değildi, ve yapmadı da. Bütün çocuklara ortak bir buluşma noktası belirleyip herkese oraya gelmesini söyledi, buluştuktan sonra Pelikan helikopterlerinin olduğu yere gittiler, askeri üniforması olmayan birkaç kişi gördüler. John bir plan yaptı ve bunu uygulamaya geçtiler, oradaki kişileri tuzağa düşürüp taşlarla yaralayıp etkisiz hale getirdiler böylelikle hiçbir çocuk arkada kalmadan hepsi oradan kurtuldu. Bu durum diğer çocukların John’a farklı bakmasına onu bir lider olarak görmeleri yeterli oldu. Subay Mendez yanılmış onun bir lider olduğunu fark etmişti, ona dayak yiyen askerlerinden ötürü kızgın olsa da Halsey ile birlikte onu bu sefer kadro liderliğine terfi ettirdi. John ayrıca Spartan II Mavi takımını da kurmuş oldu.

John’da 14 yaşına geldiğinde diğer çocuklar gibi biyolojik büyütme operasyonları uygulandı. Bu operasyonlardan sağ kalmayı başaran 33 çocuktan biri oldu. 33 çocuk iyileşmek ve daha da güçlendirilmek için Atlas ismindeki spor salonuna transfer edildiler. John bu spor salonundaki ilk gününde dört ODST’li (Orbital Trop Shock Trooper- Yörünge Düşürme Şok Birimleri- özel operasyonlara giren bu konuda uzmanlaşmış bir askeri birim) tarafından sıkıştırıldı ve John onları ringe davet etti. İkisini öldürdü diğer ikisini de sakat bıraktı. Bu olaydan sonra diğer askeri birimlerin Spartalılara karşı büyük bir kızgınlık öfke duymasına neden oldu. Bu olayın John’u test etmek için kurulan bir tezgah olduğu da söyleniyor.

John 117 artık büyüyordu. Onun karakteri, liderlik özellikleri nadir insanda bulunuyordu. Her ne koşulda olursa olsun kimseyi geride bırakmayacaktı, insanlığın kurtuluşu için her ne pahasına olursa olsun savaşmaya devam eden bir karakter yapısı vardı. John 117 hep farklıydı, eğitimler sırasında askeri birliğin en üst rütbesini sormuştu, ona Master Chief Petty Officer ( kısaca en tepe mevkinin bir alt mevkisi oluyor, Usta (baş) Şef Astsubay anlamına da gelebiliyor, bunun bir üstü ise Command Master Chief Pretty Officer- Usta Şef Komutası (gibi gibi) Halo evreninde şu an bu mevkiye gelen kimse olmadı) olduğunu söylemişlerdi. O mevkiye ulaşmayı kafasına koymuştu.

"Asker olarak görevimiz insanlığı korumaktır ne pahasına olursa olsun" John 117

2525 yılında John’a ilk görevi verildi. Eridanus sisteminde ki Albay Robert Watts’ı tutuklayacaklardı, operasyon sırasında yan tarafından vurulmuştu ancak çok ciddi bir yaralanma değildi. Operasyon başarılı olmuştu. Spartalılar için geliştirilen Mjolnir Mark IV zırhını ise ilk deneyen John 117’ydi.

MJOLNIR Powered Assault Armor/Mark IV Zırhı

Kısaca bahsetmek gerekirse; Dr. Catherine Halsey tarafından Spartalılar için üretilmiş bir zırhtı. 2511 yılında çalışmaları başlamış o günden kullanıldığı güne kadar birçok geliştirme aşamasından geçmiş, zırhla birlikte birçok yeni teknoloji de doğmuştu. Bu zırh hemen her ortamda çalışabiliyor, bakteri ve diğer toksiklere karşı aktif filtreleme sistemi içeriyor, elektromanyetik nabız ve radyasyona karşı sertleştirilmiş materyaller içeriyordu. Zırhın dış kaplamasında bir koruyucu kalkan var ve iç kısımda da titanyum bir gömlek ve bunun altında da jel dolu bir tabaka var. İç kısım çevre kontrolü yapan sinirsel bir ağ arayüze sahipti. Bu ağ elektrokimyasal sinyalleri dijital koda çevirip kafanın arkasındaki bir arayüz bağlantısına yönlendirir. Bu ağ sayesinde kullanıcı düşüncelerini zırha iletir ve zırh bunları yapar ve tabi ki akılla öylesine bütünleşik bir zırh ki hiçbir gecikme süresi yok. Varsa da bu gecikme süresinin ne kadar olduğunu ortaya çıkarmak imkansız. Normal insanın bu zırhı kullanması mümkün değildi. Yarım ton ağırlığında kullanıcıyla birlikte imkansız bir sürü hareketi yapabiliyor, acayip ağırlıkları kaldırabiliyordu (oyundaki arabaları düzeltme gibi:).Bugüne kadar yaratılmış en iyi askeri zırhtı. Sonrasında bu zırh daha da geliştirilerek beşinci modeli özellikle Covenantlara karşı geliştirmeler içeriyordu ve diğer bir sürü irili ufaklı teknoloji güncelleştirmeleri ve iyileştirmeler yapıldı. Ve tabi geliştirmeler devam etti altıncı yedinci sürümleri de çıktı.

Spartalılar zırhlarına kavuşup uyum sağladıktan sonra Covenant’larla da ilk temas gerçekleşmişti. Covenant uzay gemisi saldırıya geçmişti. İsyancılara karşı oluşturulan Spartalılar birliği artık Covenant’larla savaşacaktı. John ve Spartalılar Havok nükleer bombayla birlikte (taşınabilir nükleer bomba) bir Covenant gemisine girmek için harekete geçtiler gemiye sadece John, Sam ve Kelly girebildi. Görev başarıyla yapılsa da Sam zırhına aldığı darbelerden dolayı gemiyi terk edemedi ve bu gemide kalarak bombaların da uygun bir şekilde patlamasını da Sam sağladı. Bu John’u derinden etkiledi, Covenant’ın yenilebileceğini gösterdiler ancak bu çok fazla hayata mal olacaktı. John’un bundan sonra ki hayatı Covenantlarla savaşarak geçti.

Cortana?

Cortana, Dr. Catherine Halsey’in beyninin klon kopyası kullanılarak oluşturulmuş bir yapay zekadır. 20 adet klon oluşturulmuş sadece ikisi hayatta kalabilmişti. Hayatta kalanlardan birisinin nöral yolları tarandı Cognitive Impression Modeling (Bilişsel Gösterim Modeli, kısaca akıllı yapay zeka yaratmak için insan beynini taratıldığı bir sistem. Bu işlem sırasında insan beyni hasar aldığı için bu tarama ya yakın zamanda ölen kişilerde ya da klonlarda yapılıyordu) kullanılarak aktarıldı ve bu Cortana’yı yaratmak için kullanıldı. Cortana 7 Kasım 2549’da Reach’de etkinleştirildi ve ilk cümlesi de “Oyun bittiğinde şah da piyon da aynı kutuya girer” oldu.

Cortana John’la ilk tanışması Reach gezegeninin düşüşünden önce olmuştu. Mark V zırhının test aşamasında John ve Cortana birlikte teste girmiş Albay James Ackerson’ın hileli testini oldukça zorlanarak geçmişlerdi. Ayrıca the Pillar of Autumn yapay zekasını Cortana’yla değiştirme planlanmıştı süresiz olarak bu gemide görev yapmaya zorlandı. Cortana ise yapay zeka olmasına karşın bu duruma sinirlenmiş ve gemiyi hakleyerek, savaşta onları en önde göndermeye çalışarak intikamını almaya çalışmıştı. Bu arada da Cortana John ile olan ilişkisi gittikçe güçlenmiş ve oldukça sadakatli hale gelmişti.

“Seçmeme izin verdiler. Bunu sana hiç söyledim mi? Spartılarlardan hangisini en çok istiyorsan onu seç. Beni biliyorsun. Araştırmamı yaptım. Tıpkı diğerleri gibi sen de hızlı, güçlü ve cesurdun. Doğal bir liderdin. Ama onlar da olmayan bir şey vardı. Kimsenin göremediği ama ben gördüm. Tahmin edebilir misin? O şansdı.